Basim Naim yaptığı açıklamada, "Halkımız, işgal
rejiminin soykırım suçlarının durdurulması ve Siyonist düşmanın
saldırganlığının durdurulması, işgalci güçlerin geri çekilmesi, Gazze
ablukasının kaldırılması ve Filistinlilerin meşru haklarının hayata geçirilmesi
yönündeki 2735 sayılı Güvenlik Konseyi Kararına ilişkin uluslararası iradenin
hayata geçirilmesi için derhal harekete geçilmesini talep ediyorlar."
ifadelerini kullandı.
Belirtmek gerekir ki, geçtiğimiz 10 Haziran'da Güvenlik
Konseyi, kalıcı ateşkes, işgalci ordunun Gazze'den tamamen çekilmesi, esirlerin
takası, Gazze'nin yeniden inşası, mültecilerin geri dönüşü ve bu şeritteki
nüfus durumunda herhangi bir değişikliğin reddedilmesi yönündeki 2735 sayılı
karar taslağını onayladı; Ancak Siyonist rejim her zamanki gibi tüm
uluslararası yasa ve kararları ihlal ederek sivillere karşı suç işlemeye devam
ediyor.
Bu Hamas yetkilisi ayrıca Siyonist ordunun Gazze Şeridi'nin
kuzeyinde savunmasız sivillere karşı işlediği korkunç suçlara da dikkat
çekerek, "Geçtiğimiz iki gün içinde Siyonistler hastanelere vahşi bir
saldırı düzenledi, çok sayıda tıbbi ve sivil savunma ekibini tutukladı ve çok
sayıda kişiyi katletti. Ayrıca Kemal Advan Hastanesi'nin yıkılması ve
ekipmanlarının imha edilmesi, uluslararası ve insani yasaların açık bir
ihlalidir." söylediğini aktardı.
Ayrıca, "Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Siyonist rejimin
tüm bu barbarca suçları, uluslararası sessizliğin gölgesinde ve başta ABD olmak
üzere Batılı ülkelerin suç ortaklığı altında gerçekleştiriliyor ve bu suçlardan
ve sonuçlarından hepsini sorumlu tutuyoruz." diye sözlerine ekledi.
Daha önce Hamas hareketi bir açıklamada şunu duyurmuştu:
"Siyonist işgal rejimi, Amerikan hükümetinin tam desteğiyle Gazze
Şeridi'nin kuzeyinde soykırım savaşını sürdürüyor ve sonuçlarından hiç endişe
duymuyor. Gazze'nin kuzeyinde yaşanan katliam ve kriminal bombalamalar, çoğu
kadın ve çocuk olmak üzere yüzlerce masum insanın şehit olmasına yol açan
konutlara ve burada yaşayanların başlarına yapılan patlamalara
odaklanıyor."
Bu hareket, Siyonist suçların devam etmesinden ve insani
değerlerin çöküşünden uluslararası toplumu ve onun kurumlarını siyasi ve ahlaki
olarak sorumlu görüyordu ve Arap ve İslam ülkelerinin tüm liderlerinden,
Filistin halkına destek verme sorumluluğunu üstlenmelerini ve bu suçları
kınayan açıklamalar yapmakla yetinmemelerini, bu amaçla ciddi ve pratik
eylemlerde bulunmalarını istedi.