‘Tekmili Birden IŞİD’ kitabı nedeniyle ceza alan Hamide
Rencüzoğulları: “Suriye’deki suç ortaklığının üstü bu şekilde kapatılamaz”
Sendika.Org yazarı ve eğitim emekçisi Hamide Rencüzoğulları’na
“Tekmili Birden IŞİD” kitabı nedeniyle İHH tarafından açılan davada, mahkeme
tazminat cezası ödenmesine hükmetti. İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde
görülen davada, mahkeme heyeti, Rencüzoğulları ve Tekin Yayınevi’ne 10 bin TL
manevi tazminat cezası verdi. Daha önce verilen cezalar, faiz ve savunma
giderleriyle ödenecek tazminat cezasının toplamı 60 bin TL’yi buluyor.
“Kararın kabul edilebilir bir maddi dayanağı yok”
Sendika.Org’a konuşan Hamide Rencüzoğulları, “Tekmili Birden
IŞİD” kitabı nedeniyle kendisi ve Tekin Yayınevi hakkında çok sayıda davanın
açıldığını hatırlatarak, “Mahkemeler her dosyaya ceza vermekte en ufak bir
tereddüt yaşamadı. Kimler dava açmadı ki! İHH, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu
Bilal Erdoğan, damadı Berat Albayrak davacı oldular. Erdoğan’ın kardeşi Mustafa
Erdoğan ile eniştesi Ziya İlgen de davaya müdahillik talebinde bulundular.
Hakkımda açılan ceza davalarının hepsinden bana çeşitli cezalar verildi, kimi
davalardan hapis cezası verildi, kimi davalardan da bu davacıların her biri
için ayrı ayrı para cezasına mahkûm edildim” dedi.
Bu durumun İHH’nın açtığı tazminat davasında da
değişmediğini ve mahkeme heyetinin tazminat cezasına hükmettiğini belirten
Rencüzoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu kararın da kesinlikle kabul edilebilir bir maddi dayanağı
yoktur. Aksine bütün maddi dayanaklar benim lehimedir. Öncelikle bilirkişi
raporu, tamamen benim lehimedir. İkincisi mahkemeye çok sayıda somut deliller
sunduk. Son olarak 10 Ekim Ankara Katliamı’nın firari sanıklar davasındaki
tanıklardan biri, Suriye’de İHH yardımlarını IŞİD militanlarının dağıttığını
mahkeme nezdinde doğruladı. Ne bilirkişi raporu ne mahkeme kayıtlarına geçen
IŞİD’linin bu itiraf niteliğindeki ifadesi dikkate alındı.
Mahkemenin es geçtiği bilirkişi raporu
Rencüzoğulları’nın dikkat çektiği, 3 Şubat 2020’de
hazırlanan ve mahkemeye sunulan bilirkişi raporunun “Sonuç” bölümünde şu
tespitler yapıldığı görüldü:
“Kitap ve kitabın dayandırıldığı kaynaklar hakkında yapmış
olduğum inceleme sonucunda davalı tarafından davacı hakkında yazılmış olan
kısımların sadece kişisel düşünceler değil kaynaklardan edinilmiş bilgilere
dayandırılmış olması ve yazılanlar ile kaynaklar arasında herhangi bir
çelişkinin göze çarpmaması sebebiyle kitabın davacının kişilik haklarına
saldırı içeren cümleler içermediği kanısına varmış bulunuyorum.”
“IŞİD’le ilişkili olanlar değil, ilişkiyi yazanlar
cezalandırıldı”
“Bir kitaba bu kadar dava açılmasının ne anlama geldiği
açıktır. Kimlerin IŞİD, El-Kaide vb. örgütlerle olan ilişkili olduğu açığa
çıkıyor zaten, ama bu ilişkiler bir kitaba girdiğinde, kitap aynı zamanda bir
delil niteliğinde oluyor” diyen Rencüzoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bu yüzden hakkımda açılan davalardan bana ceza yağdırıldı
ki, IŞİD, El-Kaide, Nusra gibi örgütlerle ilişkisi olanların kayda girmemesi
sağlanmış oldu. Bunun yerine bu ilişki ağını kaynaklarıyla yazanlar ve bunları
yayımlayanlar cezalandırılmış oldu. Halbuki geldiğimiz noktada, bu kirli ağın
bizzat içinde yer almış olan bir organize suç örgütü lideri, kontrgerilla
ilişkilerinden tasfiye edildikten sonra yaptığı ifşaatlarda Suriye’ye “insani
yardım” adı altında TIR’larla silah ve mühimmat gönderildiğini ifade etti.
Suriye dosyasını açan bu kişinin, Erdoğan ve İHH Başkanı Bülent Yıldırım ile
fotoğrafı hala akıllarda. Bu da aslında bir hem bir görgü tanığının hem de bu
silah sevkiyatının bizzat içinde yer alan birinin itirafıdır. Ancak mahkeme
heyeti ne yazık ki bunların hiçbirini dikkate almadı.
“Kirli ilişki ağını deşifre etmeye devam edeceğim”
Kitap hakkında açılan davalara verilen cezaların 60 bin
TL’yi bulduğunu belirten Rencüzoğulları, sözlerini şöyle tamamladı:
Şimdi bana ve yayınevime verilen 10 bin TL tazminat cezası
var. Ancak ben sadece bu cezayla mahkûm edilmiş olmuyorum. Mahkeme kararına
göre kitabın yayımlandığı tarihten itibaren yasal faiz ödemesi ve yargılama
giderleri, ayrıca karşı tarafın avukat ücreti de eklendiğinde 25 bin TL’yi
geçiyor. İş bununla da sınırlı değil. Daha önce davacıların hepsi için bana
verilen para cezaları da eklendiğinde, mahkûm edildiğim para cezası toplamı 60
bin TL’yi buluyor. Benim tek suçum IŞİD gerçeğini yazmaktı. Türkiye’deki
iktidarın, Batılı ülkeler ve bazı bölgesel güçlerle giriştiği bu suç
ortaklığına özel olarak değindiğim kitabımda, IŞİD ve El-Kaide ürünü çok
sayıdaki cihatçı örgüte yapılan militan ve silah-mühimmat transferinin yol
haritası gözler önüne serilmektedir. Bir kitaba bu kadar çok dava açılması ve
cezalar yağdırılması bundandır. Ancak bu şekilde, suç ortaklığının üstü
kapatılamaz. Suriye’yi yakıp yıkan, Suriye halklarının geleceğini çalan bu
savaşın sorumlularını ve yarattıkları kirli ilişki ağını deşifre etmeye devam
edeceğim.
Sendika.Org