İfrata Varan Mezhepçilik…

GİRİŞ: 03.12.2024 21:06      GÜNCELLEME: 03.12.2024 21:06
Rasthaber -  İktidar yanlısı medya, Suriye’deki yaşananlarla birlikte mezhepçiliği ifrada vardırdı…

Bu cenahta, Ankara’nın da “selefi terör örgütü” saydığı HTŞ’nin bu kimliği geçiştiriliyor… Cihatçılarla yan yana gelme kaygısında olanlarsa “Halep’e Türk bayrağını diktik” sloganlarıyla milliyetçi gurura oynuyor… “Ecdadın şehrini yeniden fethetmemize sevinemeyenler” hedefte!

Yeni Şafak bu konuda lider… Gazete yazarı İsmail Kılıçarslan’a göre “Esad Sünnileri katleden Nusayri bir diktatör.” Bu kez hızını alamayıp bugünkü yazısında;

“Rusya ve İran’a uşaklık yaparak yaparak halkına zulmetti…ABD’nin Kürtleri mayın eşeği yapmasının sorumlusu da Esad ve İran’dır… HTŞ’liler mücahittir. Süleymani ve Nasrallah, Suriye’deki İran yayılmacılığına için çalışan iki katil ve pisliktir.” dedi. Özetle "oh olsun" diyor.

YENİ ŞAFAKÇI YAZARIN TUHAF LİSTESİ

Dün aynı gazetenin diğer yazarı Aydın Ünal, “Halep’in fethine üzülenlerin tam listesi” başlıklı yazısını yazdı. Ünal, “CHP, DEM, Vatan Partisi, Aleviler, Caferiler, Türkiye Nusayrileri, Türkçü ırkçılar, FETÖ’cüler ve emekli generalleri” bir araya getirdi… “HTŞ’nin işgaline karşı çıktılar” diye bu listedekileri mahkum etti. “Halep’in özgürleşmesi Türkiye içinde adeta turnusol oldu. İşte milletin coşkusunu ve sevincini paylaşamadılar” ifadelerini kullandı.

AKŞAM SURİYE İKTİDARINI DEVİRDİ

Akşam yazarı Murat Özer şimdiden Suriye'deki iktidarı devrik saydı, şu tespiti yaptı: "Rejim artık çökmüştür. Esat'ı bugüne kadar ayakta tutan şey, İran ve Rusya'nın sivillere yönelik pervasız saldırılarıydı. Artık bu iki ülkenin de Suriye halkı karşısında yapabilecekleri sınırlıdır. Şehirlere yönelik hava saldırılarıyla sonuç alabilmeleri mümkün değildir." Yine Akşam'dan Yaşar Hacısalihoğlu, "Suriye'nin en kıymetli topraklarını işgaline Esad seyirci kaldı." iddiasında bulundu ve şöyle devam etti: "Suriye'ye çağırdığı Rusya'nın ne DEAŞ'a, ne de PKK terör örgütlerine karşı herhangi bir hamlesi olmadı. Aksine PKK ile o da dirsek temasına girdi. İran da aynı refleksle davrandı. Suriye'ye soktuğu silahlı güçleriyle Suriye'nin muhalefetine, halkına yönelik saldırılarla tıpkı Rusya gibi Esad'ı, rejimini korumanın önceliğiyle davrandı."

TÜRKİYE’DEN HALEP SELAMI

Türkiye gazetesinden İsmail Kapan, “Bütün bu gelişmeler, şüphesiz Esad ve yandaşlarını fena hâlde kızdırıyor. Rejim ve Rusya her zamanki gibi hava saldırıları ile sivilleri katlediyor. Ama şurasını unutmayalım, bu katliamlar muhalifleri durduramayacak… “ sözleriyle “Halep fethini” selamladı.

AKİT BİLDİĞİNİZ GİBİ

Akit yazarı Refik Tuzcuoğlu, Halep’teki mevcut durumdan dolayı çok keyifli olduğunu kaydetti, keyfinin nedenini şöyle açıkladı: “Keyfim, Halep’in Esad zulmünden kurtarılışından kaynaklanıyor… HTŞ şöyle örgütmüş, Ahrar-u Şam böyle örgütmüş. Olabilir. Ortadoğu öyle dramlar yaşıyor ki. İnsanların, evlerine topraklarına dönme umudu doğdu ya!”

SABAH’TA DA AYNI ÖFKE

Sabah’tan Mahmut Övür de şu sözlerle, Suriye’nin başına gelenlerin suçlusu olarak Esad'ı ilan etti: “Türkiye'yle görüşmemesi sonunun başlangıcı oldu. Olması gereken de bu. Çünkü Esad'ın ne yapacağını, Suriye'yi bir felakete sürükleyeceğini yıllar önce Lübnanlı Dürzi Lider Velid Canbolat söylemişti.” Yine gazetenin diğer yazarı Hilal Kaplan, “Aklımda Halep Kalesi'ne çok yakışan Türk bayrağımız ve Filistin bayrağı var. Kudüs'te Mescid-i Aksa'nın içinde bulunan Kubbetüs Sahra'da da dalgalandığını görmek nasip olur inşallah.” diye görüş bildirdi.

DİRİLİŞ POSTASI'NDA İHLAL VURGUSU

Diriliş Postası Yazarı Nihat Nasır, Suriye'de cereyan eden son olayların faturasını Suriye ve Rusya'ya çıkardı. "2019 yılında Türkiye, İran ve Rusya Federasyonu’nun mutabık kaldığı ‘İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’ anlaşması yukarıda dercettiğimiz veçhiyle İran, Rusya Federasyonu ve rejim güçleri tarafından ihlal edilmiş, bunun üzerine bahsini ettiğimiz operasyon da daha önce üzerinde mutabık kalınan sınırların muhafazası doğrultusunda gelişmiştir." saptamasını yaptı.

HİBULLAH'IN GAZETESİ İHTİYATLI

Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen Doğru Haber gazetesi ise doğrudan bir Esad karşıtlığı yapmadı. Gazete yazarlarından Veysi Demir, bugünkü köşesinde "Suriye iç savaşının başladığı ilk dönemde HÜDA PAR’ın yerinde çok önemli bir önerisi vardı: Türkiye, İran, Mısır ve Suudi gibi bölge ülkeleri bir araya gelip sorunu çözmeli, emperyalist ülkeler dahil olursa fitne daha da büyüyecek… Evet, bu öneri uygulansaydı sorun çoktan çözülmüştü." dedi ve bugün de bu formülün geçerli olduğunu kaydetti. Bir diğer yazar Yusuf Arifoğlu, "Suriye’deki otorite boşluğundan yararlanarak ümmeti farklı farklı kartlar ve hesaplarla emperyalistlerin eline koz olarak vermek bu mazlum ve kadim halka karşı bir haksızlıktır." diye konuya ihtiyatlı yaklaştı.

EKRANLAR NUTUKTAN GEÇİLMİYOR

Ekranlara baktığımızda objektif habercilik iddiasında olanlar da farksız… Demirören medya kanallarında haritalar önünde konuşanlar, ister gazeteci ister emekli general olsun hamasi nutuklar atıyor… Yakın bir zamanda “Esad’la görüşmeliyiz” diyenler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tekrar edenler şimdi ekranda “Katil Esad”ı anlatıyor. Çoğu, “Bizi dinlemezsen, görüşmezsen bak başına bunlar gelir” retoriğine girdiler.

Liste, diğer iktidar gazeteleri ve yazarları ile uzayıp gidiyor.

O GÖZLER BUNLARA KAPALI

HTŞ’nin;

El Kaide’den türemesi.. Tekfirci yani kendi selefi inancı dışında herkesi kafir sayması… Suriye’de sırf Alevi olduğu için katliamlar yapması, kadınları, çocukları öldürmesi… Yalnızca Müslüman kanı dökmesi...

ABD’nin, İngiltere’nin, İsrail’in bölgeyi parçalama planlarının aparatı olarak görev alması… Bu ülkeleri dost olarak görmesi…

Tel Aviv medyasının, siyonist stratejistlerin, hakkında “Bizim sayemize Halep’e girdi” saptamasını yapması... Kendi sözde komutanlarının, başarılarını İsrail’e bağlayan itirafları…

Suriye krizinde komşumuzla barışmanın, normalleşmenin önünde en büyük engellerden olması…

İran ve Hizbullah, Lübnan’da, Suriye’de İsrail’le savaşırken, liderlerini kaybederken… Hedefinde siyonistlerin değil yine Şii mezhebindeki mücahitlerin olması…

Bunların hiçbiri ama hiçbiri, söz konusu yazarların analizlerine, yorumlarına etki etmiyor.

Tek ölçütler MEZHEPÇİLİK… Sünni mezhebinden oldun mu… büyük şeytana, ABD’ye, İsrail’e hizmet etsen de makbuldür…

Yeter ki Alevi olma, Şii olma, Nusayri olma…

EMPERYALİZMİN SİLAHI

Büyük Ortadoğu Projesi’nde 22 ülkenin sınırları değişecekti…

Irak savaşı, Arap Baharı, Libya, Suriye, Mısır iç karışıklıkları… bunun içindi. Bu ülkelerin hepsinin zayıf karnı, Müslüman halkları içinde mezheplerin varlığıydı... Etnik kavgaların kardeşi mezhep kavgasının zeminlerini barındırmasıydı. ABD, işte oraya yüklendi... bir mezhebi diğerlerine karşı kışkırttı. İçlerinden vekalet savaşını yürütecek örgütler peydah etti. Arada birbirine kırdırdı… Liderlerini diktatör ilan ettiği, eyanlaştırdığı ülkelerin bazılarını teslim aldı, bazıları ise dişli çıktı, olmadı.

Türkiye’mizin çıkarı nerede?

ABD’ye ve İsrail’e teslim olmayan komşumuz Suriye’nin parçalanmasından yana mı…

HTŞ ile birlikte Halep fethinde mi?

Evet, rehberiniz mezhepçilikse sizin çıkarınız ve yeriniz burası…

Osman Erbil

Odatv

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM