El-Meyadin’e önemli açıklamalarda bulunan Harrazi şu ifadelerde bulundu:

‘Suriye hava sahası Rusya'nın kontrolünde olmasına rağmen İsrail sürekli Suriye'yi bombalıyordu.

Rusya, İsrail saldırılarına karşılık vermek için gerekli adımları atmadı.

Rusya'nın hava desteğiyle birlikte Suriye ordusuna yardım edebilirdik ama Suriye ordusu savaşmamayı tercih ederek şehirlerden çekildi

Yaşananlar bir ABD-İsrail projesiydi ve bunun kanıtı da ABD'li yetkililerin derhal Şam'a giderek muhalefet liderleriyle bir araya gelmeleriydi.

Suriye krizi bölgesel işbirliği olmadan çözülemez.

Esed rejiminin düşmesinin başlıca nedenleri; Amerikan-İsrail projesi ve Suriye ile tarihi-coğrafi anlaşmazlıkları olan Türkiye'nin rolüydü.

Suriye yönetimine İsrail’e karşı direniş ekseninde yer aldığı için destek sağladık.

Suriye'deki yeni yöneticilere karşı davranış ve pozisyonlarımız, onların bize karşı gelecekteki davranış ve pozisyonlarına göre şekillenecek.

Bizim için önemli olan Suriye'nin bağımsızlığı ve egemenliğidir, gençlerinin ülkelerini İsrail saldırganlığına karşı savunmasını umuyoruz.

Filistinliler İsrail saldırısına maruz kaldığı ve toprakları işgal altında olduğu sürece bu direniş devam edecek.

İsrail'in Suriye'ye saldırıları yeni değil, Golan Tepeleri uzun yıllardır İsrail işgali altında.

İsrail, İran'ı vurmak için Suriye, Ürdün ve Irak hava sahalarını kullanıyor ve bu tehditler değişmedi.

İran’daki rejimi değiştirme projesi yeni bir şey değil, mübarek devrimin başlangıcından beri masada olan bir ABD-İsrail projesidir.

Bu komplolar karşısında güçlü olmalıyız, büyük yeteneklere sahibiz ve düşmanlarımız da bizim yeteneklerimizin ve enerjimizin çok iyi farkında.

Yemenliler kendilerini ve Filistin'i onurlu bir şekilde savundular, üstün zekaya sahipler.

Yemenliler hipersonik füzeleriyle Tel Aviv’i tehlikeye düşürdü.

Lübnan halkının direnişine destek olmak için hiçbir çabadan kaçınmadık ve onlara elimizden gelen her şeyi verdik.

Direniş hareketleri bizim emirlerimiz doğrultusunda karar vermiyor, İsrail saldırganlığına kendi kararları ve çıkarları doğrultusunda karşılık veriyor

Bölgede savaşın genişletilmesinde bir çıkar görmüyoruz, çünkü bundan herkes zarar görecek ve başkalarının müdahalesine yer açılacak.

İran saldırıya uğradığında şu ana kadar verdiğimiz tepkiyi vermemiz doğaldır.

Suriye'de silahlı gruplar arasında çatışma riski çok yüksek ve Suriye'nin bölünme riski de yüksek.

Bölgedeki gelişmeler son derece karmaşık; gelecek net bir şekilde tanımlanamaz ve değerlendirilemez.

Trump'ın politikası net değil; müzakereye hazırız, ancak baskı karşısında direnmeye de hazırız.

Nükleer silah bulundurulmasına karşıyız, ama bize karşı önlem almak isterlerse biz de zamanı gelince karşı önlem alırız.

İran ile Çin arasındaki ilişkiler çok iyi ilerliyor; doların ve uluslararası finans kuruluşlarının hakimiyetini azaltma politikası izliyorlar.

İran-Rusya ilişkileri eski ve tarihidir ve son yıllarda önemli ölçüde gelişmiştir.

Rusya ile stratejik işbirliği anlaşması yakında imzalanacak.

İran ile Rusya arasındaki ilişkiler farklılıklardan yoksun değil ve her ülkenin kendi politikalarının olması doğal.

Suriye'deki önemli başarılarımızdan biri de IŞİD ve El Kaide gibi tekfirci grupların yenilgiye uğratılmasıdır.

Suriye'nin güvenli bir ülke olmasını ve İsrail saldırılarına karşı dayanıklı olmasını umuyoruz.

Düşmanların hedeflerine ulaşmasını engelleyen güçlü ve yetenekli bir bölge oluşturmak için bölge ülkelerinin bir araya gelip müzakere etmesi gerektiğine inanıyoruz.’