İran İslam Cumhuriyeti Dış İlişkiler Stratejik Konseyi Başkanı Kemal Harrazi,
Salı günü Şam'da Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'ı ziyaret etti.
Suriye Cumhurbaşkanlığı Ofisi bu görüşmeyle ilgili yaptığı açıklamada,
Esad'ın Harrazi ile fikri ve siyasi konuları ve dünyadaki gelişmeleri görüştüğünü
bildirdi.
Beşşar Esad bu görüşmede şunları söyledi: ‘Mevcut aşamadaki hızlı gelişmeler
göz önüne alındığında, bunların ülkelerimize zarar vermesi doğaldır ancak bu
gelişmelerin sonucu bizim lehimize olacaktır.’
Başta Amerika olmak üzere Batı'nın politika ve görüşlerindeki birçok
yanlışa değinen Esad, şu ifadelerde bulundu: ‘Bu aşama, bölge ülkeleri arasında
yoğun diyalog ve stratejik eylem gerektirmektedir. Çünkü bu bölgedeki Batı
muhtemelen daha düşmanca davranacak ve elindeki tüm araçları toplumlarımız
içinde kullanmaya çalışacaktır.
Bu konu, bölge ülkelerinin kendi iç durumlarını daha dikkatli ele almaları
gerektiğini göstermektedir. Bu ülkeler, Batı'nın düşmanca politikalarına karşı
bir destek sistemi oluşturabilmeleri için kendi aralarında ilişkilerini
güçlendirmeye yönelmelidirler.’
Harrazi de bu görüşmede şunları söyledi: ‘Dünyadaki hızlı ve büyük
gelişmeler göz önüne alındığında, bölge ülkeleri çıkarlarını korumak için
geleceğe dair net bir görüşe sahip olmalıdır. Bu konu, kültürel ve stratejik
konularda yetkililer ve düşünürler arasında toplantı ve diyalogun
arttırılmasını gerektirmektedir.
Tahran-Riyad ilişkilerinin yeniden başlaması, Suriye'nin Arap ülkeleriyle
ilişkilerinin güçlenmesi ve Rusya-Çin ilişkilerinde önemli ilerleme
kaydedilmesi de bu doğrultudadır.’
Bu görüşmede kimlik konusu ve bunun dinle bağlantısı da görüşüldü. Esad bu
konuda şunları söyledi: ‘Savaşan taraflar kimliği hedef almaya çalışıyor. Batı,
genç kuşağı iki seçenekle karşı karşıya bırakıyor; Birincisi, aşırı dinci
olmaları ve ikincisi, herhangi bir bağlılık ve ahlaktan yoksun olmaları. Bu
nedenle, ülkelerimizin karşı karşıya olduğu zorluk, üçüncü seçeneğe, yani
kimliği, kültürü ve bağlılığı korumaya dayalı genç bir nesil yaratmaktır.
Dolayısıyla bu nesil diniyle, milli kimliğiyle, sosyal ve medeni kültürüyle
gurur duymalıdır.’