Abbas Irakçi güvenliğin satın alınan bir olgu olmadığını,
aksine ulusal kapasitelere, iç güçlere ve halkın desteğine dayanarak inşa
edilmesi gerektiğini vurguladı.
Irakçi, “İran güvenliğini satın almaz, inşa eder” diyerek,
İran'ın başka güçlere bağımlı olmadığını ve kendi bilgi birikimi, gücü ve iç
dinamikleriyle savunmasını sağladığını belirtti.
İran Dışişleri Bakan ayrıca, İran’ın dış desteğe bel
bağlamadığını, aksine ulusal çıkarları doğrultusunda bağımsız hareket ettiğini
söyledi.
Abbas Irakçi, bağımsızlığın korunmasının ağır bir bedeli olduğunu,
İran’ın İslam Devrimi’nden bu yana ekonomik yaptırımlar, askeri tehditler ve
vekalet savaşlarıyla karşı karşıya kaldığını ancak bunlara rağmen teslim
olmadığını ifade etti.
Abbas Irakçi, son dönemde ABD ve Batı dünyasında yaşanan siyasi
krizleri değerlendirdi.
Beyaz Saray’da Donald Trump, J.D. Vance ve Ukrayna Devlet
Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında yaşanan tartışmanın, Batı ittifakındaki
derin çatlakları ortaya çıkardığını belirtti. Ona göre bu olay, sadece bir
görüş ayrılığı değil, aynı zamanda küresel siyasette büyük bir dönüşümün
göstergesiydi.
ABD’nin yıllardır Batı dünyasının merkezi olarak kendini
konumlandırdığını söyleyen Erakçi, ancak son gelişmelerin bu liderliğin artık
sorgulandığını gösterdiğini kaydetti. Trump yönetiminin “hızlı barış”
söylemiyle yola çıktığını ancak mevcut savaş ortamında bu sözlerini yerine
getirmekte zorlandığını aktardı.
Bu siyasi gerilimin en dikkat çeken noktalarından birinin,
Ukrayna’nın Batı’ya karşı tutumundaki değişim olduğunu belirten
Abbas Irakçi, Zelenskiy’nin Beyaz Saray’da ABD Başkanı’na karşı
sert bir çıkış yapmasının, artık Ukrayna’nın sadece bir “bağımlı devlet” olmadığını
gösterdiğini vurguladı.
Başlangıçta tamamen Batı desteğine bel bağlayan Ukrayna’nın
artık kendi çıkarlarını korumak için mücadele ettiğini kaydeden Irakçi,
uluslararası arenada küçük ülkelerin bile büyük bedeller ödeyerek kendi
bağımsızlıklarını savunmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Bu gelişmelerin ardından, Avrupa’nın nasıl bir tutum
sergileyeceği büyük bir soru işareti olarak ortaya çıkıyor. Fransa ve Almanya
başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi, Ukrayna savaşına karşı başından beri
temkinli bir yaklaşım sergiliyordu. Ancak Beyaz Saray’da yaşanan tartışma, Batı
ittifakında zaten var olan ayrılıkları daha da görünür hale getirdi.
Irakçi, Avrupalı liderlerin artık şu soruyla yüzleşmek
zorunda olduklarını söyledi: “ABD hala Batı dünyasını bir arada tutacak güç ve
iradeye sahip mi?”
Bu olaylar Moskova tarafından dikkatle takip ediliyor. Irakçi,
Rusya’nın uzun zamandır Batı ittifakının kırılgan olduğuna inandığını ve Beyaz
Saray’daki son gelişmelerin bu görüşü desteklediğini belirtti. Ancak Rusya
artık sadece bir izleyici değil, küresel güç dengesini şekillendiren aktif bir
oyuncu konumunda.
Irakçi, Rusya’nın bir yandan Çin ile stratejik ortaklığını
derinleştirirken, diğer yandan gelişmekte olan ülkelerle ekonomik ve güvenlik
işbirliklerini artırarak Batı’nın küresel etkisini sınırlamaya çalıştığını
vurguladı.
Avrupa’daki Rusya politikalarının da değişmekte olduğunu
kaydeden Irakçi, Macaristan ve Slovakya gibi bazı ülkelerin, AB’nin sert Rusya
karşıtı politikalarına direndiğini ve Moskova ile daha yakın ilişkiler kurmaya
çalıştığını söyledi.
Abbas Irakçi’ye göre, Beyaz Saray’daki tartışmanın ortaya
çıkardığı en önemli gerçeklerden biri, ABD’de iç politikanın dış politika
kararlarını doğrudan etkilemeye başlaması. ABD liderlerinin uluslararası
krizleri yönetmek yerine, iç siyasi çekişmelere odaklanmak zorunda kalmaları,
müttefikleri için belirsizliğe yol açıyor.
Bu durum, sadece ABD için değil, onunla ittifak halinde olan
ülkeler için de büyük bir sorun yaratıyor/mehr