Modern Dünyada Dindarlık İçin Üçüncü Yol

GİRİŞ: 22.05.2023 09:48      GÜNCELLEME: 22.05.2023 09:48
Rasthaber -  Murtaza Mutahhari üçüncü yolu seçerek bunu muhatablarına tanıtmaya çalıştı.

Müslümanlar, modern dünyayı ve modernizmi tanıdıktan sonra  pek çok soruyla karşı karşıya kaldılar. Nasıl iyi Müslüman olunacağı ve İslam’ın bugünün dünyasında nasıl ayakta kalabileceği ve gelişebileceği soruları gündeme geldi.

Bu arada İslam dünyasında modern aklın varlığına ve işgaline karşı iki akım ortaya çıktı. Bu iki akım bugün hala aktif ve etkilidirler. Başından itibaren olumsuz bir yaklaşım oluştu, belki de bunun bir örneği din ve maneviyat alanına Selefi bakış açısıdır.

Selefilik yeni ve farklı olan her şeyi reddeder. Eski örf ve inançlara bağlı kalmak ister. Her türlü yeni ve modern düşünceyi durdurmaya çalışır ve onları şiddetle eleştirir.

Diğer hareket seküler ve entelektüeldi. Bazı din aydınları da bunun bir parçasıydı. Bu hareket, modern düşünce tarzını tamamen kabul etmiş ve hatta onu başka bir din biçimi gibi göstermeye çalışmıştır. İlâhi dinlerin devamını modern akılda bulmaya çalıştılar.

Şehit Mutahhari her iki akımıda rasyonel bir bakış açısıyla eleştiren bir düşünürdür. Modern Eş'arîlik ve Ahbarîliğin tehlikeleri konusunda uyarıda bulunarak bunların geçmişte ve günümüzde Müslümanlara nasıl zarar verdiğini hatırlatır.

Ayrıca yeni entelektüelizme karşı çıkarak  bu entelektüalizmin bilgi mirasımızı ne kadar bozabileceğini gösteriyor. Mutahhari bu iki siperde açık bir dille ve şiddetle üçüncü bir yol göstermeye çalışır.

Üçüncü yol, modern akılcılığı tamamen reddetmek veya kabul etmek değil, onların iyi ve güvenilir yanlarını aramaktı. Mutahhari insanın içinde bulunan bu akılcılığın boyutunu göstererek  İslam geleneğinde de bu tür bir akılcılığın olduğunu, ancak yeterince geliştirmediğimizi göstermeye çalıştı.

Diğer yandan Mutahhari dini düşünce alanındaki ‘irrasyonel’ unsurları da tanır. Şehit Mutahhari’nin eserlerinin önemli bölümlerinden biri irrasyonel ancak akıl karşıtı olmayan unsurları canlandırmasıdır. Onun bakış açısına göre dini asla akla indirgeyemeyiz.

Mutahhari’nin fıtrata olan teveccühü çağdaş felsefi düşünürlerimiz arasında yeni ve nadirdir. Fıtrattan bağımsız bir unsur olarak bahsederek dindarlığın en temel unsurunun fıtrat olduğuna inanır. Aynı halde ahlaki vicdan bahsinde veya marifet konusundaki önemli kaynaklarından biri olarak vahiy kaynaklarına dayanması, Kur’an-ı Kerim ve hadislere teveccüh etmesidir.  Ebedi insan ahlakının kaynağının ahlaki vicdanın varlığı olduğuna inanır.

Mutahhari bir yandan modern akılcılıkla karşı karşıya gelmeyerek onların arasından  yanlış olanlardan doğruları çıkarmaya çalışmıştır. Ayrıca  aklın tek başına insan yaşam sistemini yönetemeyeceğini gösterir.

Bu makale IQNA’nın Muhammed Taki Sobhani ile yapılan ropörtajdan alıntıdır.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM