Rasthaber - İlahi hitaba muhatap olmanın lezzeti...
1- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ.
“Ey iman edenler! Oruç (hükmü) sizden öncekilere yazıldığı gibi size de yazılmıştır; umulur ki takvalı olursunuz.” Bakara/183
لذّة ما فی النداء ازال تعب العبادة و العناء.
“Bu ayette yer alan hitabın lezzeti, (Allah'ın kullarına ‘Ey müminler’ diye hitap etmesi) oruç ibadetindeki yorgunluk ve zorluğu gidermiştir."[1]
İslam’ın direklerinden…
2- Hz.İmam Cafer Sâdık (a.s):
بني الاسلام على خمس دعائم على الصلاة والزكاة والصوم والحج وولاية أمير المؤمنين والأئمة من ولده صلوات الله عليهم.
“İslam beş direk üzerine kurulmuştur: Namaz, zekat, oruç, hac ve Emirü’l-Müminin ve evladından olan İmamların (Allah’ın salavatı onların üzerine olsun) velayeti.”[2]
İmanla ile iç içe…
3- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
من أفطر يوما من شهر رمضان خرج روح الايمان منه.
“Kim ramazan ayından bir günün orucunu yerse, iman ruhu ondanayrılır!”[3]
Temel hikmet…
4- Hz. Fatıma (s.a):
فَرَضَ اللّه ُ الصِّيامَ تَثبِيتا لِلإخلاصِ .
“Allah orucu, ihlası sağlamlaştırmak için farz kılmıştır.”[4]
Orucun hikmetleri -1
5- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
هشام بن الحكم قال: سألت أبا عبد الله عليه السلام عن علة الصيام قال: العلة في الصيام ليستوي به الغني والفقير وذلك أن الغني لم يكن ليجد مس الجوع فيرحم الفقير لأن الغني كلما أراد شيئا قدر عليه فأراد الله عز وجل أن يسوي بين خلقة وأن يذيق الغني مس الجوع والألم ليحسن على الضعيف ويطعم الجايع.
Hişâm b. Hakem der ki: İmam Cafer Sâdık’a (a.s) orucun (farz kılınış) nedenini sordum. Şöyle buyurdu: “Orucun hükmününnedeni, zengin ve fakirin eşitlenmesidir. Şöyle ki zengin kimse açlığı tatmadığı için fakire acımaz. Zira her istediğini elde etme imkânı vardır. Bundan dolayı Allah (Azze ve Celle) mahlûkatını eşitlemeyi ve zengine açlığı tattırmayı irade etti ki zengin de zayıf kimseye iyilik etsin ve açları doyursun.”[5]
Orucun hikmetleri -2
6- Hz. İmam Ali Rıza (a.s):
لِكَي يَعرِفُوا ألَمَ الجُوعِ و العَطَشِ، و يَستَدِلُّوا على فَقرِ الآخِرَةِ، و لِيكونَ الصائمُ خاشِعا ذَليلاً مُستَكينا مَأجُورا مُحتَسِبا عارِفا صابِرا على ما أصابَهُ مِن الجُوعِ و العَطَشِ، فَيَستَوجِبَ الثَّوابَ مَع ما فيهِ مِنَ الإمساكِ عنِ الشَّهَواتِ، و لِيكونَ ذلكَ واعِظا لَهُم في العاجِلِ، و رائضا لَهُم على أداءِ ما كَلَّفَهُم و دَليلاً لَهُم في الأجرِ، و لِيَعرِفوا شِدَّةَ مَبلَغِ ذلكَ على أهلِ الفَقرِ و المَسكَنَةِ في الدنيا، فَيُؤَدُّوا إلَيهِم ما فَرَضَ اللّه ُ لَهُم في أموالِهِم .
Orucun neden farz kılındığı kendisine sorulduğunda şöyle buyurdu: “Açlık ve susuzluğun çilesini hissederek ahiretin fakirliğini anlamaya çalışmaları için; aynı şekilde oruçlu kimse yaşayacağı açlık ve susuzlukla (Allah’a karşı) huşu, eziklik ve miskinlik hali kazansın ve (Hakk’ın) mükafatını, rızasını ve irfanını elde etmiş olsun diye farz kılındı. Böyle olursa sevabı hakettiği gibi şehvetlerden de sakınmış olur. Yine dünyada onlar için öğüt vesilesi, mükellef kılındıkları şeylere alışması, onları mükafata yönlendirmesi için farz kılındı. Yine dünyada fakir ve miskin kimselerin ne denli zorluk çektiklerini anlayarak, Allah’ın onların mallarında farz kıldığı fakirlerin haklarını ödesinler diye farz kılındı.”[6]
Bedenin zekatı…
7- Hz. Resulullah (s.a.a):
قال رسول الله صلى الله عليه وآله لأصحابه: ألا أخبركم بشئ إن أنتم فعلتموه تباعد الشيطان عنكم كما تباعد المشرق من المغرب قالوا بلى قال: الصوم يسود وجهه والصدقة تكسر ظهره والحب في الله والموازرة على العمل الصالح يقطع دابره والاستغفار يقطع وتينه ولكل شئ زكاة وزكاة الأبدان الصيام.
Allah Resulü (s.a.a) ashabına şöyle buyurdu:
“Yaptığınızda Şeytan’ın doğu-batı mesafesi kadar sizden uzaklaşacağı amelleri size haber vereyim mi?’“Evet.”dediklerinde şöyle devam etti: “Oruç Şeytan’ın yüzünü karartır, sadaka belini kırar, Allah için (bir şeyi veya bir kimseyi) sevmek ve salih amel üzerinde dayanışma onun kökünü keser; istiğfar etmek onun şah damarını koparır. Ve her şeyin bir zekatı vardır, bedenlerin zekatı da oruçtur.”[7]
Sağlıklı kalmak için...
8- Hz. Emirü’l-Müminin Ali (a.s):
الصِّيامُ أحَدُ الصِّحَّتَينِ .
“Oruç sağlığın yarısıdır.”[8]
Namaz ve oruçtan yardım alın…
9- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
أبي عبد الله عليه السلام في قول الله عز وجل: استعينوا بالصبر والصلاة يعني الصيام والصلاة وقال عليه السلام إذا نزلت الرجل النازلة أو الشدة فليصم فان الله عز وجل يقول: واستعينوا بالصبر يعني الصيام.
“Sabır ve namazdan yardım alın.”(Bakara, 45) ayetinin tefsirinde şöyle buyurmuştur: “Yani oruç ve namazdan yardım alın.” Yine şöyle buyurmuştur: “Bir kişiye bela veya sıkıntı nazil olduğunda, oruç tutsun; zira Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurmuştur: ‘Sabırdan yardım alın.’ Yani oruçtan yardım alın.”[9]
Oruç ehline özel cennet kapısı...
10- Hz. Resulullah (s.a.a):
إنَّ لِلجَنَّةِ بابا يُدعَى الريَّانَ، لا يَدخُلُ مِنهُ إلاّ الصائمُونَ.
“Şüphesiz cennetin ‘Rayyân’ (suya doymuş-canlı) adında bir kapısı vardır. O kapıdan ancak oruç tutanlar gireceklerdir.”[10]
Onun mükafatını bizzat ben vereceğim...
11- Hz. Resulullah (s.a.a):
قال الله تبارک وتعالی: کلّ عمل ابن آدم هو له غیر الصیام، هو لی وأنا أجزی به، والصیام جنّه العبد المؤمن یوم القیامه، کما یقی أَحَدَکم سلاحُهُ فی الدنیا، ولخلوف فم الصائم أطیب عند الله عزّ وجلّ من ریح المسک والصائم یفرح بفرحتین: حین یفطر ویشرب، وحین یلقانی فاُدخله الجنّه.
Allah Tebareke ve Teâla şöyle buyurmuştur: “Ademoğlunun her ameli kendisi içindir, oruç hariç. O benim içindir ve bizzat ben onun mükafatını vereceğim. Sizden herhangi birinin silahının bu dünyada onu koruması gibi kıyamet günü oruç da mümin kulun (koruyucu) siperi olacaktır. Oruçlunun ağzının kokusu Allah Azze ve Celle indinde misk kokusundan daha güzeldir. Oruçlunun iki sevinci vardır. Birincisi iftar edip su içtiğinde, diğeri ise bana kavuşup da onu cennete dahil ettiğimde.”[11]
Uykusu ibadet, susması bile tesbihdir…
12- Hz. Emirü’l-Müminin Ali (a.s):
نَومُ الصائمِ عِبادَةٌ، و صَمتُهُ تَسبيحٌ، و دُعاؤهُ مُستجابٌ، و عَمَلُهُ مُضاعَفٌ. إنّ للصائمِ عِندَ إفطارِهِ دَعوَةً لا تُرَدُّ.
“Oruç tutanın uykusu (bile) ibadettir. Susması tesbîh, duası makbul, amelinin sevabı kat kattır. Şüphesiz oruçlunun iftar zamanında reddedilmeyecek bir dua (hakkı) vardır.”[12]
Kalplerin sükûnet ve huzuru…
13- Hz. İmam Muhammed Bâkır (a.s):
اَلصّيامُ وَ الْحَجُّ تَسْكينُ الْقُلوبِ.
“Oruç ve hac, kalpleri yatıştırır-huzura kavuşturur.”[13]
Meleklerin kabul olunmuş duası…
14- Hz. Resulullah (s.a.a):
ان الله عز وجل وكل ملائكة بالدعاء للصائمين وقال: أخبرني جبرئيل عليه السلام عن ربى تبارك وتعالى أنه قال: ما أمرت ملائكتي بالدعاء لأحد من خلقي إلا استجبت لهم فيه.
“Şüphesiz Allah Azze ve Celle oruçlulara dua etsinler diye melekler görevlendirmiştir.” Cebrail bana Rabbimin (Tebâreke ve Teala) şöyle buyurduğunu haber verdi: “Ben meleklerime bir kimseye dua etmelerini emrettiysem, mutlaka onların dualarına icabet ederim!”[14]
Allah böyle telafi eder…
15- Hz. Resulullah (s.a.a):
مَا مِنْ صَائِمٍ يَحْضُرُ قَوْماً يَطْعَمُونَ إِلَّا سَبَّحَتْ أَعْضَاؤُهُ ، وَ كَانَتْ صَلَاةُ الْمَلَائِكَةِ عَلَيْهِ ، وَ كَانَتْ صَلَاتُهُمْ لَهُ اسْتِغْفَاراً.
“Oruçlu olan kimse, yemek yiyen (oruç tutmayan) bir topluluğa uğradığında Bütün organları tesbih (zikir) eder ve melekler ona salat eder; meleklerin ona salatı onun için (Allah’tan) mağfiret dilemek demektir!”[15]
Sıcakta oruç bir başka…
16- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
من صام لله عز وجل يوما في شدة الحر فأصابه ظمأ وكل الله به الف ملك يمسحون بوجهه ويبشرونه حتى إذا أفطر قال الله عز وجل: ما أطيب ريحك وروحك، ملائكتي اشهدوا أني قد غفرت له .
“Kim şiddetli sıcakta Allah Azze ve Celle için bir gün oruç tutar ve çoksusarsa, Allah onun için bin melek görevlendirir; o melekler iftara kadar onun yüzünü okşar ve ona müjde verirler. İftar olduğunda ise Allah Azze ve Celle şöyle buyurur: “Senin kokun ve ruhun ne de güzeldir (ey oruç tutan!) Ey meleklerim! Şahid olun ki ben kesinlikle onu bağışladım!”[16]
Meleklerle hemdem ol…
17- Hz. İmam Ali Rıza (a.s):
إنَّ للّه ِ تَبارَكَ وتَعالى مَلائِكَةً مُوَكَّلينَ بِالصّائِمينَ وَالصّائِماتِ، يَمسَحونَهُم بِأَجنِحَتِهِم، ويُسقِطونَ عَنهُم ذُنوبَهُم. وإنَّ للّه ِ تَبارَكَ وتَعالى مَلائِكَةً قَد وَكَّلَهُم بِالاِستِغفارِ لِلصّائِمينَ وَالصّائِماتِ، لا يَعلَمُ عَدَدَهُم إلاَّ اللّه عز و جل.
“Şüphesiz Allah Tebâreke ve Teala’nın görevli melekleri vardır ki onlar oruç tutan erkek ve kadınlara kanatlarıyla dokunur ve onların günahlarını dökerler. Yine Allah Tebâreke ve Teâla’nın görevli melekleri vardır ki onları oruç tutan erkeklere ve kadınlara istiğfar etmekle görevlendirmiştir; onların sayısını ancak Allah bilir.”[17]
Sorgusuz sualsiz cennet!...
18- Hz. İmam Muhammed Bâkır (a.s):
شهر رمضان، شهر رمضان والصائمون فيه أضياف الله وأهل كرامته من دخل عليه شهر رمضان فصام نهاره وقام وردا من ليله واجتنب ما حرم الله عليه دخل الجنة بغير حساب .
“Ramazan ayı, işte ramazan ayı! Bu ayda oruç tutanlar Allah’ın misafirleri ve değer verdiği kimselerdir. Bir kimse ramazan ayı gelir deonun gündüzünü oruç tutar, gecelerinde ibadet ve zikir için kalkar ve Allah’ın kendisine haram kıldığı şeylerden de kaçınırsa, sorgusuz olarak cennete girecektir.”[18]
Geçmişin keffareti…
19- Hz. Resulullah (s.a.a):
من صام شهر رمضان يعرف حدوده ويتحفظ كما ينبغي له أن يتحفظ فقد كفر ما كان قبله .
“Kim ramazan ayının orucunu tutar ve o ayın sınırlarını tanır ve koruması gerektiği gibi korursa, o aydan önceki (hata ve günahlarını) temizlemiş olur.”[19]
İbrahim Halilullah’a (a.s) yoldaş ol…
20- Hz. Resulullah (s.a.a):
كان رسول الله صلى الله عليه وآله يخطب فقال في خطبته: أيها الناس من صام شهر رمضان في إنصاف وسكون وكف سمعه وبصره ولسانه من الكذب والحرام والغيبة والأذي قرب يوم القيمة حتى تمس ركبتيه ركبة إبراهيم خليل الرحمن عليه السلام.
Okuduğu bir hutbesinde şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar, kim ramazan ayındainsaf ve sükûnet içerisinde oruç tutar, kulağını, gözünü ve dilini yalan, haram, gıybet ve (başkalarına) eziyet etmekten korursa, Hz. İbrahim Halilü’r-Rahman (a.s) ile diz dize oturacak kadar (dergâh-ı ilahiye) yakınlaştırılır!”[20]
Değeri büyük, şartları ağır!...
21- Hz. İmam Muhammed Bâkır (a.s):
عن جابر عن أبي جعفر عليه السلام قال: قال يا جابر من دخل عليه شهر رمضان فصام نهاره وقام وردا من ليله وحفظ فرجه ولسانه وغض بصره وكف أذاه خرج من الذنوب كيوم ولدته أمه، قال: قلت جعلت فداك ما أحسن هذا من حديث! قال: ما أشدها من شرط!
Cabir’e şöyle buyurmuştur: “Ey Cabir! Kim ramazan ayını idrak eder, gündüzünde oruç tutup gecesinde zikir-ibadet için kalkar, iffetini ve dilini korur, gözünü (harama) kapatır ve başkalarına eziyet etmekten sakınırsa, anasından doğduğu gün gibi günahlardan temizlenmiş olur.” Cabir şöyle der: “‘Canım sana fena olsun! Bu ne güzel bir hadistir!’ dediğimde şöyle buyurdu: ‘Bu ne ağır şartlardır ama!’”[21]
Olması gereken oruç...
22- Hz. İmam Cafer Sadık (a.s):
إن الصيام ليس من الطعام والشراب وحده، إنما للصوم شرط يحتاج أن يحفظ حتى يتم الصوم، وهو صمت الداخل أما تسمع ما قالت مريم بنت عمران: " إني ندرت للرحمن صوما "فلن أكلم اليوم إنسيا " يعني صمتا.
فإذا صمتم فاحفظوا ألسنتكم عن الكذب، وغضوا أبصاركم، ولا تنازعوا ولا تحاسدوا ولا تغتابوا ولا تمار واو تكذبوا ولا تباشر واو لا تخالفوا ولا تغاضبوا ولا تسابوا ولا تشاتموا ولا تفاتروا ولا تجادلوا ولا تتأدوا ولا تظلموا ولا تسافهوا ولا تضاجروا ولا تغفلوا عن ذكر الله وعن الصلاة.
والزموا الصمت والسكوت والحلم والصبر والصدق، ومجانبة أهل الشر، واجتنبوا قول الزور والكذب والفري والخصومة وظن السوء والغيبة والنميمة.
وكونوا مشرفين على الآخرة منتظرين لأيامكم، منتظرين لما وعدكم الله متزودين للقاء الله، وعليكم السكينة والوقار والخشوع والخضوع وذل العبيد الخيف من مولاه خيرين خائفين راجين مرعوبين مرهوبين راغبين راهبين قد طهرت القلبمن العيوب وتقدست سرائركم من الخبث، ونظفت الجسم من القاذورات، وتبرأت إلى الله من عداه، وواليت الله في صومك بالصمت من جميع الجهات، مما قد نهاك الله عنه في السر والعلانية، وخشيت الله حق حشيته في سرك وعلانيتك، و وهبت نفسك لله في أيام صومك وفرغت قلبك له، ونصبت نفسك له فيما أمرك ودعاك إليه.
فإذا فعلت ذلك كله فأنت صائم لله بحقيقة صومه، صانع له لما أمرك وكلما نقصت منها شيئا فيما بينت لك، فقد نقص من صومك بمقدار ذلك.
“Orucun bir (önemli) şartı vardır ki orucun eksiksiz olması için ona riayet etmek gerekir, o da susma şeklindeki iç (oruçtur); İmran kızı Meryem’in ne dediğini duymadın mı?: ’Ben Rahman olan Allah'a oruç adadım; bugün hiçbir insanla konuşmayacağım.’[22] Meryem’in orucu susmaktı.
Dolayısıyla oruç tuttuğunuz vakit dilinizi yalandan koruyun; gözlerinizi (harama) kapatın; birbirinizle çekişmeyin; birbirinize haset etmeyin; birbirinizin gıybetini etmeyin; birbirinizle münakaşa etmeyin; birbirinizi yalanlamayın; birbirinizin namusuna göz dikmeyin, birbirinizle muhalefet etmeyin; birbirinize düşmanlık beslemeyin; birbirinize sövmeyin; birbirinize hakaret etmeyin, birbirinizi ihmal etmeyin; birbirinizle cedelleşmeyin; birbirinize eziyet etmeyin; zulmetmeyin; birbirinizi akılsız addetmeyin; birbirinize darılmayın ve Allah’ın zikrinden ve namazdan gafil olmayın.
Susmayı, konuşmamayı, tahammüllü olmayı, sabrı, doğruluğu ve kötülük ehlinden uzak durmayı ilke edinin; batıl söz, yalan, iftira, düşmanlık, su-i zan, gıybet ve söz taşımadan uzak durun.
Yüzünüz ahirete dönük olsun, (gelecek) kavuşma gününüzü ve Allah’ın size vaad ettiğini bekleyin; Hakk’a kavuşma günü için azık toplayın. Üzerinizden sükunet, vakar, Mevla’sına karşı bir kölenin taşıdığı huşu, tevazu ve korkunun ezikliği eksik olmasın. Daima hayır ehli, korkanlar, umut edenler, sakınanlar ve rağbet edenler olun. Kalpleri kusurlardan, iç dünyası kötülükten ve bedeni pisliklerden arınanlardan olun. Allah’tan gayrısından berîol ve orucunda her açıdan susarak Allah’ı veli edinip seni sakındırdığı şeylerden gizlide ve aşikarda sakın, gizlide ve aşikarda hakkıyla Allah’tan kork, oruç günlerinde kendini Allah’a ada, kalbini ona ayır ve sana emrettiği ve davet ettiği şeyde tam anlamıyla O’nun emrine gir.
Bütün bunları yaptığında, işte o zaman sen Allah için hakkıyla oruç tutmuş ve emrini yerine getirmiş olursun. Bu söylediklerimden eksilttiğin ölçüde orucunun (değerinden) de eksilmiş olur.”[23]
Sadece açlık ve susuzluktur bazılarının nasibi...
23- Hz. Emirü’l-Müminin Ali (a.s):
كَم مِن صائمٍ ليسَ لَهُ مِن صيامِهِ إلاّ الجُوعُ و الظَّمَأُ، و كَم مِن قائمٍ ليسَ لَهُ مِن قيامِهِ إلاّ السَّهَرُ و العَناءُ، حَبَّذا نَومُ الأكياسِ و إفطارُهُم.
“Nice oruç tutan vardır ki orucundan onun için sadece açlık ve susuzluk kalır ve nice gece ibadetine kalkan vardır ki onun bu kalkmasından sadece uykusuzluk ve yorgunluk kalır. Ne güzeldir (gafletten) uyanmışların uykusu ve oruçsuzluğu!”[24]
Neye yarar böyle oruç?!...
24- Hz. Fatıma (s.a):
ما يَصْنَعُ الصّـآئِمُ بِصِـيامِهِ اِذا لَمْ يَصُنْ لِسانَهُ وَسَمْعَهُ وَبَصَرَهُ وَجَوارِحَهُ.
“Oruç tutanın orucu ne işine yarar eğer dilini, kulağını, gözünü ve organlarını (haramlardan) korumazsa!”[25]
Bunların orucu, oruç değildir...
25- Hz. İmam Muhammed Bâkır (a.s):
لا صیام لمن عصی الامام و... و لا صیام لامراة ناشزة حتی تتوب و لاصیام لولد عاق حتی یبر.
“Şunların orucu oruç değildir: (Hak) imama karşı gelen, … tövbe edip dönünceye kadar kocasına karşı görevini yapmayan kadın, yanlışından dönünceye kadar anne babasına karşı asi olup haklarını çiğneyen kimse!”[26]
Ruh ve kalbin orucu…
26- Hz. Emirü’l-Müminin Ali (a.s):
صَومُ الجَسَدِ الإمساكُ عنِ الأغذِيَةِ بِإرادَةٍ و اختيارٍ خَوفا مِن العِقابِ و رَغبَةً في الثوابِ و الأجرِ، صومُ النَّفسِ إمساكُ الحَواسِّ الخَمسِ عن سائرِ المَآثِمِ، و خُلُوُّ القَلبِ عن جَميعِ أسبابِ الشَّرِّ .
“Bedenin orucu ceza korkusu ve mükafat arzusuyla özgür irade ve seçimle yenilecek şeylerden sakınmaktır. Nefsin (ruhun) orucu beş duyuyu bütün günahlardan sakındırmak ve kalbi bütün kötülük sebeplerinden temizlemektir.”[27]
En hayırlı oruç…
27- Hz. Emirü’l-Müminin Ali (a.s):
صَومُ القَلبِ خَيرٌ مِن صِيامِ اللِّسانِ، و صيامُ اللِّسانِ خَيرٌ مِن صيامِ البَطنِ
“Kalbin orucu, dilin orucundan daha hayırlıdır. Dilin orucu da midenin orucundan daha hayırlıdır.”[28]
İbadetin lezzeti...
28- Hz. Emirü’l-Müminin Ali (a.s):
كيف يجد لذة العبادة من لا يصوم عن الهوى!؟
“İbadetin lezzetini nasıl tadabilir, heva ve heveslere karşı oruçlu olmayan kimse?!”[29]
Sahuru ihmal etmeyin…
29- Hz. Resulullah (s.a.a):
تعاونوا بأكل السحر على صيام النهار وبالنوم على الصلاة بالليل.
“Sahur yiyerek oruç tutmak için ve (erken) uyuyarak gece namazı için destek ve yardım alın.”[30]
Ne mutlu onlara!...
30- Hz. Resulullah (s.a.a):
طوبى لِمَنْ ظَمَـأَ أَوْجـاعَ لِلّهِ اُولئِكَ الَّذينَ يَشْبَعُونَ يَوْمَ الْقِيامَةِ.
“Allah için susayan ve Allah için acıkan kimseye ne mutlu! İşte onlar kıyamet günü doyacak kimselerdir.”[31]
Kevser havuzundan içmek istiyorsan...
31- Hz. Resulullah (s.a.a):
مَن اَشبَعَ صائماً، سَقاهُ اللّه مِن حَوضى شَربَةً لایَظمَأُ بَعدَها.
“Kim bir oruçluyu doyurursa, Allah benim (Kevser) havuzumdan bir daha susamayacak şekilde onu doyurur.”[32]
Seferde oruç yasak…
32- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
الصائم في شهر رمضان في السفر كالمفطر فيه في الحضر.
“Ramazan ayında seferde oruç tutan kimse, seferde olmadığı zaman orucunu yiyen kimse gibidir.”[33]
Ramazan orucunu tamamlayan şey...
33- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
ان من تمام الصوم اعطاء الزکاة یعنی الفطرة کما ان الصلوة علی النبی صلی الله علیه و آله من تمام الصلوة.
"Orucu tamamlayan (kemale erdiren) şey fitre zekatı vermektir. Nitekim Resulullah’a (s.a.a) salat etmek namazı tamamlar."[34]
Müminin baharı…
34- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
الشتاء ربيع المؤمن يطول فيه ليله فيستعين به على قيامه ويقصر فيه نهاره فيستعين به على صيامه.
“Kış, müminin baharıdır; zira geceleri uzar ve mümin gecenin uzunluğundan ibadet için istifade eder. Gündüzleri de kısalır ve mümin bundan oruç tutmak için yararlanır.”[35]
Müstehap oruç deyip geçme!...
35- Hz. Resulullah (s.a.a):
مَن صامَ يَوما تَطَوُّعا فلو اُعطِيَ مِل ءَ الأرضِ ذَهَبا ما وَفّى أجرَهُ دُونَ يَومِ الحِسابِ.
“Kim gönüllü olarak bir gün (müstehap) oruç tutarsa, kendisine yeryüzü dolusu altın verilse bile o orucun değerini karşılayamaz, onu ancak hesap günü alacaktır!”[36]
Az amele çok veren Allah...
36- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
إيّاكُم و الكَسَلَ، إنَّ رَبَّكُم رَحيمٌ يَشكُرُ القَليلَ، إنَّ الرجُلَ ··· لَيَصُومُ اليَومَ تَطَوُّعا يُرِيدُ بهِ وَجهَ اللّه ِ تعالى فَيُدخِلُهُ اللّه ُ بهِ الجَنَّةَ.
“Tembellikten sakının! Şüphesiz sizin Rabbiniz merhametlidir, azı bile karşılıksız bırakmaz. Kişi Allah rızası için bir gün müstehap oruç tutsa bile, Allah onu o oruçtan dolayı cennete götürebilir.”[37]
Ömür boyu oruç...
37- Hz. Resulullah (s.a.a):
مَن صامَ ثلاثةَ أيّامٍ مِن كُلِّ شَهرٍ كانَ كَمَن صامَ الدَّهرَ كلّه؛ لأنَّ اللّه َ عَزَّ و جلَّ يقولُ : «مَنْ جاءَ بالحَسَنَةِ فلَهُ عَشْرُ أمْثالِها» (انعام،160)
"Kim her ayın üç gününü oruç tutarsa ömür boyu oruç tutmuş gibi olur. Zira Allah Azze ve Celle şöyle buyurmaktadır: “Kim bir iyilik getirirse, ona on katı vardır.” (En’am, 160)[38]
Kalpteki vesvese ve perişanlığın ilacı...
38- Hz. Emirü’l-Müminin Ali (a.s):
صَومُ ثلاثةِ أيّامٍ مِن كُلِّ شَهرٍ: أربعاءَ بينَ خَمِيسَينِ، و صَومُ شَعبانَ، يُذهِبُ بِوَسواسِ الصَّدرِ و بَلابِلِ القَلبِ
"Her ayın ilk ve son Perşembesi ve orta Çarşambası olacak şekilde oruç tutmak ve Şaban ayının orucu göğüsteki vesveseyi ve kalpteki perişanlığı bertaraf eder."[39]
Müminin gayreti...
39- Hz. Resulullah (s.a.a):
إِنَّ الْمُؤمِنَ هِمَّتُهُ فِی الصَّلاةِ وَالصِّیامِ وَالعِبادَةِ وَالمُنافِقُ هِمَّتُهُ فِی الطَّعامِ وَالشَّرابِ كَالبَهیمَةِ
"Şüphesiz müminin asıl gayret ve çabası namaz, oruç ve ibadete yöneliktir. Münafığın asıl çabası ise hayvanlar gibi yemek ve içmeye yöneliktir."[40]
Oruç siperdir, oruç perdedir...
40- Hz. İmam Cafer Sâdık (a.s):
اَلصَّومُ جُنَّةٌ مِن آفاتِ الدُّنیا وَحِجابٌ مِن عَذابِ الآخِرَةِ
"Oruç dünya afetlerine karşı siperdir ve ahiret azabına karşı perdedir."[41]
[1]- Mecmaü’l-Beyân, c.21, s. 490.
[2]- Fezâilü’l-Eşhuri’s-Selâse, s.87.
[3]- Men La Yehzuruhü’l Fakih, c.2, s.73.
[4]- Bihârü’l-Envar, c. 96. s. 368.
[5]- Fezâilü’l-Eşhuri’s-Selâse, s.102.
[6]- İlelü’ş-Şerâyi’, s. 270.
[7]-El-Vesâil, c. 7, s. 289.
[8]- Gureru’l-Hikem, hadis: 1683.
[9]- El-Kâfi, c. 4, s. 63.
[10]- Meâni’l-Ahbâr, s. 409.
[11]- Bihârü’l-Envâr, c. 96, s.249.
[12]- ed-Daevât, s. 27.
[13]- el-Emâli –Şeyh Tûsi-, s. 296, Hadis: 582.
[14]- Fezâilü’l-Eşhuri’s-Selâse, s.121.
[15]- Bihârü’l-Envâr, c.93, s. 247.
[16]- El-Kâfi, c.4, s.65
[17]- Fezâilü’l-Eşhuri’s-Selâse, s.104.
[18]- Sevabu’l-A’mal, s. 32.
[19]- Fezâilü’l-Eşhuri’s-Selâse, s.131.
[20]- Fezâilü’l-Eşhuri’s-Selâse, s.132.
[21]- Sevâbu’l-A’mâl, s. 64.
[22]- Meryem, 26.
[23]- el-Vesâil, c. 10, s. 165.
[24]- Nehcü’l Belağa, hikmet: 145. İmam Ali (a.s) burada ironik bir tabirle orucun aç kalmanın çok daha ötesinde hakikati olduğunu ifade etmektedir.
[25]- Bihârü’l-Envâr, c. 93, s.295.
[26]- Bihârü’l-Envâr, c. 93, s.295.
[27]- Gureru’l-Hikem, hadis: 5888-5889.
[28]- Gureru’l-Hikem, hadis: 5890.
[29]- Gureru’l-Hikem, c. 2, s. 554, hadis: 12.
[30]- Fezâilü’l-Eşhuri’s-Selâse, s.92.
[31]- Vesâilü’ş-Şia, c. 2, s. 299.
[32]- Deâimu’l-İslam, c. 1, s. 269.
[33]- Fezâilü’l-Eşhuri’s-Selâse, s.95.
[34]- Vesailu’ş-Şia, c. 6, s. 221.
[35]- Meâni’l-Ahbâr, s.228.
[36]- Meâni’l-Ahbâr, s.409.
[37]- Sevâbu’l- A’mâl, s. 62.
[38]- Deâimu’l-İslam, c. 1, s. 283.
[39]- el-Hisâl, s. 612.
[40]- Tenbihü’l-Havâtır, c. 1, s. 94.
[41]- Müstedrekü’l-Vesâil, c. 7 , s. 369.
Ehlader