Eskiden Genelkurmay Başkanları’nın gücü, güvenliği temsil
ettiğini, yeni dönemde artık güvenlik deyince Süleyman Soylu’nun akıllara
geldiğini belirten Ali Bayramoğlu’nun “Burası İçişleri Bakanlığı” başlığıyla
kaleme aldığı yazısından satır başları şöyle:
Sadece, siyasette şiddeti, silahı ima eden gücün el
değiştirmesini yaşadık.
Bugün Soylu ve bakanlığı tam olarak bunu temsil ediyorlar.
Hatta, bu bakanlık düne oranla benzerlerinden birkaç adım
önde. Daha kesintisiz, keyfi, hoyrat bir olağan dönem gücünü temsil ediyor.
Yapılanması sorunlu ve kişi merkezli. Kolluk güçlerinin bu dev tekeli ya da tek
elde güç birikimi kendiliğinden denetimsizlik hali üretiyor. Kaldı ki,
denetimsizlik, yeni düzenin ana unsuru lider ve bakan arasındaki kişisel
ilişkilere ve itaat mekanizmasıyla daha da derinleşiyor.
Ancak asıl vahim olan, tek adam ve çoğunluk sistemi kadar
çarpıcı ve tehlikeli olan, devletin iç çarklarının güvenlik mekanizmalarının,
aktörleri etrafında dönüyor olması.
Mevcut siyasi koalisyonun kilit adamının da Soylu olması
boşuna ve karşılıksız değil.
İçişleri bakanlığı öyle bir konuma geldi ki, ülkenin
yönetiminde çoğu bakanlığının önüne duruyor. Akla, 1924-44 arası bakanlıkların
adım atmadan önce Genelkurmay Başkanı Çakmak’ın onayını almaları uygulaması
geliyor.
Bugün Soylu’nun bakanlığı sahada hak ve özgürlükler ölçüsünü
koyan merci. Sağlık tedbirlerinin uygulanmasını sağlayan o. Her anlamda asayiş
arayışının, turizm bölgelerinin, mal, işyeri denetim merkezi o. Afrin gibi
“yerlere tayin edilen” kaymakamların amiri o. Yargıya operasyonlarıyla yön
verenlerden birisi o.
Bakan da şahsen işinin hakkını veriyor.
Amirleri, kaymakamlara kadar seçiyor, amir silsilesi bir
kenara atarak ve bire bir yönetiyor. Peker gibi isimlerin siyasi bakımdan
tehdit dolu mitingleri bu bakanlığın izniyle, denetimi altında yapılıyor. Sokak
milliyetçiliğinin kurumsallaşmasını sağlıyor.
Yeni siyasi düzende İçişleri Bakanlığı’nın oynadığı rol,
sistem bakımından motor, hatta kurucu ve denetleyici. Bu rol, parti-devlet
modeline, polis devletine veya Erdoğan enformel devlet anlayışına çok uygun. Bu
durum, zaman zaman bırakın hukuku, kuralların bile geri planda kaldığı, asayiş
kuvvetlerinin başındaki regülatör güç olduğu bir doku oluşturuyor.
Herhangi bir kurumdan söz etmiyoruz.
Jandarma Genel Komutanlığı her anlamda artık İçişleri
Bakanlığına bağlı, subay düzeyinde atamalar bakan tarafından yapılıyor.
Jandarmanın mevcudu 2021 itibariyle 186.000 kişi. 21 Jandarma Özel Harekat
Taburu (JÖH), terörle mücadelede ve sınır ötesi harekatlarda da görev alıyor.
Bakanlığın Polis Özel Harekat kadroları 25.000’ne yaklaşmış durumda. İnanılmaz
bir teknolojiye sahipler.
Elbet işin başında, popülist bir lider ve elindeki benzersiz
yetkiler var.
Ama bir de sistemin kendi iç dinamikleri, alt katmanları, bu
katmanlarda bugün Soylu’nun temsil ettiği özerk bir siyasi gücün varlığı
bulunuyor.
Yeni düzenin kurumsal görüntüsünün bir yönü de bu.