Tahran, bu saldırıya İsrail’e 30 balistik füze fırlatarak
karşılık verirken, ülke içinden en önemli adım ise İran Meclisi’nden geldi.
Meclis, Hürmüz Boğazı’nın kapatılması yönündeki teklif kabul etti. Ancak bu
kararın yürürlülüğe girmesi için İran'ın en üst düzey güvenlik organı olan
Milli Güvenlik Yüksek Konseyi’nin de onayı gerekiyor.
Dünya petrolünün yaklaşık yüzde 20’sinin geçtiği ve aynı
zamanda sıvılaştırılmış doğalgaz için de kilit geçit olan Hürmüz, Körfez
ülkeleri ve küresel enerji piyasası açısından hayati önem taşıyor.
Enerji uzmanları, böyle bir adımın yalnızca enerji
fiyatlarını fırlatmakla kalmayacağını, aynı zamanda küresel enflasyonu
tetikleyerek tedarik zincirlerini ve sigorta piyasalarını da altüst edeceğini
belirtiyor. Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikaları Merkezi'nden
Prof. Jason Bordoff, bu kararın dünya ekonomisinde zincirleme bir sarsıntıya neden
olabileceğini vurguladı: “Küresel sistemin kırılganlığı bu boğazda
düğümleniyor.”
Söz konusu hamle askeri olarak da ciddi riskler
barındırıyor. Uzmanlar, İran’ın boğazı kapatma kararıyla birlikte, ABD’nin
Katar, Bahreyn ve Kuveyt gibi ülkelerdeki üslerinin de hedef haline geleceğini
öngörüyor.
Uluslararası hukukta savaş eylemi olarak kabul edilen deniz
yollarını kapatma kararı, yalnızca ABD değil, NATO başta olmak üzere pek çok
ülkenin doğrudan müdahalesine neden olabilir.
Öte yandan İran Atom Enerjisi Kurumu da ABD’nin nükleer
tesislere yönelik saldırılarını doğruladı ve bu saldırılara karşı uluslararası
hukuk yollarına başvuracaklarını açıkladı. Kurum ayrıca, İran’ın nükleer
programına kesintisiz devam edeceğini duyurdu.