Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı Şeyh Naim Kasım,
Siyonist düşmanın Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’yi ve Hizbullah’ın
üst düzey komutanlarından Fuad Şükür’ü suikast düzenleyerek şehit etmesinin
ardından Aksa Tufanı operasyonundaki son gelişmelere değinerek şu açıklamalarda
bulundu: ‘Hakkımız var ve şer ekseniyle mücadele etmeliyiz ve mutlaka
kazanacağız.
Zaferimize inanıyoruz ve Allah'ın izniyle bu yolda büyük
adımlar atacağız.’
Hizbullah Genel Sekreteri Yardımcısı, işgalci rejimin
Beyrut'taki terör saldırısı ve Fuad Şükür’ün şehit edilmesi hakkında şu
ifadelerde bulundu: ‘Her bir savaşçımızın, liderimizin, komutanımızın şehadeti,
Siyonist düşmana karşı mücadele yolunda irademizi ve birliğimizi eskisinden daha
da güçlendirecektir.
Bu şehadetin büyük sonuçları olacaktır, düşmana cevabımız
hazır, önemli ve etkili olacaktır.’
Öte yandan Hizbullah yürütme konseyi başkan yardımcısı Şeyh
Ali Damuş da dünkü cuma namazı hutbesinde şu açıklamalarda bulundu: ‘İşgalci
rejim ne kadar askeri imkana ve donanıma sahip olursa olsun, saldırılarını ne
kadar artırıp suçlarını sürdürürse sürdürsün, kaçınılmaz kaderi olan yıkımdan
kaçamayacaktır.
Düşman, liderlerimize suikast düzenleyerek, kadınlarımızı ve
çocuklarımızı öldürerek direnişin gücünü ve iradesini etkileyebileceğini
sanıyor ama tamamen yanılgı içindedir. Çünkü direnişimizi sürdürmek için iman,
kararlılık, azim ve irademizi eskisinden daha da güçlendirecek, şehitlerin
yolunu onların hedefleri doğrultusunda sürdüreceğiz.
Düşman, Şehit İsmail Haniye ve Hacı Fuad Şükür gibi
direnişin lider ve komutanlarını hedef alarak direnişi geri çekilmeye
zorlayabileceğini, ya da ona denklemler dayatabileceğini ve Siyonist
yerleşimcilere moral ve motivasyon verebileceğini düşünmemelidir. Çünkü
direnişin lügatinde geri çekilmenin ve teslim olmanın yeri yoktur.
İşgalci düşman hiçbir zaman kendi denklemlerini direnişe
empoze edemeyecek, direnişi korkutamayacak ve Lübnan direnişini Gazze'ye
verdiği desteği geri çekmeye zorlayamayacaktır.
Siyonist rejimin Beyrut’ta işlediği terör suçu, kırmızı
çizgilerin aşılması ve çatışma kurallarının terk edilmesi anlamına geliyor.
Dolayısıyla bu suç ve cinayete direnişin tepkisi, Hizbullah Genel Sekreteri
Seyyid Hasan Nasrallah'ın da belirttiği gibi, uygun ve çatışmanın kural ve
düzenlemelerinin dışında olacaktır ve düşman ağır bir cezayı beklemelidir.’