İran’ın Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Emir Said
İravani, New York’taki BM Genel Merkezi’ndeü düzenlediği basın toplantısında
Siyonist rejimin İran’a yönelik saldırganlığını değerlendirdi.
İran Temsilcisi İrevani açıklamasında, “İsrail
rejimi,İran’ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne yönelik açık ve saldırgan
eylemlerde bulunmuştur. Bu rejimin halkımıza yönelik suç kampanyası durmaksızın
sürmektedir. Bu saldırılar, BM Şartı’nı ve uluslararası hukukun temel
ilkelerini ciddi şekilde ihlal etmekte ve tüm kırmızı çizgileri çiğnemektedir”
dedi.
İravani, İsrail rejiminin barışçıl amaçlarla ve Uluslararası
Atom Enerjisi Ajansı'nın tam denetimi altında çalışan bir nükleer tesisi
kasıtlı olarak hedef aldığını belirterek, bu eylemin tehlikeli ve yasa dışı
olduğunu vurguladı.
İravani, İsrail rejiminin milyonlarca insanın yaşadığı büyük
İran şehirlerinde sivil ve yoğun yerleşim alanlarını kasıtlı olarak hedef
aldığını belirterek, “Şu ana kadar 1481 kişi şehit olmuş veya yaralanmıştır.
Aralarında kadınlar ve çocuklar da olmak üz en az 224 sivil, hayatını
kaybetmiştir. Mağdurların çoğu çocuktur. Tahran’da bir konut binasına
düzenlenen vahşi saldırıda yaklaşık 20 çocuk şehit olmuştur. Yaraların
ciddiyeti göz önüne alındığında bu sayının daha da artabilir” ifadesini
kullandı.
İranlı büyükelçi ayrıca, İsrail rejiminin sivil ve ekonomik
altyapıları da hedef aldığını vurgulayarak, su depoları, yakıt depoları ve
Buşehr eyaletindeki Aseluyeh petrol rafinerisi gibi petrokimya tesislerin
saldırıya uğradığını, hastanelerin bombalandığını sözlerine ekledi.
İravani açıklamasında, “Sadece birkaç saat önce, İsrail
rejimi İran devlet televizyonunu canlı yayın sırasında kasten hedef aldı. Bu
korkunç saldırı açık bir savaş suçu ve medya özgürlüğüne yapılmış doğrudan bir
saldırıdır. İsrail rejimi, gerçeğin en büyük düşmanı olduğunu bir kez daha
kanıtlamıştır. Bu rejim, gazetecilere ve medya çalışanlarına karşı dünya
çapında kara bir geçmişe sahiptir” ifadelerinde bulundu.
Bu vahşi ve saldırgan eylemlere karşı İran’ın BM Şartı'nın
51. maddesi çerçevesinde meşru müdafaa hakkını kullandığını ifade eden
İrevani, “Cevabımız savunma amaçlı,
hedefe yönelik ve orantılıydı. Amacı sadece caydırıcılık sağlamak ve bu tür
suçların tekrarını engellemekti. İran, güvenliği ve toprak bütünlüğünü
kararlılıkla savunacaktır” dedi.
İrevani, İran’ın savaş veya gerilim peşinde olmadığını
vurgulayrak, “Ancak halkımızı, toprağımızı ve egemenliğimizi savunmada asla
tereddüt etmeyeceğiz. İsrail rejiminin aksine, İran uluslararası insancıl
hukuka saygı göstermektedir. Hiçbir zaman sivilleri hedef almadık” ifadesini
kullandı.
İran’ın BM temsilcisi, Amerikan güçlerinin İsrail’in saldırılarına destek verdiğini vurgulayarak, “Bu saldırılar, ABD'nin silah, istihbarat ve siyasi desteği olmadan mümkün olmazdı. ABD bu yasa dışı eylemde sorumluluk sahibidir” dedi.
İran'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi, İran’a yönelik
İsrail rejiminin saldırılarına yardım eden her ülkenin, bu saldırıların
sonuçlarından doğacak hukuki sorumluluğa ortak olacağı konusunda uyarıda
bulundu.
İran'ın BM Büyükelçisi, Güvenlik Konseyi'nin sessizliği ve
kayıtsızlığının, konseyin ve BM’nin temel ilkelerinin itibarını zedelediğini
belirterek, tarihin doğru tarafında duran Güvenlik Konseyi üyelerine, İslam
İşbirliği Teşkilatı üyeleri, BM Şartı Dostları Grubu ve bölgesel ortaklara da
bu saldırıyı kınayan tutumları ve İran’ın meşru müdafaa hakkına verdikleri
destek için teşekkür etti.
İravani, İran’ın İsrail rejiminin saldırıları durdurulana ya
da uluslararası toplum özellikle Güvenlik Konseyi etkili bir adım atana kadar
meşru müdafaa hakkını kullanmaya devam edeceğini vurguladı.
İran’ın BM Büyükelçisi, Güvenlik Konseyi’nden bu saldırgan
eylemi güçlü şekilde kınamasını, saldırgan taraf ve destekçilerini sorumlu
tutmasını ve saldırıların sürmesini engelleyecek acil ve etkili önlemler
almasını istedi.
İravani ayrıca, Unutulmamalıdır ki, İsrail rejimi bölgemizde
nükleer silaha sahip olan tek rejimdir. Bu rejim, Nükleer Silahların
Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'na (NPT) katılmayı reddetmiş ve tesislerini
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın denetimine açmamıştır” değerlendirmesinde
bulundu.
İrevani son olarak, “İran İslam Cumhuriyeti, uluslararası
hukuk çerçevesinde hareket etmeye devam edecektir. Yasal ve orantılı şekilde
kendimizi savunacağız. Ancak uluslararası barış ve güvenliğin korunması
konusunda asıl sorumluluk Güvenlik Konseyi’ne aittir. Güvenlik Konseyi,
soykırımcı rejimin suçlarını sürdürmesini ve halkımıza karşı daha fazla vahşet
işlemesini engellemek için derhal harekete geçmelidir” diye kaydetti/mehr