Lübnan ile Siyonist rejim
arasında ateşkes sağlanmasının ardından Hizbullah'ın Lübnan Parlamentosu'ndaki
temsilcisi İbrahim el Musevi, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelerde
bulundu: ‘Düşman direnişi kırmak için büyük sloganlar atmıştı ama sonunda ateşi
kabul etmek zorunda kaldı.
Direniş, Siyonist
yerleşimcilerin işgal altındaki Kuzey Filistin'e geri dönüşünün dolaylı
müzakereler ve ateşkes sağlanması dışında mümkün olmadığını kanıtladı.
Hizbullah'ın bu
temsilcisi, direnişi destekleyen medyanın yanı sıra farklı gruplardan direnişi destekleyen
tüm kesimlere selam göndererek şunları söyledi: ‘Müzakereler dolaylı olarak
yürütüldü, altını çizerek söylüyorum ki, yapılan şey 1701 sayılı kararın
uygulamasıydı.
İsrail ile Amerika
arasında yapılan herhangi bir anlaşma bizi ilgilendirmiyor.’
Hizbullah’ın bu
temsilcisi aynı zamanda Şehit Seyyid Hasan Nasrallah'ın naaşının defnedilmesi
için uygun tarih ve saatin açıklanacağını belirtti.
Gazze'de 418 gün süren
savaşın ardından, haftalarca süren yoğun müzakerelerin ve Fransa ile ABD'nin
işgalci orduyu Lübnan'ın güneyindeki bataklıktan çıkarma çabalarının ardından
Lübnan'da ateşkes nihayet uygulama aşamasına girdi. Ateşkese Siyonist
çevrelerin öfkesini ve Binyamin Netanyahu'ya yönelik sert eleştirileri de beraberinde
getirdi.
Lübnan ile İsrail rejimi
arasında ateşkes anlaşması Beyrut saatiyle saat 4’de yürürlüğe girdi ve iki
taraf da saldırılarını durdurdu.
Lübnan ile Siyonist rejim
arasında yakında ateşkes yapılacağına dair söylentilerin duyulmasından
itibaren, özellikle işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki Siyonist yetkililer
ve yerleşimciler, Netanyahu'ya şiddetle saldırıp onu eleştirdiler ve şunu
vurguladılar: ‘Netanyahu, Lübnan'a karşı savaşta en basit amacı olan İsrail'in
kuzeyindeki yerleşimlerin (İşgal altındaki Filistin) güvenliğini sağlamak olan
amacına bile ulaşamadı ve sonunda Hizbullah'a teslim olmak zorunda kaldı.’