Son yıllarda İran İslam Cumhuriyeti sistemine ve bu ülkenin
sadık insanlarına karşı sosyal medyada milyarlarca dolar harcayan ve uydu
ağları kuran Suudiler, son günlerde tüm güç ve kaynaklarını bu ülkedeki
kargaşayı desteklemek için kullanıyor.
Suudi komplocular sosyal medyada sahte haberler, videolar ve
kışkırtıcı içerikler yaymaya devam ediyor.
Örneğin, Mansur el Malik adlı zengin Suudilerden biri, Twitter sayfasını İran'daki kargaşayı tebliğ etmeye ve desteklemeye ve Lübnanlıları Beyrut'taki İran büyükelçiliği önünde gösteri yapmaya teşvik eden bir sayfaya dönüştürdü.
Bu Suudi vatandaşı, çok kötü bir çeviriye sahip olmasına
rağmen, Farsça olarak kışkırtıcı tweetler bile yayınlıyor.
Örneğin bir tweet'te şunları yazdı: 'Cumartesi günü
Beyrut'taki İran büyükelçiliği önünde protesto mitingi yapılacak, katılacak
mısın?'
Başka bir tweet'te de şöyle yazdı: 'İranlı göstericileri
desteklemek için Beyrut'taki İran büyükelçiliği önündeki protesto mitingi
Cumartesi değil Pazar günü yapılacak.'
İran'da isyancılara karşı düzenlenen gösterilere halkın
destansı katılımının sonucunda bu ülkedeki kargaşanın sona ermesine rağmen,
Suudiler İran ile ilgili yanılsamalarını sürdürmeye devam ediyor.
Mansur Malik adlı bu Suudi kullanıcı başka bir tweet'te şu
iddialarda bulundu: 'Başkent Tahran ve ertafının büyük bir kısmı
protestocuların kontrolü altında ve yakında rejimin düşüşüne şahit olacağız!'
Tüm insan hakları örgütlerine göre Suudi Arabistan'da en
kötü baskı ve boğulma ortamı hüküm sürüyor ve hiçbir vatandaşın Suudi
hükümetini eleştirmesine izin verilmiyor. Öyle ki bazı vatandaşlar sadece
attıkları bir tweet için ağır hapis cezasına çarptırılıyor.
Suudi Arabistan'ın önde gelen aktivist ve gazetecilerinden
Cemal Kaşıkçı'nın Bin Selman'ın emriyle parçalara ayrılması o kadar korkunç ve
acımasızdı ki,
Suudi Arabistan'ın aktivistleri ve muhalifleri Bin Selman'ı "Bin Satır" (Satır'ın oğlu) olarak adlandırdı. Hal böyle iken Suudi hükümeti hâla İran'daki kargaşaya açık bir şekilde destek olup, İran halkını desteklediği iddiasında bulunuyor.
Bu hareketlere bakıldığında, gerici Arapların ve Siyonist
batı ekseninin bölücü terör gruplarına ve onlarla bağlantılı unsurlara silah,
propaganda ve mali destek sağlayarak İran'da kargaşa ve huzursuzluk yaratmaya
yönelik önceden tasarlanmış plan ve programları olduğu her geçen gün daha da
görünür hale geliyor.