Aslına bakarsanız, yakın tarihimize ilişkin bazı gerçeklerin
ortaya çıkması ve hatırlanması açısından da konuşulmayı hak ediyor.
Bugün de o tartışmadan bir başka bölümü ele alalım.
CHP'li Özgür Özel'in, Akar'a eleştirilerinden birisi şuydu:
“ABD’nin aleni bir şekilde YPG’ye silah vermeye
başlamasından birkaç ay sonra, 2003 yılında Mehmetçik’in kafasına
Süleymaniye’de çuval geçiren Odierno’dan bugünkü Millî Savunma Bakanımız üstün
liyakat lejyonu madalyasını almıştır. Bu, Mehmetçik’in kafasına çuval geçiren
Amerikan Komutandan o çuval olayından yıllar sonra ve YPG’ye silah sevkiyatı
başladıktan haftalar sonra…”
Hulusi Akar, bu eleştiriye ilişkin olarak şunları söyledi:
“Efendim, diğer bir husus, önemli bir husus, efendim, bu
madalya meselesi, dillere dolandı bu. Arkadaşlar, sayın milletvekilleri,
bilmeyenler, lütfen açın, internete bakın, bu bir adet gibi. Bu bir gelenek
gibi. Bu bir efendime söyleyeyim, usul gibi olmuş, Amerika’ya varıldığında
madalya almayan yok, bunun bir anlamı da yok. Gittik oraya, paldır küldür
verdiler. Ne talebimiz var ne şeyimiz var.”
Sonrasında şu diyaloglar yaşandı:
Özel: Askerin kafasına çuval geçiren adamdan, biliyor
muydunuz?
Akar: Bir dakika, onu da söyleyeyim. Ben bunu... Şimdi
oradaki Odierno’yu korumuyorum, fakat bilginizi tazeleyin, çuval geçiren bu
değil.
Özel: Bu, bu, bu!..
Akar: Hayır, değil yahu!
Özel: Bu, bu.
Akar: Allah Allah! Değil!
Özel: Bu, her yerde var, bu. Vallahi, billahi bu ya!..
İşte konumuz bunlar; Çuval ve madalya olayı ile Akar'ın,
“Amerika'dan madalya almayan yok” sözü.
İlkinden başlayalım.
CIA ESKİ BAŞKANI PETRAUS:“ÇUVAL EMRİNİ BEN DEĞİL, GENERAL
ODİERNO VERMİŞTİ”
ABD'nin Irak'ı işgâline Türkiye'nin de katılmasını öngören 1
Mart tezkeresi Meclis'te yeterli oy sağlanamadığı için çıkmayınca, Neo-conlar
çok kızdı. Yıl 2003'tü.
Bu olaydan 4 ay sonra ABD'nin Bağımsızlık Günü olan 4
Temmuz'da Irak'ın Süleymaniye kentindeki Amerikan askerleri, burada görevli
Özel Kuvvetler Komutanlığı'na mensup 11 askerimizin başına çuval geçirip, 60
saat gözaltına aldı.
O sırada ABD'nin Irak'ta iki tümeni bulunuyordu. Musul'daki
tümenin başı General David Petraeus'tu. Sonraki yıllarda Genelkurmay Başkanı ve
CIA Başkanı oldu.
Selahaddin Kenti'nde konuşlu 4'üncü Piyade Tümeni'nin
başında ise General Ray Odierno vardı. Askerlerimizin başına çuval geçiren de
Odierno'ya bağlı, Kerkük'te konuşlu 173'üncü Hava İndirme Tugayı idi. Bu
tugayın başındaki isim Albay William Mayville'nin Türkiye'yle özel bir “sorunu”
da olmuştu.
Şöyle ki; 1 Mart tezkeresi kabul edildiği takdirde o sırada
Romanya'da bulunan bu tugay uçakla Diyarbakır'a gelecek, buradan karayoluyla
Kerkük'e geçecekti. Ancak tezkere çıkmayınca Mayville ve ekibi Irak operasyonunun
başlamasından birkaç gün önce Romanya'dan havayoluyla doğrudan Irak'a gitmek
zorunda kaldı. Hiç kullanılmayan Harir Havalanına zorlukla indiler ve epey
zaiyat verdiler.
Türk Milleti'ni derinden sarsan çuval olayından sonra uzunca
süre bu alçaklığı General David Petraus'un yaptırdığı konuşuldu. Ancak önce
dönemin Genelkurmay 2. Başkanı olan Orgeneral Yaşar Büyükanıt, “Çuval geçirme
ile Petraus'un ilgisi yok” açıklamasını yaptı. Ardından CIA Başkanıyken
Türkiye'yi ziyaret eden Petraus'un yetkililerimize, “Türkiye'de benim adım
'çuvalcı general' diye çıktı. Oysa çuval emrini ben değil, General Odierno
vermişti” dediği duyuruldu.
Özetle, çuval olayını planlayan ve uygulayan General Odierno
ile Albay Mayville'di.
Odierno daha sonra ABD Kara Kuvvetleri Komutanı oldu. Aynı
dönem Hulusi Akar da Kara Kuvvetleri Komutanı'ydı. Genelkurmay Başkanlığına
atanmadan 6 ay önce ABD'ye gitti. İşte o ziyarette Odierno, kendi ifadesiyle
“Paldır küldür” Akar'ın boynuna liyakat lejyonu madalyasını taktı.
O günlerde konu Türkiye cephesinde, “Türk heyetinin
programında böyle bir tören yoktu. ABD, emrivaki yaptı” şeklinde kulis
bilgilerle geçiştirilirken, ABD Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine
konulan bilgi notunda, “Türkiye 1952'den beri NATO müttefikidir. Afganistan'da
ISAF bünyesinde önemli rol oynamıştır” denildikten sonra Akar'ın, “Suriye
konusundaki tutumu ve Türkiye ile ABD askeri kuvvetlerinin işbirliğine
katkıları” vurgulandı.
ABD KİMLERE MADALYA VERDİ? AKAR'INKİNİN FARKI NE
Şimdi de Akar'ın, “Bu bir adet gibi. Bu bir gelenek gibi. Bu
bir efendime söyleyeyim, usul gibi olmuş. Amerika’ya varıldığında madalya
almayan yok, bunun bir anlamı da yok” açıklamasına geçelim.
Hatırlar mısınız, 15 Temmuz darbesinden 6 ay sonra
Hürriyet'te Hande Fırat imzalı, “Karargâh Rahatsız” başlıklı bir haber yayınlanmıştı.
İktidar ve Genelkurmay'ın tepkisine yol açan haberde 7
rahatsızlık konusu sıralanmıştı. Bunlardan birisi de “Çuvalcı komutanın madalya
takması” idi. Bu eleştiriye Karargâh, “Aynı madalya başka komutanlar tarafından
da alındı” cevabını vermişti.
Pazartesi günü Akar da aynı şeyi söylemiş oldu.
Ancak burada iki önemli husus var.
Birincisi; Evet, Hulusi Akar gibi Kenan Evren, Nurettin
Ersin, İsmail Hakkı Karadayı, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt
ve İlker Başbuğ gibi komutanlar da ABD'den madalya aldı.
Hani Akar, “Almayan yok” diyor ya, hayır mesela Necdet Üruğ,
Necip Torumtay, Doğan Güreş, Işık Koşaner ve Necdet Özel'e verilmedi.
İkincisi; Akar'ınki ile diğer madalyalı komutanlar arasında
önemli bir fark var. Diğerlerine Genelkurmay Başkanı iken, ABD Genelkurmay
Başkanları tarafından takıldı. Akar'a ise Kara Kuvvetleri Komutanı'yken ve “Çuvalcı
general” tarafından!..
Özetle Akar'ın açıklamalarına karşın durum budur!..
Müyesser Yıldız/ OdaTv