İsrail savaş uçakları son iki hafta içinde Lübnan'ın
güneybatısındaki Sur kentinin farklı bölgelerini ve Akdeniz kıyısındaki farklı
bölgeleri sürekli olarak bombaladı. Siyonistlerin vahşi saldırıları, 70 bin
nüfuslu bu şehrin yerleşim merkezlerinin ve hayati altyapılarının pek çok
bölümünü yok etti.
Sur şehri geleneksel olarak Emel hareketinin kökeni olarak
kabul edilir ve Baalbek ile birlikte Lübnan'ın güneyindeki en önemli Şii
merkezlerinden biri olarak kabul edilir. Siyonist rejimin Tire şehrine yönelik
yoğun saldırıları, bazı analistlerin aklına Siyonist rejimin muhtemelen
güneydeki bu önemli şehir için sinsi bir plan tasarladığı fikrini getirdi.
Bu hipotezden hareketle Siyonistler ilk etapta sürekli
saldırılarla bu şehrin halkını tahliye etmeye çalışıyorlar. Böylece ikinci
aşamada bir operasyonla donanma komandolarını ve paraşütçü saldırı birliklerini
karaya çıkararak amfibi bir operasyon gerçekleştirecekler.
Bu tahmin, Lübnan'ın güney cephelerindeki Siyonist ordusunun
5 tümeninin Lübnan'daki İslami direniş savaşçılarının karşısında başarısız
olmaları nedeniyle önerildi ve Tel Aviv muhtemelen oyunu bozmak ve bu çıkmazdan
kurtulmak için hadsiz ve öngörülemeyecek bir eylemle savaşın kaderini
değiştirmeye çalışıyor.
Bu analitik çerçevede, çağrı cihazları operasyonu ve
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehit edilmesi yoluyla
direnişe psikolojik darbe indirmek istemesi gibi bu saldırının, İsrail savaş
gemilerinin yoğun ateşiyle desteklenmesi ve UNIFIL adı altında Lübnan'ın su
sınırlarının güvenliğinden sorumlu Alman kuvvetlerinin işbirliğiyle, ağır bir
saldırıyla Filistin sınır hattındaki direnişi dağıtmak, Lübnan içindeki güçlere
nüfuz etmek ve istikrarı sağlamak için bir fırsat olarak kullanabilir.
Ayrıca bu amfibi harekâtın ilk etapta başarıya ulaşması ve
Tire'deki olası savunma hattını geçmesi halinde, bu şekilde direniş güçlerini
işgal altındaki Filistin ve Lübnan sınırlarının kenarından Litani bölgesindeki
çatışmaya doğru itmek için rejim kuvvetlerinin Litani Nehri üzerinden
geçirilmesiyle Siyonist rejimin Başbakanı'nın en önemli siyasi hedefine
ulaşması için gerekli zemini sağlayabilir.
Ancak bazı askeri ve stratejik uzmanlar böyle bir senaryoyu hayata
geçirmenin zor olduğunu çünkü böyle bir operasyon için komando ve paraşütçü
birliklerinin konuşlandırılmasının yeterli olmadığını ve Sur kentine girebilmek
için en az bir tümenin operasyonel güç olarak kıyı bölgesine girmesi
gerektiğini belirtiyor.
Bu sırada 5 tümen, yaklaşık 8.000 askerle Lübnan ile işgal
altındaki Filistin arasındaki 120 km'lik sınır boyunca savaşıyor. İki hafta
önce sınırın doğu ucuna götürülen 146, 36, 91, 98 ve 210 numaralı beş tümen
çatışma halinde ve 35 gün süren kara savaşında yaklaşık 95 ölü ve 900 yaralı
dışında hâlâ önemli ve stratejik bir başarıya imza atamadılar.
Dolayısıyla bazı askeri uzmanların bu senaryoda özellikle
amfibi operasyonlar konusunda biraz iyimser olduğu sonucuna varılabilir. Ancak
Siyonist rejimin, yeni siyasi koşulların gölgesinde, savaş alanı ve
diplomasideki çıkmazın devam etmesi karşısında, bu tür hadsiz eylemlerle oyun
alanını kendi lehine değiştirmek istemesi akla çok da uzak değil/tesnim