İmad Muğniye’nin Hayatı
Hacı Rıdvan adıyla tanınan İmad Muğniye 1962 yılında
Lübnan'ın güneyindeki Sur kentine bağlı Tayr köyünde dünyaya geldi. Birçok
İslam alimi yetiştiren mütedeyyin bir ailenin çocuğu olan İmad Muğniye, Ehl-i
Sünnet ve Şia mezheplerine göre İslam Fıkhı adlı eserin yazarı Cevad
Muğniye'nin yeğenidir. Küçüklüğünden beri Filistin meselesiyle ilgili olan İmad
Muğniye, henüz 15 yaşındayken Filistin el-Fetih Örgütü'ne üye oldu. El-Fetih
örgütünde aradığı manevi havayı bulamadığını belirten İmad Muğniye, bir müddet
sonra İslami mücadeleye katılmak için el-Fetih'ten ayrılarak Emel Hareketi'ne
katıldığını ifade edecektir.
Lübnanlı Şiilerin Lideri ve Emel Hareketi'nin Kurucusu İmam
Musa Sadr'ın kaçırılmasından ve İran'da İslam Devrimi'nin gerçekleşmesinden
sonra, İslam Devrimi'nin Önderi Ayetullah İmam Humeyni'nin düşünceleri
doğrultusunda İsrail işgaline karşı Lübnanlı gençleri örgütlemeye başladı. 1982
yılındaki İsrail işgali sırasında Lübnanlı gençlerle oluşturduğu direniş
grubunun Beyrut'un girişindeki Haled bölgesinde İsrail ordusuna karşı verdiği
başarılı savaşla ün kazanan İmad Muğniye ve arkadaşları Humeyniyun Güçleri diye
adlandırılmaya başlandı.
Hizbullah'ın kurulmasından sonra İsrail'e karşı mücadelesini
Hizbullah'a katılarak vermeye başlayan İmad Muğniye, operasyonlarda üstlendiği
komutanlık göreviyle İsrail'in 2000 yılında güney Lübnan'dan çekilmesinde son
derece önemli bir rol oynadı. İsrail'le son yapılan 2006 yılındaki Temmuz
Savaşı'na da komuta eden İmad Muğniye, İsrail'in yenilmezlik efsanesine son veren
Arap komutan diye ünlendi.
İmad Muğniye'ye yönelik daha önce de birçok suikast
teşebbüsünde bulunan İsrail, 1996 yılında resmi olarak da üstlendiği bir
saldırı gerçekleştirdi ise de Beyrut'ta gerçekleştirilen bu saldırıda İmad
Muğniye'nin kardeşi Fuad Muğniye hayatını kaybetti. İmad Muğniye, 12 Şubat
2008'de Şam'da uğradığı bombalı saldırı sonucu şehid oldu.
İmad Muğniye, Ragıb Harb ve Seyyid Abbas Musevi'den sonra
düzenlenen terörist saldırı sonucu şehid olan üçüncü üst düzey Hizbullah
yetkilisidir.
Muğniye'nin Gerçekleştirdiği Operasyonlar
Muğniye, İsrail ve Amerika hedeflerine yönelik birçok
saldırıdan sorumlu tutulmaktadır. Muğniye'nin sorumlu tutulduğu operasyonlardan
bazıları şunlardır:
- Nisan 1983'de Beyrut ABD Konsolosluğu'nun bombalanması eylemini
planladı. Bu eylemde, 63 Amerikalı ve Lübnanlı asker öldü.
- Beyrut'taki ABD Marines kuvvetleri karargâhının
bombalanması eylemini organize etti. Bu saldırıda da 241 Amerikalı öldü.
- Beka'da 58 Fransızın öldüğü Fransız askerlerinin
kışlasının bombalanması eylemini planladı.
- 1985 yılında Beyrut havaalanında, Amerikan TWA uçağının
kaçırılmasında rol üstlendi ve uçaktaki Amerikan Marines kuvvetlerinden bir
subayı öldürdü.
- Arjantin'in Buenos Aires şehrinde 85 kişinin ölümüne neden
olan bir Yahudi merkezi ve İsrail Büyükelçiliği'nin hedef alan bombalı
saldırını planladı.
- Muğniye, 19 Amerikan askerinin öldüğü Arabistan'daki Hobar
kulelerinin bombalanması olayına katıldı.
- İsrail ordusunun Caitit 13 birliğinin hedef alındığı,
Ensariye'deki Abbas'ın Tuzağı adlı operasyonu gerçekleştirdi.
- 2000 yılında Şeba çiftliklerinde İsrail askerlerinin esir
alınması operasyonunu planladı. 2000'li yıllarda verdiği mücadeleyle, İsrail
ordusunun Güney Lübnan'dan çıkmasını sağladı.
- Temmuz 2006'da iki İsrail askerinin esir alındığı Ayta
Şaab operasyonunu gerçekleştirdi. Bu operasyon sonrasında patlak veren Temmuz
2006 savaşında Hizbullah savaşçılarını yönlendirdi.
Muğniye ve el Kaide ile Diyaloğu
Ali Nuri Zade, Şarkul Avsat gazetesinde, “İmad Muğniye:
Hacı… Tilki…” başlığı ile kaleme aldığı yazısında, Muğniye'nin 2003 yılında el
Kaide savaşçılarının Irak'a girmesine yardımcı olduğunu ileri sürdü.
Zade, yazısında şu ifadelere yer vermişti: “1997 ile 2003
Irak savaşı arasındaki süreçte Muğniye günlerini İran, Afganistan, Suriye,
Lübnan, Pakistan ve Kuzey Irak'ta geçirdi. Üst düzey el-Kaide liderlerinin
Afganistan'dan İran'a geçmesine yardım etti. 2003 yılının sonunda el-Kaide
savaşçılarının İran'dan Irak'a geçişlerinin planlanmasında önemli bir rol
oynadı. Bunun için bir taraftan Devrim Muhafızları ve Kudüs Kolordusuyla diğer
taraftan da Eymen ez-Zevahiri, Seyfuladl, Saad Bin Ladin ve Enver Sedat'ın
katili Halid İslambuli'nin kardeşi Muhammed İslambuli'yle olan güçlü
ilişkilerini kullandı.
2005'de Muğniye'ye Irak'ın güneyindeki silahlı Şii gruplar
arasındaki ilişkileri örgütleme sorumluluğu verildi. Daha sonra Güney Irak'ta
Devrim Muhafızları merkezlerinin kontrolü görevini devraldı. Yine 2005'de bu
kez diplomatik pasaport taşıyan İran vatandaşı Seyyid Mehdi Haşimi adıyla
İranlı yetkililer eşliğinde Suriye yoluyla Lübnan'a gitti.
2006'nın başlarında Irak'ın Basra şehrinde görüldü. Onun,
eğitim turlarına katılmak için Ceyşü'l Mehdi (Mehdi Ordusu) savaşçılarının
İran'a yolculuklarını planladığı söyleniyor. Geçtiğimiz nisan ayında
Hizbullah'ın istihbarat teşkilatında önemli bir görevi devralmak için Lübnan'a
geri döndüğü söylendi.
Sunday Times Gazetesi; geçen nisan güvenlik uzmanları ve
Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi'nde eski bir Amerikalı yetkilinin, Mahmut
Ahmedinejad'ın sene başında Suriye'de Muğniye'yle buluştuğunu söylediklerini
nakletti. Gazete “Amerikalı yetkililer ve İsrail istihbaratından kaynaklar,
Muğniye'nin Hizbullah'ın dış operasyonlarının yönetici olması hasebiyle Amerika
Başkanı George Bush'un İran nükleer santrallerini vurma emri vermesi halinde
Batılı hedeflere karşı İran'ın vereceği cevabın planlanması görevini
üstlendiğini düşünüyorlar” dedi. Ve gazetede şu ifadelere yer verildi: “Muğniye
geçtiğimiz ocak ayında Ahmedinejad'la Tahran'dan Suriye'nin başkenti Şam'a
gitti. İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad orada Hizbullah, İslami Cihad ve İslami
direniş hareketi Hamas liderleriyle görüştü.” İsrail ve Amerikan kaynakları, bu
buluşmada Lübnan ve Filistin'deki İsrail askerlerini kaçırma operasyonu
üzerinde anlaşıldığını düşünüyor.”
Zade, yazısında ayrıca, Muğniye'nin Sudan'a gittiği bir
dönemde, el Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri ve Usame Bin Ladin'le bir araya
geldiğini ileri sürdü.
Amerika'nın, başı için 5 milyon dolar ödül verdiği Muğniye dünyada 42 ülkede aranlar listesinde baş sırada yer alıyor. O İranlı yetkililerce devrim uğrunda hayatını feda etmeye hazır,. Ebu Vefa ise onu insanlık ve şefkat nedir bilmez terörist ve intiharcı olarak görmektedir ve hayatta kalıp tutuklanmaktan kurtulduğu için onu şanslı bulmaktadır.