Sabah saatlerinde, Halep’in merkezine birkaç kilometreye
kadar yaklaşan HTŞ ve destekçileri durduruldu. Suriye ordusu özel
kuvvetlerinin, Hizbullah militanlarının intikali ve Rusya’nın hava harekatları
sonrasında 12-13 km’ye kadar püskürtüldü. İşgal edilen köy ve kasabalar kısa
sürede el değiştirdi. Halep’e batı cephesinden HTŞ saldırırken, kuzeyden de
yeni bir cephenin açıldığı belirtildi. Ateş ve bombalama sesleri şehrin içinden
duyuldu.
HALEP’TEN AKTARDILAR
Odatv Halep’de yaşayan, farklı bölgelerden iki kaynakla
konuştu. İlk kaynak, Suriye askerlerinin yoğun güvenlik önlemleri aldığı yerden
bildirdi. O sırada askerler, HTŞ güçlerinin ağır saldırılarına karşılık
veriyordu, o sesleri telefondan duyduk. İkinci kaynak da Suriye
televizyonlarından verilen haberleri aktardı, Suriye ordusunun birden fazla
cephede çatıştığını, kuzeyden de cephenin açılmasının zorluk yarattığı
bilgisini verdi. İki kaynak da kuşatmanın kısa sürede durduracağı noktasında
Suriye ordusuna duydukları güveni paylaştılar.
SABAHTAN İTİBAREN SAHADA YAŞANANLAR
El Bap bölgesinden Halep’e doğru hazırlanan Birleşik Güç
adındaki grup Rusya hava kuvvetlerince vurulunca büyük kayıp verdi. İranlı
milislerin yoğun olduğu kuzey batı cephesi ise sakin… HTŞ ve destekçi grupların
kayıplarının 300’ü geçtiği öğrenildi. Suriye tarafında da önemli sayıda ölen
asker ve milis var. Suriye kamuoyu özellikle El Bap tarafından bir cephe
açılmasını ‘Türkiye de işin içinde’ diye yorumladı. İlerleyen saatlerde ise
HTŞ, Halep şehrine farklı noktalardan girmeyi başardı. Şehrin dış mahallerinde
ağır çatışmalar başladı.
SALDIRIYA KİMLER DAHİL OLDU?
Bir dönem Ankara’nın kontrolünde bulunan şimdilerde HTŞ ile
hareket eden örgütlerin, Nurettin Zengi, 50. Tümen ve Ahrar-uş Şam’ın etkin bir
biçimde Halep saldırısına katıldığı biliniyor.
Ayrıca HTŞ, yığınak yaptığı yerlere özel silah
"Amerikan TOW füzeleri" konuşlandırdı. Nureddin Zengi örgütü de
Halep'in batısındaki Basraton cephe hattında Suriye birliklerinin bir mevzisini
"TOW" füzesiyle hedef aldı.
RESMİ AÇIKLAMALAR
Bazı medya organlarında yer alan Ankara’nın emrindeki Suriye
Milli Ordusu’na (SMO) bağlı muhalif örgütler ise bu çatışmada taraf değil…
Özellikle Türkmen birliklerinden Suriye ordusuna karşı bir atağının olmadığı
öğrenildi. Milli Savunma Bakanlığı kaynakları dün “Gelişmeleri yakından takip
ediyoruz, önlemlerimizi artırdık” açıklamasını yaptı. Ardından da Dışişleri
kaynakları “SMO grupları da kuzeyden saldırdı” bilgilerinin asılsız olduğunu
bildirdi. Öte yandan SMO’yu yöneten Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal
Koalisyonu (SMDK) Başkanı Abdurrahman Mustafa sessizliğini koruyor.
SALDIRI GELİYORUM DEDİ
Söz konusu Halep kuşatması geçen ekim ayının başında
hazırlıkları yapılmaya başlayan bir harekattı. Heyet Tahrir El-Şam, Halep,
İdlib ve Hama kırsalına top ve roketatar konuşlandırdı, geri mevzilerini
takviye etti. Ayrıca Halep kentini işgal etmeye hazırlandığı çatışmaya katılmak
üzere asker yığdı. Suriye Gözlem Evi (SOHR), bunun karşısında Suriye ordusunun,
Batı Halep kırsalı ve İdlib kırsalına üst üste önemli miktarda askeri takviye
getirdiğini, bunların arasında 25. Tümen Özel Harekât mensuplarının olduğunu
kaydetti. Bunun yanı sıra yüzlerce asker, ağır makineli tüfeklerle donatılmış
araçlar ve tankların da bulunduğunu bildirildi.
ANKARA: YAPMAYIN
SOHR bu sıralarda Türkiye’nin, söz konusu saldırı hazırlığı
konusunda HTŞ ve birlikte hareket eden muhalif grupları, sert şekilde
uyardığını aktardı. Gözlemevi şu bilgileri aktardı: “Türkiye, HTŞ'nin
çatışmaların tırmanması halinde bunun yeni bir savaş başlatmanın sahada feci
sonuçlara yol açabileceğini düşünerek bunu reddediyor. Bu nedenle Türkiye,
HTŞ'ye yeni bir askeri cephe hattı açılması halinde, yaralı HTŞ mensuplarının
tedavi için Türk topraklarına geçişine izin vermeyeceğini ve Kuzey Suriye'nin can
damarı olan Bab El-Hava Sınır Kapısı’ndan malzeme akışını durduracağı konusunda
uyarmıştır.”
NORMALLEŞME SÜRECİNİN ETKİSİ
Halep saldırısının Ankara’nın Şam ile normalleşme sürecini
gündeme soktuğu ve gerçekleşmesi için zorladığı bir zamanda yaşanması da
önemli... Normalleşme sürecinin düğmesine Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Haziran
2024’te şu sözlerle basmıştı: "Suriye ile yeniden diplomatik ilişkileri
kurmamak için bir sebep yok. Geçmişte nasıl yaptıksa yine yapabiliriz.
Suriye'nin iç işlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok. Biliyorsunuz ailece
görüşmeye varana kadar sayın Esed'le geçmişte nasıl yaptıksa yeniden yapmamamız
için bir sebep yok." Bu açıklamadan iki gün önce ise El Bab Yerel Meclisi
tarafından muhalifler ile Suriye devleti arasında sınır noktası olan Ebu Zendin
Ticaret Kapısı'nın yeniden faaliyete geçeceğini duyuruldu. Bu kağı M4 karayolu
üzerindeki ticari bir geçiş noktası olma özelliğini taşıyor.
HTŞ'NİN GELİRİNİ AZALTACAK
Suriye ticaretini, Halep’in kuzeyinden yeniden canlandıracak
bu karar, başta HTŞ olmak üzere CIA-MOSSAD güdümlü muhalif örgütleri
telaşlandırdı. HTŞ bu kapının açılması nedeniyle çok büyük bir gelir kaybına
uğrayacağının farkındaydı. Anında Türkiye aleyhine gösteriler başladı. Türk
tırları yakıldı, Türk bayraklarına saldırıldı. PKK-YPG merkezli haber siteleri,
bu adımı “Ankara, Suriye ile normalleşme görüşmeleri öncesinde Şam’a iyi niyet
gösterisinde bulundu” diyerek hedef aldı.
TEL RIFAT’A OPERASYON
Türkiye’nin Suriye sınır hattındaki güvenli bölgede eksik
bölgeleri birbirine bağlama hedefini açıkladığı bir dönemde Halep saldırısının
yapılması da dikkate değer. Erdoğan, 10 Kasım 2024’te yaptığı açıklamada, bu
planı duyurmuş ve şöyle demişti: “Önümüzdeki dönemde sınırlarımız boyunca
oluşturduğumuz güvenli bölgenin eksik kalan halkalarını da tamamlayacağız. Bir
başka ifadeyle terör örgütleriyle ülkemiz sınırları arasındaki irtibatı tamamen
keseceğiz. Böylece emperyalistlerin ve bölgemizdeki kuklalarının 40 yıllık
oyununu ilanihaye bozacağız.” Erdoğan bir sonraki konuşmasında da eksik kısım
olarak Rusların ve PKK-YPG’nin askeri güçlerinin olduğu Tel-Rıfat’ı
kastettiğini belirtmişti.
PKK'ya bağlı Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi de
hazırladığı bir analizde, Ankara ile Rusya, İran ve Suriye'nin ortak kararıyla
Tel-Rıfat operasyonun planlandığı yazıldı. Ankara'nın kendi emrindeki muhalif
örgütlere "Hazır olun" talimatını verdiği bilgisi de yer aldı.
İSRAİL’İN ETKİSİ
İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarını artırdığı son
süreçte hedefine Suriye’yi de koydu. Suriye’ye, Golan tepeleri dışında Rus
üslerinin bulunduğu Tartus kentine ve Lazkiye’ye saldırılar düzenledi. İsrail,
aynı zamanda askeri güçlerini Lübnan’a taşıyan Hizbullah’ın bu durumunu fırsat
bilerek Şam’a yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. İsrail’in bu hamleleri ile
de HTŞ’nin önü açıldı.
TÜRK DIŞİŞLERİ RAHATSIZ: ASTANA VE TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ
VURGUSU
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli resmi sosyal medya
hesabından şu açıklamayı iletti:
"2017 yılından bu yana, İdlip Gerginliği Azaltma
Bölgesi’yle ilgili bazı mutabakatlar tesis edilmiştir. Türkiye, taraf olduğu
mutabakatların gereğini hassasiyetle yerine getirmektedir. İdlip’e yönelik son
dönemdeki saldırıların, Astana mutabakatlarının ruhuna ve işleyişine zarar
verecek boyuta ulaştığı ve ciddi sivil kayıplara yol açtığı konusunda gerekli
uyarıları çeşitli uluslararası platformlarda yapmış ve bu saldırıların
durdurulması gerektiğini kayda geçirmiştik. Yeni ve daha büyük istikrarsızlıklara
yol açılmaması ve sivil halkın zarar görmemesi, Türkiye bakımından büyük önem
teşkil etmektedir.
TEL RIFAT VE MÜMBİÇ
Diğer taraftan, mevcut istikrarsızlık ortamından istifade
etmeye çalışan Tel Rıfat ve Münbiç’teki terör gruplarının sivil halkı ve
Türkiye’yi hedef alan saldırılarındaki artışı da dikkatle izliyoruz. Bu
bölgelerdeki terörist varlığının sonlandırılması amacıyla paydaşlarla daha önce
varılan mutabakatların gereğinin yerine getirilmemiş olması endişelerimizi
artırmaktadır. Gelişmeleri, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne
atfettiğimiz önem ve terörle mücadeleye verdiğimiz öncelik çerçevesinde çok
yakından takip ediyoruz.
RUSYA'DAN İLK TEPKİ
Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, saldırıların Suriye'nin
egemenliğinin ihlali anlamına geldiğini belirtti. Peskov, Şam yönetiminden
kontrolü sağlamak için 'hızlı hareket etmelerini' istediklerini bildirdi.
Reuters'ın aktardığına göre, "Halep ve çevresindeki durum, Suriye'nin
egemenliğine yönelik bir saldırıdır. Suriyeli yetkililerinin bölgede düzeni
sağlamasından ve anayasal düzeni mümkün olan en kısa sürede yeniden tesis
etmesinden yanayız" dedi.
İRAN'DAN AÇIKLAMA: ABD VE İSRAİL'İN PLANI
İran Dışişleri Bakanlığı'ndan Halep kuşatması hakkında bir
açıklama geldi. Dışişleri Sözcüsü İsmail Bekayi, düzenlediği basın
toplantısında, bu saldırıları “Astana Anlaşmalarının ihlali" olarak
nitelendirdi. Bekayi, bu durumu “bölgeyi istikrarsızlaştırmak için İsrail ile
ABD tarafından hazırlanan hain bir planın parçası” olarak tanımladı. Sözcü, “Bu
tehlikeli komployu etkisiz hale getirmek için bölgesel ülkeler, özellikle de
Suriye'nin komşuları arasında dikkat ve koordinasyon gerekiyor” ifadelerini
kullandı.
Odatv