Türkiye'nin hedeflerine ulaşabilmesi için 'sivil ve
kuşatıcı' bir anayasanın gerekli olduğunu söyleyen Erdoğan 'ilk 4 madde'
tartışmaları ile ilgili "Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim
açımızdan bir tartışma yoktur. Partimizin bu konudaki tutumu açıktır"
dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
DÜNYADA İKİNCİ SIRADAYIZ: "Türkiye,
müteahhitlikte dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri. Dünyanın en büyük 225
teknik müşavirleri listesinde 8 firmamız bulunuyor. Çin Halk Cumhuriyetinden
sonra firma sayısında 2. sıradayız. Gelir sıralamasına göre ise ilk 8 ülkeden
biriyiz.
Kuzeyimizdeki savaşın olumsuz etkilerini henüz aşamadan,
İsrail’in Gazze’ye saldırıları sebebiyle artan gerilim ciddi bir endişe kaynağı
olmayı sürdürüyor. Koronavirüs salgınıyla beraber, global ekonomideki
dengelerin hala yerli yerine oturmadığını görüyoruz. Enflasyonun biraz daha
zaman alacağı anlaşılıyor. Birçok bölgede yeni çatışmalarla karşılaşıyoruz.
İsrail gerilimi tırmandırıyor. Tüm bunların ülkeleri korumacılığa ve yeni
yatırımlar konusunda aşırı ihtiyatlı davranmaya ittiğinin farkındayız. Avrupa'daki
birçok ülke büyüme oranlarını düşürmektedir.
İSRAF YAFTASI VURULDU: Bugüne kadar inşaat
sektörünün gelişmesine yönelik her adımımız israf yaftası vuruldu. Müteahhitlik
firmalarımızın yurt dışında yazdığı başarı görmezden gelindi. Her alanda
yapılan devasa işlerle ilgili tek bir takdir cümlesi kurulmadı. Biraz ekonomi bilseler
inşaat sektörünün ne kadar kritik bir konu olduğunu anlayabilirlerdi. Sadece
ülkemizde 6 milyon insan dolaylı ve doğrudan bu sektörden geçimini sağlıyor.
Müteahhitlikte dünyada söz sahibiyiz. Sektördeki başarımız ekonomimizin gücünü
gösteriyor. 52 yıllık sürede firmalarımız 137 ülkede 515 milyar dolar değerinde
12 bin 777 proje üstlendi. 2012-2013-2021 yıllarında 30-32 milyarlık proje
tutarlarıyla bu alanda rekor kırdık. 2000'li yılların başında ortalama proje
bedeli ortalama 20 milyon dolar iken 2020 başında bu rakam 60 milyon dolar
dolaylarına çıktı. Sektörün geleceğiyle ilgili tahminler bu noktada
umutlarımızı artırıyor.
YANINIZDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ: Sizlerin
başarısı ülkemizin başarısıdır. Yurt dışındaki başarılarınızla sadece
ekonomimize değil, ülkemizin itibarına da katkı sağlıyorsunuz. Biz de her
meselede sizlerin yanında olmaya gayret gösteriyoruz. Bundan sonra da
sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz.
DIŞ POLİTİKA: Son 22 yılda ekonomiden dış
politikaya geniş yelpazede devrim niteliğinde adımlar attık, atıyoruz. Türk dış
politikası uzun yıllar içe dönük bir karaktere sahipti. Risk almayalım, kimseyi
ürkütmeyelim anlayışı kendi yakın coğrafyasını ilgilendiren meselelerde dahi
Türkiye'yi uzun yıllar ülkeyi tribüne mahkum etti. 2002'den itibaren dış
politikamızda köklü bir paradigma değişimine gittik. Komşularımızla
ilişkilerimizi farklı mekanizmalarla güçlendirdik. Afrika açılımından
Latin Amerika açılımına, yeniden Asya girişimine kadar yeni köprüler kurduk.
Tüm bu açılımların meyvesini her alanda topladık. 2002 yılında ihracatımız 36
milyar dolardı. Biz bunu 7 kat artışla 256 milyar dolara çıkardık. Öyle ki
bugün Türk ürünlerinin girmediği ülke kalmadı. Turizmde 13 milyon turist
sayısından 56,7 milyon turist rakamına ulaştık. Ekonomimiz yüzde 5,4 büyüdü.
Milli gelirimiz tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon doları aştı. Uluslararası
yatırımlarda 270 milyar dolar sınırına yaklaştık. Dış politikada bu
atılımları yaparken çok sık eleştirilere maruz kaldık. Eksen kayması tartışması
bunlardan biriydi. Türkiye, Batı'dan uzaklaşıyor', 'Birliği defteri
kapandı' iftiraları edildi. Avrupa 22 yıllık mücadele ve başarılarla dolu
mücadelenin sonunda şu gerçeği çok iyi görüyoruz. 2024 Türkiye'sini 30-40 yıl
öncesinin kalıplarına mahkum etmek ülkemize çok büyük haksızlıktır. Türkiye'nin
dış politikada kendine yeni politikalar üretmesi övgüyle karşılanacak bir
çabadır. 'Türkiye'nin oralarda ne işi var' demek, küresel siyaseti doğru bir
şekilde okuyamamaktır. Biz bunlara asla ve asla kulak asmıyoruz. Türkiye'yi
bölgesel ve küresel ağırlık merkezi haline getirmek için her imkanı
değerlendiriyoruz. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinin Asya, Pasifik
ve Hint coğrafyasıyla işbirliğimizi güçlendirmemizden daha doğal bir şey
olamaz. Türkiye'nin ekseni de rotası da bellidir. Türkiye olarak yüzümüz
elbette Batı'ya dönüktür ancak bu doğuya sırtımızı döneceğimiz, ilişkilerimizi
geliştirmeyeceğimiz anlamına kesinlikle gelmez. Artık siyah-beyazdan
birinin tercih edilmek zorunda olduğu bir dünyada yaşamıyoruz. Kazan kazan
temelinde dengeli, karşılıklı saygıyı esas alan bir yaklaşımla işbirliğimizi
tüm ülke ve aktörlerle geliştirmeyi arzu ediyoruz. Son 22 yılda bunu yaptık ve
önemli başarılar elde ettik.
YENİ ANAYASA AÇIKLAMASI: Türkiye'nin ekonomide
demokraside küresel siyasette hedeflerine ulaşabilmesi için yeni anayasa
ihtiyacını sık sık dile getiriyoruz. Milletimizi yeni sivil ve kuşatıcı bir
anayasayla buluşturma ihtiyacı çok açık. Demokratik siyasette düşüncenin ifade
edilmesine elbette engel olunamaz. Şiddeti teşvik etmediği, hakaret etmediği
sürece kabul etmesek de dahi farklı fikirlere müsamaha ile yaklaşmak
zorundayız.
İLK 4 MADDE İLE SORUNUMUZ YOK: Anayasa'nın ilk 4
maddesiyle ilgili bizim açımızdan bir tartışma yoktur. Partimizin bu konudaki
yaklaşımı açıktır. Biz yeni anayasa sürecini yönetmek arzusundayız. Biz
milletimizi darbe anayasasından kurtarmak ve milletimizin önünü açmak
istiyoruz."
alıntı