Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, Türkiye ve Suriye'deki depremle ilgili yaptığı
konuşmada şunları söyledi: ‘Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkeleri ile
birçok Arap ülkesinin yaptırımları, Suriye'deki depremzedelere yardım
yapılmasının engellenmesinin ana nedenlerinden biridir.
Amerikalılar ve onların batılı
müttefikleri, kendi isteklerini uluslara empoze edemeyeceklerini anlamalılar.
12 yıldır Amerika ve Avrupa'nın kuşatması, yaptırımları ve saldırıları altında
olan Suriye milletinin kendi tercihleri ve seçenekleri var ama denklemde Batı
lehine bir değişiklik olmadı. Batılıların yaklaşımlarını değiştirmek için
vicdanlarını uyandırma zamanı geldi.
Türkiye ve Suriye'deki deprem çok
büyük bir olaydı ve ağır maddi ve insani kayıplara neden oldu, çok sayıda ölü
ve yaralı geride bıraktı.
Çok sayıda insan evlerinden oldu.
Bu olay hepimizin insanlık görevimiz olarak bir arada durmasını gerektiriyor.
Ama ne yazık ki, bu ülkenin sistemine muhalefet bahanesiyle Suriye milletine
karşı önyargılı uluslararası tutumlara şahit oluyoruz. Bu, en temel insan
standartlarına aykırı büyük bir hatadır, çünkü mevcut durum ve benzerleri bir
arada durmamızı gerektiriyor.
Allah-u Teâla’dan şehitlere
rahmet, yaralılara şifalar vermesini, zarar gören Türkiye, Suriye ve diğer
bölgelerdeki yetkililerin dayanışma içinde bu musibeti aşmasına yardımcı
olmasını niyaz ediyoruz.
Hizbullah, insani yardım sağlamak
için Suriye'ye sağlık ekipleri gönderdi. Çünkü Suriye'nin dayanışmaya ve iş
birliğine ihtiyacı olduğuna inanıyoruz ve bu yapılabilecek en asgari şeydir. Lübnan
hükümeti ve diğer ülkeler olmak üzere bu felakette Suriye ile dayanışmalarını
ilan eden tüm tarafları takdir ediyoruz.
Hiç şüphesiz ABD ve Avrupa
ülkelerinin ve Arap ülkelerinin çoğunun yaptırımları, Suriye depreminde
yaralananların kurtarılamamasındaki ana sebeplerden biridir.
Suriye ve Türkiye milletlerini ve
tüm mağdurları azizlerimiz ve halkımız olarak görüyor, onların yanında yer
alıyor ve gelinen aşamada sabır, işbirliği ve sorunların çözümü için çaba
gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz.’