Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın
ardından Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler de gazeteci Emin Çölaşan’a bir yazı
göndererek 17-25 olaylarına ilişkin iddialara cevap verdi.
Çölaşan “Muammer Güler’in açıklaması” başlıklı yazısında
Muammmer Güler’in eylül ayının başında kendisiyle ilgili yazdığı “Esrarengiz
Bay M.G. şimdi konuşur mu!” yazısına cevaben bir mektup gönderdiğini ifade etti
ve Muammer Güler'den gelen yazılı açıklamayı yayınladı.
Çölaşan’ın köşesine taşıdığı, Güler’in söz konusu mektubu şöyle:
“Sayın Emin Çölaşan, Sözcü Gazetesinin 01.09.2021 tarihinde
yayımlanan nüshasında şahsım hakkında tarafınızdan kaleme alınan köşe yazınıza
cevabımdır.
Öncelikle, korunması gereken ekonomik ve finansal kişisel
veriler kapsamında değerlendirdiğimiz, gerçek ve güncelliğini yitirmiş söz
konusu olayı köşenizde tekrar tekrar gündeme getirmenizden duyduğum üzüntüyü
takdirlerinize sunmak isterim.
Hakkımda olumsuz algıya sebebiyet vermemek için işbu yazıyı
kaleme alma zorunluluğu doğmuştur.
Yazınızda belirttiğiniz Halk Bankasının ilgili şubesinde,
sahte imzalar ve düzmece belgelerle bazı müşterilerin hesaplarının
boşatıldığının duyulması üzerine, banka müfettişlerince yapılan inceleme
sonucunda birçok banka müşterileri ile birlikte şahsıma ve hepsi reşit ve şahsi
gelirleri olan aile fertlerine ait beş ayrı vadeli hesapta bulunan meblağın da
banka yetkilileri tarafından usulsüz olarak çekilerek zimmetlerine geçirildiğinin
tespit edilmesi nedeniyle bankaca suç duyurusunda bulunulmuş, ilgisi bulunan
banka çalışanları hakkında Bankacılık Yasasına aykırılıktan (bankacılık zimmeti
suçundan) kamu davası açılmıştır.
Gerek banka müfettişlerince düzenlenen soruşturma raporunda,
gerekse C. Başsavcılığına gönderilen evraklarda M.G. Rumuzun dışında ad ve
soyadım açıkça belirtilmiştir.
Söz konusu şahsıma ait miktar, 3628 sayılı Mal Bildiriminde
Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Yasasında öngörülen ilkeler
doğrultusunda Mal Bildirimine konu yapılmış, ilgili komisyonlarca da uygunluğu
tespit edilmiştir.
Müfettiş incelemesi sürecinde, banka kayıtları ve mudiler
tarafından sunulan hesap cüzdanları, bilgi ve belgeler değerlendirilerek, sizin
ifadenizle sahte imzalar ve düzmece belgelerle hesaplarının boşatıldığı tespit
edilen tüm banka müşterilerinin, bu bağlamda da benim ve aile fertlerinin
paraları banka tarafından hesap sahiplerine ödenmiştir.
Bu konuda ne şahsıma ne de yakınlarıma asla ayrıcalık
tanınmamıştır.
Bankacılık Yasasında düzenlenen “Bankacılık zimmeti”, 5411
sayılı Bankacılık Yasasında düzenlenmiş olup, oldukça ağır yaptırım
içermektedir.
Soruşturması ve kovuşturması re'sen yürütülen söz konusu
davaya ilişkin olarak, mahkemece tarafıma çağrı kağıdı çıkarılmadığı gibi,
uygulamada bu tür kamu davalarına katılmanın şahsi hak yönünden bir yarar
sağlamadığı da bilinen bir gerçektir.
Bilgilerinize sunulur. Saygılarımla.
Muammer Güler.”
Çölaşan mektubu paylaştıktan sonra şu ifadelerde bulundu, “Son yazım için de yukarıda aynen okuduğuz
yazılı açıklamayı gönderdi ve yıllar sonra ilk kez kendini bu yolla savunmak
zorunda kaldı!.. Takdir sizindir. Şimdi
bu konuda yeni bir takım işlemler başlatılması gerekir de, günümüzün AKP Türkiye'sinde
bunu düşünmek bile tatlı bir hayaldir. 17-25 Aralık 2013 rüşvet ve yolsuzluk
dosyalarını raflardan indirmek, tozlu dosyaların arasından çekip almak ve
yeniden incelenmesini başlatmak… İktidar karar versin, savcılar hadiseyi ve
belgeleri yeniden incelesin… Sanıkların ifadeleri alınsın… Gerekirse Meclis
Komisyonu yeniden kurulsun ve onlar da olayı dört dörtlük incelesin. Her şey
ortada…
Temel soru şudur: Bu dört kişi rüşvet aldı mı, yolsuzluk
yaptı mı? Eğer öyleyse hesabı sorulsun. Almadılar ve herhangi bir yolsuzluk
yapmadılarsa aklansınlar, karşımıza açık alınla çıksınlar.”