Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı
programına Deprem Uzmanı Prof. Dr. Doğan Perinçek konuk olarak katıldı.
Perinçek programda, Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremi 2 gün öncesinde
nasıl tahmin edebildiğine ve depremi yaratan faylara ilişkin detayları
paylaştı.
‘Depremden iki gün önce uyarmıştım’
Her gün dikkatle Türkiye’de yaşanan depremleri izlediğini
kaydeden Perinçek, deprem tahmini ile ilgili bir sıralama yaptığını ve 6
Şubat’ta meydana gelen depremin söz konusu tahminlerinde üçüncü sırada olduğunu
bildirdi. Çanakkale ve Orta Marmara’nın ilk iki tahmini olduğunu da dile
getiren Perinçek, şunları söyledi:
“Aslında iki gün çok kısa bir zaman. Bu kadar kısa bir
zamanda açıkça beklemiyordum. Son 10 gündür, Çanakkale’nin Marmara denizi
tarafında bir hareketlilik görüyorum. Ben son 10 yıldır her gün hem AFAD hem de
Boğaziçi’nin depremlerini tek tek inceliyorum. Gün boyunca deprem haritaları
açıkta. Orada olan her depremi kendime göre değerlendiriyorum ve bunu yaparken
de o fayda kaç yıl önce deprem olmuş, ona bakıyorum. Ben 3 yıldır Çanakkale’de
deprem olacağını söylüyorum. Aynı fay ortalama 250 yılda bir 7 civarında bir
deprem yaratır. En son deprem 287 yıl önce olmuş. Zamanı gelmiş. Bayramiç
civarında bir fay var ama fayda bir kayıt yok elimizde. Dolayısıyla
Bayramiç-Çan-Biga hattında her an deprem olabilir. Marmara’da yaptığım
gözlemler de bunu doğruluyor. O nedenle Çanakkale’yi birinci sıraya koydum. Bir
sıralama yaptım. Son 5-6 yıl içinde olan depremleri inceliyorsunuz ve diyorsunuz
ki ‘Tamam. Sırası geldi’ Onun için Çanakkale, Orta Marmara, deprem yaşadığımız
alan ve dördüncü sırada Aydın-Germencik. İncelemelerime dayanarak burayı 3.
Sıraya koymuştum ama birinci sıraya geçti”
Perinçek, yapmakta olduğu deprem tahminlerini insanları korkutmak
için değil, hayat kurtarmak için yaptığını söyleyerek, şöyle devam etti:
“Bu tahminleri bir uyarı niteliğinde olması için yapıyoruz.
Biz insanları korkutmak için değil, insanları uyarmak ve unutmamak için
yapıyoruz. Zamanında ufak tedbirler alarak hayatımızı kurtarabiliriz. Birtakım
şeylerin devlet ve yerel yöneticiler tarafından yapılması lazım ama bize de
düşen görevler var. Bu uyarılarla o görevleri hatırlatmaya çalışıyorum ben.”
‘Türkiye’de yaşanan en büyük felaket’
Depremin etki alanını da dikkate alarak yaptığı
değerlendirmede Türkiye’nin yaşadığı en büyük felaket olduğu düşüncesini
paylaşan Perinçek, “Gerçekten çok büyük bir felaket yaşıyoruz. Çok geniş bir
alan. Türkiye’de belki ilk bu. 470 km uzunluğundaki bir alan etkilendi.
Elazığ’dan Maraş’a, Maraş’tan Gaziantep’e, Gaziantep’ten Hatay’a çok uzun bir
alanda faylar üzerinde çok sayıda deprem yaşadık. Erzincan depremi 7.9 fakat
etkilendiği alan daha kısa bir alandı. Dolayısıyla bu deprem 7.7 olmasına
karşın ben etkilendiği alanı dikkate alarak ben diyorum ki bu Türkiye’nin
yaşadığı en büyük felaket. Bir sürü meslektaşım Türkiye için 2. Büyük felaket
diyorlar, fakat bana göre Türkiye’nin en büyük felaketi. Nedeni; 470 km
uzunluğundaki bir alanda artçıların olması ve artçılar 6.6 gibi ana depreme
yakın olması” dedi.
‘İki fay sistemi birlikte deprem yarattı’
Depremin neden bu kadar büyük bir etki alanı olduğunu
açıklayan Perinçek, hem Ölüdeniz Fayı hem de Doğu Anadolu Fayı’nın peş peşe,
alışık olunmayan depremler yarattığını söyledi ve depremi meydana getiren
faylar ile ilgili ayrıntıları paylaştı:
“Neden bu kadar uzun bir alan etkilendi, neden çok sayıda
fay üzerinde artçıların 6’yı geçtiği depremler yaşadık? Bunun önemli bir nedeni
şu; Ölü Deniz fayı ve Doğu Anadolu Fayı buluşma noktasında; ki Kahramanmaraş’ın
hemen ön tarafındadır. Buluşma noktasında hem Doğu Anadolu fayı hem de Ölü
Deniz fayı çok büyük depremler yarattı. Ölü Deniz Fayı Kızıldeniz’den Kuzeye
doğru uzanıyor, Hatay civarında ülkemizin sınırları içine giriyor. Hatay’dan
Kuzeye doğru çok sayıda fay ile temsil ediliyor ve Maraş civarında Doğu Anadolu
fayı ile birleşiyor. Doğu Anadolu Fayı Bingöl-Karlıova’dan başlıyor. Karlıova
çok önemli bir nokta. Çünkü Karlıova da Kuzey Anadolu Fayı ile Doğu Anadolu
Fayı’nın buluşma noktası. Bu buluşma noktasında bana göre Pazarcık civarında
Ölüdenizin kolları üzerinde bir deprem oldu. Bu depremin çok yaygın ve yıkıcı
olmasının, 470 km gibi çok uzun bir alanı kaplamasının nedeni iki tane fay
sisteminin birlikte deprem yaratması. Hem Ölüdeniz Fayı hem de doğu Anadolu
fayı iki tane peş peşe pek alışık olmadığımız depremler yarattı.”
‘Yardımları eleştirmekte insaflı olmalıyız’
Elektrik ve doğalgazın güvenlik nedeniyle kesildiğini
bildiren Perinçek, yaşanan elektrik ve doğalgaz kesintilerinin bir şikayet
konusu olmaması gerektiğini savundu. Perinçek, “Deprem olduğunda AFAD binadan
çıkarken elektrikleri kapatın diyor. Çünkü enkaz altında insanlarımız var. Eğer
hava gazı açık olursa veya elektrik açık olursa orada yangın çıkma ihtimali
var. Yani enkaz altındaki insanların canlı canlı yanmaları söz konusu.
Doğalgaz, elektrik alt yapısı da tahrip oldu. Ama bunlar sağlam bile olsa
kesilmesi lazım. Yangın çıkmasın veya zehirlenme olmasın diye. Ben yönetici
olsam ben de doğalgazı ve elektriği keserim orada. Elektrik ve doğalgazın kesik
olması bir şikayet konusu olmaması lazım. 470 km uzunluğunda bir alan
etkilendi. Böyle bir uzunlukta dünyanın hiçbir yerinde bu konuda tecrübeli,
eğitimli olan insanları oraya yetiştiremezsiniz. Dolayısıyla bizim yapmamız
gereken şu; hemen askeri göreve çağıracağız. Bunlar olmaya başladı. Eleştiri
yaparken biraz insaflı olmak lazım. 470 km Marmara denizinin uzunluğu 250 km
yaklaşık. Neredeyse bunun 2 misli uzunluğunda bir alan depremden etkilendi”
şeklinde konuştu.
‘Sıcak su çıkışı bir deprem belirtisi’
Depremin belirtilerinden birinin sıcak su çıkışı olduğunu
bildiren Perinçek, “Sıcak su çıkışı bir deprem belirtisi. Sıcak su çıkışı
olduğunda hemen yapacağınız şey şu; derinden geliyorsa birtakım mineralleri de
beraberinde getiriyor. Onu analiz edeceksiniz ve size bir ipucu verecek.
Düzce’de ve Yalova’da da benzer şeyler olmuştu. Depremden önce kuyulardan sıcak
su çıkışları gerçekleşmişti veya sıcak suların dereceleri de artmıştı. Bu
konulara da dikkatli olmak gerek. Bu çok önemli bir uyarı olacak. Belki
Pazarcık’ta da böyle bir şey oldu ama farkına varılmadı” dedi.
‘Erzincan’da TOKİ binaları fayın üzerine yapılmış’
Erzincan’ın yumuşak bir zemin üzerine kurulduğunu ve kentin
kuzeyinde Kuzey Anadolu Fayının ana kolu olduğunu kaydeden Perinçek,
“Erzincan’da TOKİ binaları fayın üzerinde yapılmış. Burada ben o belediyeyi
keskin bir şekilde eleştiririm. Orada kim sorumluysa TOKİ’nin oraya bina
yapmasına kim izin verdiyse bunun sorunlusu odur. Siz nasıl olur da Kuzey
Anadolu fayı gibi bir fayın üzerine TOKİ sitesini kurarsınız? Yani akıl
almayacak bir şey. O fayın hareketi söz konusu olduğunda binanın yarısı sağa,
yarısı sola gidecek” ifadelerini kullandı.