İran'dan Lübnan'a Dizel Sevkiyatının Yankıları

GİRİŞ: 22.08.2021 10:36      GÜNCELLEME: 22.08.2021 10:36
Rasthaber -  Lübnan'da yakıt krizinin körüklenmesi ile beraber İran İslam Cumhuriyeti bu ülkeye yakıt taşıyan gemiler gönderdi.

Lübnan Hizbullah Hareketi genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah 19 Ağustos Perşembe günü Hüseyin'in -as- şehit düştüğü Aşura günü yıldönümü dolayısı ile yaptığı konuşmasında yakıt taşıyan gemilerin İran'dan Lübnan'a doğru yola çıktığını açıklamıştı.  Lübnan'da yakıt krizi yaşandığı bir sırada İran İslam Cumhuriyeti böyle bir girişimde bulunmuştur. Lübnan'da ortaya çıkan bu kriz birçok benzin ve mazot istasyonunun, bazı hastanelerin ve hatta kimi fırıncıların da kapanmasına yol açtı. Bu durum ise halkın bu durumu protesto etmek için sokaklara inmelerine sebebiyet verdi.

İran İslam Cumhuriyeti'nin Lübnan'ın yakıt krizinin üstesinden gelmesine yardımcı olmak için bu ülkeye yakıt gönderme hamlesi, Lübnan'da halkın sorunlarını çözmek için ulusal bir irade olmadığını ve bazı Lübnanlı şahsiyetlerin ve siyasi grupların açıkça kişisel çıkarları peşinde koştuğu bir sırada gerçekleşmektedir. Bu bağlamda kimi çıkarcı tarafların halkın ve ulusal çıkarların önünde partileri ve kendilerinin kişisel istekleri doğrultusunda hareket ettikleri görülmektedir.

Hizbullah Genel Sekreteri'nin Lübnan'a yakıt gönderileceğini açıklamasının hemen ardından, özellikle Lübnan içindeki direnişe karşı çıkan bazı kişiler, medya ve ağlar, sevkiyatların karşılığının nasıl ödeneceğini sorgulamaya başladı. Aslında Lübnan direnişinin muhalifleri Hizbullah'ı Lübnan ekonomisine müdahale etmekle suçladı ve imajını zedelemeye çalıştı. Ancak Lübnan medyası, İran akaryakıt sevkiyatının maliyetinin tamamının bir grup Lübnanlı Şii iş adamı tarafından satın alındığını ve Hizbullah'ın bunun için ödeme yapmadığını bildirdi.

İran'dan yakıt gönderilmesine açıkça karşı çıkan Saad el-Hariri ve Samir Ca'ca tarafından başka bir tepki de geldi. Saad el-Hariri, dokuz aralıksız tweetinde İran'ın hareketini protesto etti ve dokuz tweetinin sonunda İran'ın yakıt gemisini kabul etmenin "cehenneme giden hızlı bir yol" olarak nitelendirdi. El-Hariri'nin tepkisine rağmen Lübnan'daki yakıt krizini sona erdirmek veya azaltmak için hiçbir yol önermemesi dikkat çekmektedir.

Aslında El-Hariri'nin İran'dan Lübnan'a yakıt gönderilmesine karşı duruşu Lübnan'ın çıkarına uygun değil, tam tersi bir yandan el-Hariri'nin İran'ın direniş konumunu ve Lübnan güç yapısındaki destekçilerini iyileştireceğini düşündüğü iç siyasi çatışmadan kaynaklanmaktadır. Öbür yandan da bölgedeki direnişi zayıflatmaya çalışan uzlaşma akımının düşünce çizgisi doğrultusundadır.

 Saad el-Hariri ve diğer bazı Lübnanlıların bu tür duruşunun tam karşı noktasında  İran petrol tankerinin Lübnan'a hareket ettiğinden beri Lübnan topraklarının bir parçası olduğunu vurgulayan Seyyid Hasan Nasrallah'ın tutumudur. Aslında Lübnan Hizbullah hareketi Genel Sekreteri, petrol tankerine saldırmak isteyen ülkeleri uyardı, çünkü Seyyid Hasan Nasrallah için Lübnan halkının sorunlarını azaltmak, partici ve kişisel bir görüşten daha üstündür.

İran'ın Lübnan'a yakıt göndermesine bir başka tepki de siyonistlerden geldi. İsrail kabinesi konuyla ilgili henüz resmi bir tepki vermemiş olsa da, İsrailli gazeteciler ve medya kuruluşları öfkelerini dile getirerek Hizbullah'ın bu girişimini, İsrail için bir başka yenilgi örneği olarak nitelendirdiler. Onlara göre  Seyyid Hasan Nasrallah tarafından  caydırıcılık denklemi genişletilmeye çalışıldı.

Son nokta ise; İran İslam Cumhuriyeti'nin eyleminin,  Lübnan'daki istikrarsızlığa ve krizin tırmanmasına karşı olduğunu göstermesidir. Diğer yandan Lübnan'daki Hizbullah hareketi de, politikacıların halkın sorunlarını azaltmak için geç kalan harekete geçmelerini bekleyemeyeceğini gösterdi.

ParsToday

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM