Açıklamanın tamamı şöyle:
“İran’da Mahsa Amini’nin ölümüyle başlayan gösteriler
şiddet eylemlerine dönüşmüştür. Ülkenin barışı ve huzuruna kasteden İslam
düşmanı bazı örgütlerin de sürece dâhil olması ile birlikte bu eylemler
maalesef İslam düşmanlığına evrilmiştir.
2010’da reform talepleriyle başlayan ancak Batı’nın ve
yerli işbirlikçilerin dahil olmaları ile kaos ve iç çatışmalara dönüşen Arap
Baharı sürecinin etkileri hâlâ devam etmektedir. Suriye ve Yemen’de her gün
onlarca insan savaş ve açlık yüzünden hayatını kaybetmektedir. İran’daki
gösterilerin şiddet eylemlerine dönüşmesi için İslam düşmanı emperyalist
devletlerin teşvik edici ve kışkırtıcı bir tavır takınmaları şaşırtıcı
değildir. Zira uzun zamandır İran’da bir iç savaşın çıkması hedeflenmektedir.
İran’da devrim karşıtı göstericilerin ve devrim
taraftarlarının sokakta karşı karşıya gelmesi önlenmelidir. Bu noktada yönetim
tarafından itidalli bir politika izlenerek göstericilere yönelik orantısız
müdahaleden kaçınılması ve Mahsa Amini’nin ölümü ile ilgili soruşturmanın
tamamlanıp gerçeklerin ortaya çıkarılması oldukça önemlidir.
Kaos ortamı İran halkının faydasına olmayacaktır. Bu
nedenle göstericiler provokasyona gelmemeli, taleplerini barışçıl yöntemlerle
dile getirmelidirler. Yıllarca İran halkını ambargoya maruz bırakan emperyalist
Batı’nın İran halkının refahını düşünmediği aksine ülkeyi iç savaşa sürüklemek
istediği açıktır. İran halkı Batı’nın ve yerli işbirlikçilerinin bu oyununa
gelmemeli, idareciler de süreci sağduyu ve sükûnetle yönetmelidir.”