Rasthaber - İsrailli üst düzey bir üniversite profesörü, Gazze'deki savaşı soykırım olarak nitelendirdiği için üniversiteden atılmanın eşiğine geldi.
Siyonist rejim TV kanallarından Kanal 14 şu açıklamalarda bulundu: ‘İbrani Üniversitesi Soykırım Araştırma Bölümü danışmanı Profesör Amos Goldberg, Gazze'deki savaşı soykırım olarak nitelendirdikten sonra üniversiteden atılmanın eşiğine geldi.
İbranice yayın yapan bu medyanın aktardığı bilgiye göre, Çağdaş Yahudi Tarihi Araştırma Merkezi başkanı ve İbrani Üniversitesi Soykırım ve Kitlesel Şiddet Araştırma Derneği başkanı Profesör Amos Goldberg, son zamanlarda yaptığı konuşma ve açıklamalarda Gazze'de yaşananları soykırım olarak nitelendirmiş ve bu durum onun görevden alınmasına yönelik taleplerin yapılmasına neden olmuştur.
İsrail’deki soykırım araştırmaları alanında kıdemli uzman olarak bilinen bu üniversite profesörü geçtiğimiz haftalarda yaptığı konuşmalarda şu ifadelerde bulundu: ‘ İsrail'in Gazze'de yaptıkları soykırımın da ötesindedir.
Yahudiler nasıl öldürülüyorsa Gazze'de Filistinliler de aynı şekilde katlediliyor.’
Bu, bugün İbrani Üniversitesi'nde en azından en büyük Soykırım araştırmacısı olarak kabul edilen bir kişinin görüşüdür.
Haberin bir diğer bölümünde şu ifadeler yer aldı: ‘Profesör Goldberg’in sözlerinin hassasiyeti ve tehlikesi nedeniyle çok sayıda (Siyonist yetkili) onun derhal görevden alınmasını talep etti.’
Bu bağlamda Rahibe Teresa hareketinin lideri, pek çok İbrani Üniversitesi öğrencisinin şu anda Gazze ve Lübnan’da İsrail ordusu içinde savaştığını (suç işlediğini) söyledi ve su ifadelerde bulundu: ‘Onların soykırım yaptıklarına inanan bir profesörün üniversitede ders vermesi kabul edilemez.
Bu üniversite profesörü bu pozisyonda olmak için yeterli bilgiye sahip değil ve öğrenciler sınıflarında böyle bir kişinin varlığına tahammül edemezler, bu nedenle İbrani Üniversitesi rektörü bu davranış karşısında sessiz kalınmayacağını ve bu davranışın tolere edilmeyeceğini göstermeli ve Profesör Godelberg derhal görevden alınmalı ve bundan sonra kimsenin böyle şeyler söylemeye hakkı olmadığı herkese kanıtlanmalıdır.’