Dışarıdaki İtibarımızı Ekonomi Ve Sosyal Rakamlar Belirler

GİRİŞ: 22.09.2022 13:44      GÜNCELLEME: 22.09.2022 13:44
Rasthaber -  Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu…

“İKTİDAR, ADETA BÖLÜMÜ BİTİRMEK İÇİN TÜM TUŞLARA BASAN BİLGİSAYAR OYUNCUSU GİBİ”

İktidarın hayat pahalılığını ortadan kaldıramadığına değinen Karamollaoğlu, bu durumun oluşturduğu olumsuz havaya karşı ise seçime yönelik ellerindeki tüm kartları ortaya koyduğunu belirtti. Karamollaoğlu, “İktidar, adeta bölümü bitirmek için tüm tuşlara basan bilgisayar oyuncusu gibi davranıyor. Ne var ki iktidarın vatandaşa verdiği müjdeler, bu hayat pahalılığının yanında birer köpükten farksız gözüküyor. Sözde ‘en büyük müjde’ olarak takdim edilen konular bile birkaç hafta içinde etkisini bitiriyor. Asgari ücret zammı, ek gösterge, EYT düzenlemesi derken, yakın zamanda açıklanan TOKİ kampanyası; iktidarın, kendisinden hızla uzaklaşan seçmene yaptığı son girişimlerden birisi oldu” diye konuştu.

“GEÇMİŞTEKİ MÜJDELERİN AKIBETİ NE OLACAK?”

İktidarın yaptığı girişimler ile dar gelirli vatandaşların ev sahibi olma hevesini kullandığına vurgu yapan Karamollaoğlu, vatandaşın hayalleri ile oynandığına dikkat çekerek, “Bu sefer 500 bin konut müjdesi veren Cumhurbaşkanı, acaba 2019 yılında müjdesini verdikleri 100 bin konutun akıbetinden haberdar mı merak ediyoruz. Biz söyleyelim, 2019’da benzer cümlelerle duyurulan 100 bin konut projesi temel aşamasından öteye geçemedi. Aksaray’da gölete dönüşen bu temellerden biri 16 yaşındaki bir yavrumuzun ölümüne sebep oldu. Birbirine bağlamak için değil. Bir gerçeği ortaya koymak için bunları söylüyorum. TOKİ, vatandaşın umutları üzerine inşa edeceği bu 500 bin konuta başlamadan önce acaba 2019’daki, hatta 2018 ve 2020’de kuraya açtığı projeleri de bitirebilecek mi? Biz bunun endişesini, şüphesini taşıyoruz” ifadelerini kullandı.

“GELİRİNİ ARTIRAMADIKLARI AİLELER İLE İLGİLİ OLMAYAN BİR PROJE”

Sosyal konutlar ile ilgili ödeme planlarına dikkat çeken Karamollaoğlu, ödeme koşullarının dar gelirli vatandaşa uygun olmadığını belirterek, “ İstanbul’da 18 bin lira, Türkiye genelinde ise 16 bin liranın altında geliri olanların bu projelerde herhangi bir payının olmayacağı biliniyor. Bu bir itiraf, kendileri söylüyor bunu. Çalışanlarımızın tahminen yaklaşık yüzde 70’i bu gelirin altında bir ücrete mahkûm. Mesela Sayın Bakan’ın ifadeleriyle; ‘biraz dişini sıkarak, biraz eşinden, dostundan borç alarak, biraz ek mesai yaparak ödeyebilirsiniz’ dedi Bakan. El insaf. Bu açık bir şekilde gösteriyor ki. Gelirini artıramadıkları bu aileler ile ilgili olmayan bir proje” diye konuştu.

“KONUTA SADECE KÜÇÜK BİR AZINLIK ULAŞABİLİYOR”

TOKİ tarafından yürütülecek projenin vatandaşa faydasının olmayacağına dikkat çeken Karamollaoğlu, yapılacak evlerin devletin açığını kapatmaya yönelik olduğunu belirterek, “Bir projenin önüne ‘sosyal’ ibaresi eklenince; o proje, sosyal bir proje olmuyor maalesef. Bunu iktidar akıl edemiyor. Bu hiç de ‘sosyal olmayan konut projesi’nin ödeme planlarıyla, yine ancak toplumun belli bir kesimi ev sahibi olabilir. 500 bin konutun bugünkü şartlarda tamamlanabileceğini sanmıyorum. Açıkça söyleyeyim, bu paralar sıkışık oldukları, açıkları kapatmak için kullanılacak yine. Bakınız, Merkez Bankası tarafından yayımlanan konut fiyat endeksine göre; son bir yılda konut fiyatları yüzde 173,8 oranında artış göstermiştir. Konut fiyatlarında son bir yıldaki artış, konutu sadece küçük bir azınlığın erişebileceği bir meta haline getirmiş bulunuyor maalesef” dedi.

“PROJE HİÇBİR YARAYA MERHEM OLMAYACAK”

1999 depremi ile birlikte alınmaya başlanan Özel Tüketim Vergisi’ne de değinen Karamollaoğlu, toplanan vergiler ile 17 yılda yeni binaların yapılabileceğine dikkat çekerken, ancak toplanan vergilerin başka yerlerde kullanıldığına vurgu yaparak, “Depremin yaralarını sarmak için bugüne kadar toplanan vergilerden sadece özel iletişim vergisiyle, toplam 2 milyon 467 bin 500 kişinin konut sorunu çözülebilecekti ve Türkiye, bugün yaşadığı konut sorununu yaşamayacaktı. Biraz önce söylediğim gibi. Siz bir yerde kaynak oluşturuyor fakat o kaynakları başka yerlerde kullanıyorsunuz. Bu iktidarın yönetiminden Türkiye’de sıkıştı. Özetle; ‘Büyük Konut Hamlesi’ diye sunulan ve seçim yatırımı olduğu açık olan TOKİ projesinin hiçbir yaraya merhem olmayacağı açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Üzülerek ifade ediyoruz. Bu proje önemli bir proje. Mutlaka çözüme kavuşturulmalı” diye konuştu.

“ERDOĞAN, EKONOMİST OLDUĞU İDDİASINI VE ISRARINI SÜRDÜRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından söylenen ‘ben ekonomistim’ lafını hatırlatan Karamollaoğlu, enflasyon ile ilgili açıklamalarına tepki göstererek, “Ekonomi yönetimi duvara tosladı ama Sayın Erdoğan hâlâ, ‘enflasyon aşılamaz bir tehlike değil’ diyor ve ‘ekonomist’ olduğu iddiasını ısrarla tekrarlıyor. Artık vatandaş ümidi kesti. Kendisinin de ben bu işi biliyorum demesi en büyük sorunlardan birisi. ‘Ekonomist’ olan birisinin 20 yıldır yönettiği ülkemizde ise tanesi 2-3 liraya ulaşan yumurta, litresi yirmi lirayı aşan süt, bugün pek çok çocuğun erişemediği gıda sıkıntısı ile karşı karşıya kalan ailelere şahit oluyoruz. Makroekonomik verilere baktığımızda da, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası verilerine göre; önümüzdeki bir yıl içinde Türkiye’nin sadece dış borç ödemesi 182 milyar dolara dayandı. Ayrıca her geçen gün bozulan dış ticaret açığı endişelerimizi daha da artırıyor. Bu arkadaşlar sadece ihracattan bahsediyor. Ama bunun bir de ithalatı var. İşte o es geçilirse iflas edersin, bunun bedelini ise ülke öder” ifadelerini kullandı.

“KÜRSÜDE KONUŞTUKLARI İLE İNDİKTEN SONRA YAPTIKLARI FARKLI”

Türkiye’nin dış borcunun ve dış ticaret açığının bir döviz darboğazını tetikleyeceğini ifade eden Karamollaoğlu, iktidarın çözüm bulmak yerine seyrettiğine dikkat çekerek, “Türkiye’nin bu denli döviz ihtiyacı olduğunu gören uluslararası finans çevreleri ise Türkiye’yi olağanüstü yüksek faiz oranlarına zorlamaktadır. Başkalarının yüzde 2 ile kullandığını biz yüzde 8-9-10 ile kullanmak zorunda kalıyoruz. Böylece faize karşı olduğunu ısrarla vurgulayan iktidar, ülke kaynaklarını dış finans çevrelerine faiz olarak akıtmaktadır. Maalesef kürsüde konuştukları ile kürsüye çıkmadan önce ve kürsüden indikten sonra yaptıkları işler arasındaki tezatlık her geçen gün artan bir iktidarla karşı karşıyayız. Üzülerek ve söylediğim cümlenin ağırlığını bilerek ifade ediyorum ki; lastik gibi esnek bir ahlak anlayışları ve her an keskin bir U dönüşü yapmaya uygun siyaset anlayışları var” dedi.

“GENÇLERİN KARNINI DOYURAMAYAN İKTİDAR, 5 YIL DAHA YÖNETME YETKİSİ İSTİYOR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üniversite öğrencilerinin bursları ile ilgili açıklamalarını anımsatan Karamollaoğlu, artan burs miktarının öğrencilere fayda sağlamadığını belirterek, “Sayın Erdoğan, her fırsatta üniversiteli gençlere verilen burs miktarını örnek veriyor. İktidara geldiklerinde 45 lira olan öğrenci bursunun, paranın değerine bağlı olarak 800 liraya çıkışını anlata anlata bitiremiyor. Ama ne hikmetse, bursu artan üniversiteli gençlerin sofrasındaki ekmek her geçen gün küçülüyor. KYK yurtlarındaki 2-3 kişilik odaları ranza koyarak hapishane hücresine çeviren hükümet, şimdi de yemeklerde fiks menü tarifesine geçti. Öğrenciler artık sabah kahvaltısında zeytinli poğaça yemeye mecbur bırakılıyor. Zeytinli poğaça dediklerinin içinde zeytini bulamıyorlar. Gençlerimiz, dışarıda yemek yemeyi bırakmış, yurtlarda karınlarını doyurmaya çalışıyor ancak şimdi kaldıkları yurtlarda bile yalnızca açlıklarını giderecek kadar yiyebiliyor. Geleceğini emanet edeceği gençlerin karnını doyuramayan iktidar, şimdi 5 yıl daha yönetme yetkisi istiyor, 2053 ve 2071 hedeflerinden söz ediyor” ifadelerini kullandı.

“DIŞ POLİTİKADA İTİBAR EKONOMİK VE SOSYAL RAKAMLARINIZ İLE BELİRLENİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’deki temaslarına da değinen Karamollaoğlu, temasların önemli olduğunu belirterek, “Türkiye, savaşın değil barışın, çatışmanın değil diyaloğun esas olduğu bir süreç için her türlü ülkeyle, her türlü oluşumla temas halinde bulunmalıdır. Önemli bir vazifedir. Ancak bir gerçeği de ifade etmek isteriz ki; dış politikadaki itibarınız ve etkinliğiniz, içerdeki gücünüz ile doğrudan doğruya orantılıdır. Eğer istikrarlı bir ekonominiz, güçlü bir demokrasiniz, güven veren bir adaletiniz yoksa etkili bir dış politikanız da maalesef olamaz. Size bakanlar arkanızdaki milletin durumuna da bakarlar. Türkiye’de ki iç meselelerde iktidarın tavrını da incelerler. Çünkü dış politikadaki itibarınız sembolik fotoğraflarla, boyla posla değil, ekonomik ve sosyal rakamlarınızla belirlenir. Ekonominiz açık bir şekilde ne halde olduğunu gösteriyor. En azından dolara baktığımızda son 1 senede yaşananlar ortada. Maalesef bugün sadece rakamlar değil, bugün demokrasimiz de, adaletimiz de endişe verici noktada. Zaten bu yüzden dün meydan okuduğunuz ülkelerle dost olmak zorunda kalıyorsunuz. Bu yüzden, Şanghay ile New York, Putin ile Biden, Patriot ile S-400 arasında savrulup duruyoruz. Bugün ‘ak’ dediğinize yarın ‘kara’ demekten kaçmıyorsunuz” diye konuştu.

“HERKESLE KUCAKLAŞAN BİR CUMHURBAŞKANINA İHTİYACIMIZ VAR”

İktidarın, rotasını kaybetmiş bir gemi gibi sürekli dümen kırdığına dikkat çeken Karamollaoğlu, Cumhuriyet tarihinde en fazla ABD ziyaretinin Sayın Erdoğan tarafından gerçekleştirildiğine vurgu yaparak, “Bölgesel barış için kalıcı çözümün adresi ne Washington ne de Moskova’dır. Ne NATO ne de Şanghay 5’lisidir! Bunu sayın Erdoğan’ın kabul etmesi gerekir. Çare; kendi ayaklarının üzerinde durabilen bir Türkiye oluşturmaktır. Ekonomisini güçlendirmiş, demokrasisini oturtmuş bir Türkiye’ye ihtiyacımız var bizim. Çare şahsiyetli bir dış politikadır, D-8‘leri canlandıracak bir politika anlayışına gelmektir. Biz bunların hiçbirini gerçekleştiremiyoruz. Görüntüler güzel bazen, ABD’de Central Park’ta az korumayla yürüyüş yapan, her kesimden insanlarla rahatça sohbet edebilen Cumhurbaşkanımız var ama kendi ülkesinde bin kişilik koruma ordusuyla, dışarıda gezebilen birisi. Neden, çünkü kendisini güvende hissetmiyor. Tıpkı New York Central Park’ta nasılsa, Ankara Altınpark’ta, İstanbul Taksim’de, İzmir Kordon’da, Diyarbakır Sur’da da aynı şekilde insanlarla kucaklaşabilen bir Cumhurbaşkanı’na ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM