İstanbul polisi dün kentte 12 ilçeyi kapsayan IŞİD operasyonunda,
16'sı yabancı uyruklu 19 şüpheliyi gözaltına aldı. Şüphelilerden 4'ü Türkiye
vatandaşıyken yabancı uyruklu 16 şüphelinin İstanbul'da manav, tekstil,
pazarlamacı, şoför, ayakkabı imalatçısı gibi işlerde çalıştığı tespit edildi.
Gözaltına alınanlar arasında Irak merkezli Al-Rafidain TV'nin editörü Ali
Ghanım Yonus Younus da bulunuyor.
Türkiye'de son aylarda sayısı artan bu tür operasyonlar,
"IŞİD, Suriye'deki varlığını kaybettikten sonra Türkiye'de mi
örgütleniyor?" sorusunu da akıllara getirdi. Gar Katliamı davasının
avukatlarından İlke Işık, IŞİD'in Suriye'den çıktıktan sonra şekil
değiştirdiğine işaret ediyor.
IŞİD'LİLER NASIL DEŞİFRE OLDU?
DW Türkçe'den Alican Uludağ'ın haberine göre IŞİD'le
bağlantılı gözaltına alınan şüphelilerin Türkiye'deki varlığını, Çorum'da 2021
yılında yakalanan Muhammed el Ali adlı örgüt üyesinden elde edilen dijital
materyaller ortaya çıkardı. Ele geçirilen ve çatışma bölgelerinde çekildiği
anlaşılan videoda birçok IŞİD'li yer aldı. IŞİD'e ait çatışma ve infaz
görüntülerinin yanı sıra şüphelilerin örgütü övücü, örgüt mensuplarını motive
edecek tarzda propaganda içerikli konuşma ve örgütü biat görüntüleri dosyaya
girdi. Videoda yaklaşık 3 bin örgüt mensubunun görüntüsünün yer aldığı ifade
ediliyor. Emniyet güçleri de yaptığı araştırmada videolardaki kişilerin bir
kısmının Türkiye'de olduğunu tespit etti.
İçişleri Bakanlığı, mayıs ayında İstanbul, Bursa ve
Şanlıurfa'da yabancı uyruklu üç canlı bombanın yakalandığını açıklamıştı.
İstanbul, Ankara, Bursa, Sakarya ve Adana'da yapılan operasyonlarda IŞİD'in üst
düzey yöneticileri yakalandı.
Ortaya çıkan tüm bu bilgiler de IŞİD'in Suriye'de
topraklarını kaybettikten sonra örgüt mensuplarının Türkiye'de geçtiği tezini
güçlendirdi. IŞİD'in öldürülen lideri Ebubekir el Bağdadi'nin yayınladığı son
videolarından birinde elindeki kitapçıkta "Türkiye Vilayeti" yazması
dikkat çekmişti.
'OPERASYONLAR ÇOK SAYIDA IŞİD'LİNİN TÜRKİYE'DE OLDUĞUNU
GÖSTERİYOR'
Kamuoyunda "Gar Katliamı" olarak bilinen
saldırıyla ilgili olarak IŞİD mensuplarının yargılandığı davanın avukatlarından
İlke Işık, IŞİD'in Suriye'deki topraklarını kaybettikten sonra şekil
değiştirdiği ve bölgeden çıkmak zorunda kaldığına dikkati çekti. DW Türkçe'ye
yaptığı değerlendirmede Suriye'ye giderken Türkiye üzerinden geçen IŞİD'lilerin
dönüşte de aynı yolu kullandığını belirten Işık, şunları kaydetti:
"Gar Katliamı duruşmasında çok sayıda IŞİD'liyi,
kadınları dinledik; gelen dosyaları okuduk. Bu duruşmalarda, IŞİD'in bölgeyi
kaybetmesi, orada yenilgiyi kabul etmesi üzerinden aslında en rahat
gideceklerin yerin Türkiye olduğunu ve Türkiye'nin de bu açıdan daha tehlikeli
ülke olduğuna işaret etmiştik. Anlaşılan son operasyonlar, çok sayıda
IŞİD'linin Türkiye'de olduğunu gösteriyor."
10 Ekim 2015'te Ankara'da Tren Garı önünde düzenlenen
"Barış Mitingi" adlı eylemde IŞİD üyesi iki canlı bombanın
düzenlediği saldırıda 103 kişi hayatını kaybetmişti.
'CİDDİ BİR TEHLİKE VAR'
IŞİD'lilerin varlığı, Türkiye'de güvenlik riski de
yaratıyor. Örneğin Haziran 2021'de Suriye sınırında yakalanan IŞİD
yöneticilerinden Kasım Güler'de elde edilen dijital materyallerde örgütün
Türkiye'de 6 kente gömdüğü silahların krokileri yer almıştı. Yine Güler,
Osmaniye, Adana ve Hatay'da dağ evi kiralayarak kamp kurma hedeflerini
açıklamıştı.
"Ciddi bir tehlike var" diyen Avukat Işık,
IŞİD'lilerin varlıklarını Türkiye'de devam ettirdiklerine ilişkin veriler
olduğunu söyledi. Bu durumu "çok endişe verici" olarak nitelendiren
Işık, "O yüzden Ankara 10 Ekim katliamı gibi IŞİD'lilerin yargılandığı ve
firarilerin bulunmaya çalışıldığı dosyalar çok önemli. İçişleri Bakanlığı
IŞİD'lilere yönelik operasyonlarda samimiyse, biz bu samimiyeti bizim
dosyamızdaki firari sanıkların bulunması konusundaki çabadan göreceğiz. Ama ne
yazık ki bizim dosyada somut hiçbir şey göremiyoruz" değerlendirmesinde
bulundu.
Gar Katliamı davasında arasında örgüt yöneticisi İlhami
Balı'nın bulunduğu 16 firari sanık halen yakalanamadı.