İran Füzeleri IMEC’i de Vurdu!

GİRİŞ: 30.06.2025 07:22      GÜNCELLEME: 30.06.2025 07:22
Rasthaber - ABD’nin Kuşak ve Yol İnisiyatifi’ne alternatif gösterdiği Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) daha etkin hale gelmeden darbe aldı. İran füzeleri, İsrail’in Hayfa Limanı’nı vurduğunda IMEC’in en önemli bağlantısı zarar gördü.

İran füzelerinin İsrail'in Hayfa Limanı'nı vurması, basit bir yerel darbenin çok ötesinde. Saldırı, Asya ile Avrupa arasında yeni bir ticaret hattı oluşturmayı hedefleyen Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru'na (IMEC) doğrudan darbe indirdi. Liman hem mevcut durumu hem de barındırdığı riskler nedeniyle IMEC'nin önemli bağlantı noktası olma özelliğini kaybetmiş görünüyor. Tel Aviv, liman üzerinden bölgesel bir transit merkezi haline gelmeyi umuyordu.

IMEC'in Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ne alternatif olarak piyasaya sürüldüğünü hatırlatalım.

ARTIK 'YÜKSEK RİSKLİ'

İngiliz deniz güvenliği şirketi Ambrey’in son değerlendirmesine yer veren İran’ın yarı resmi Tasnim haber ajansı, Hayfa Limanı’nın yük gemileri için artık "yüksek riskli" limanlar arasında sınıflandırıldığını bildirdi. Liman, yılda 30 milyon metrik tonun üzerinde yük elleçleme kapasitesine ve yıllık 1,4 milyon TEU konteyner hacmine sahip. Enerji ürünlerinden sanayi hammaddelerine, tarım ürünlerinden yüksek teknoloji ekipmanlarına kadar geniş bir ürün yelpazesi Hayfa üzerinden taşınıyor. Uzmanlara göre gelişmeler, limandaki yükleme ve boşaltma faaliyetlerinde ciddi düşüşe yol açacak.

DIŞ TİCARETİN YARISI

Hayfa Limanı, İsrail’in en büyük ticaret kapısı konumunda bulunuyor. Resmi rakamlara göre ülkenin toplam dış ticaretinin yaklaşık yüzde 40’ı bu liman üzerinden yapılıyor. Özellikle ithalatın yaklaşık yarısı Hayfa'dan ülkeye giriş yaparken, ihracatın da önemli bir bölümü başta Avrupa olmak üzere dünya pazarlarına buradan sevk ediliyor.

NÜKLEER SİLAHLI DENİZALTILAR DA BURADA

İran'ın hassas saldırıları Hayfa Limanı'nı, ona bağlı rafineri ve elektrik santralini de vurarak kritik altyapıyı felce uğrattı. Fakat hedef alınan kısımlardan biri de donanma üssüydü. Liman kompleksine bağlı üs, İsrail Donanması’nın hem ana operasyon merkezi hem de ülkenin denizaltı filosunun konuşlandığı yer olarak biliniyor. Savaş gemilerinin yanı sıra Dolphin sınıfı denizaltılar -ki nükleer başlık taşıyabildiği iddia ediliyor- bu üste bulunuyor.

Dolayısıyla Hayfa Limanı hem sivil yük ve ticaret trafiğine hem de askeri faaliyetlere ev sahipliği yapıyor. Limanın doğu yakası ticari yükleme-boşaltma faaliyetleri için kullanılırken, batı kısmında donanmaya ait kapalı askeri bölgeler bulunuyor.

BEYRUT LİMANI PATLAMASI

Özellikle son yıllarda limana yapılan yatırımların arkasında, İsrail'in Hayfa’yı Akdeniz üzerinden küresel lojistik ağlara entegre etme hedefi yatıyordu. Washington ve Tel Aviv, IMEC sayesinde bu planları daha da ileri taşımayı amaçlıyordu.

İsrail’in Hayfa’yı bölgedeki en önemli lojistik merkezlerden biri haline getirmek için uzun süredir çaba gösterdiği biliniyor. Hatta 2020’de Beyrut Limanı’nda meydana gelen büyük patlamanın arkasında İsrail’in olduğu yönünde iddialar ortaya atılmıştı.

ASYA’YI KITAYA HAPSETME PLANI ÇÖKÜYOR

Küresel emperyalist sistemin, “eski kıta” ile “yeni kıta” arasına çektiği kalın duvar sayesinde ayakta durduğunu düşünürsek, Hayfa saldırıları ayrı bir önem kazanıyor. Ünlü jeopolitikçi Nicholas John Spykman, bu kalın duvara "Kenar Kuşak" adını veriyor. Spykman, tarihin Kenar Kuşak’ta, yani kuzey yarımkürenin ılıman iklimlerinde yazıldığını, aynı zamanda bu bölgenin zengin minerallere ve hidrokarbon kaynaklarına sahip olduğunu belirterek Türkiye, Irak, İran, Pakistan ve Afganistan’dan Çin’e uzanan kıta kenarını işaret ediyor. Ona göre bu hattı kontrol eden Avrasya’yı, Avrasya’yı kontrol eden ise dünyayı kontrol eder.

TÜRKİYE'NİN DIŞLANMASINA GİDEN YOL

Spykman’ın bu teorisi, ABD’li siyasetçiler tarafından da benimsenmiş, daha sonraki yıllarda Sovyetler Birliği’ni çevreleme politikasının merkezine yerleştirilmişti. Hakikaten de kıtaya hapsedilen Sovyetler Birliği, bir kurşun atılmadan çökertildi.

Ancak bu jeopolitik aks içindeki ülkeler zamanla sistem dışına çıkmaya başladı. Vietnam, Laos ve Kamboçya’dan başlayarak İran’daki İslam Devrimi, Çin’in büyük gelişimi, Taliban’ın direnişi ve son olarak 15-16 Temmuz’da Türkiye’den Gladyo’nun tasfiyesi, Kenar Kuşak’ı yerle bir etti.

İşte tam da bu noktada küreselciler, jeopolitik aksı güneye çekerek sisteme başkaldıran ülkeleri de kıtaya hapsetmenin planlarını yapmaya başladılar. Yeni hattı tahkim içinse dev bir ekonomik koridor projesi ortaya attılar. Bu projeyle Hindistan’dan İsrail’e, oradan Güney Kıbrıs ve Yunanistan’a uzanan yeni bir koridor inşa edilecek. Böylece hem Kuşak-Yol boşa düşürülecek hem de deniz ile kıta arasındaki ayrım korunacak. Türkiye de Doğu Akdeniz’den dışlanarak Antalya Körfezi’ne hapsedilecek.

Öyleyse Hayfa Limanı’nı yerle bir etmek, yeni kıtanın surlarında dev bir gedik açmaya benzemiyor mu?

Hasarın büyük kısmı hâlâ gizleniyor

İsrail'in önde gelen ve en çok izlenen televizyonlarından biri olan Kanal 13, İran füzelerinin ülkedeki stratejik tesis ve üslerde yarattığı hasarın büyük kısmının henüz kamuoyuna açıklanmadığını duyurdu.

Haber kanalı, pazar günkü yayınında "ordu üslerinde ve stratejik tesislerde can kayıplarıyla yaralanmalar" yaşandığını da bildirdi. Tel Aviv, bugüne kadar İran saldırılarında biri asker olmak üzere toplam 29 kişinin hayatını kaybettiğini, 3 binden fazlasının yaralandığını açıkladı.

12 MİLYAR DOLARLIK FATURA

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, geçen hafta, 12 günlük savaşın bedelinin 12 milyar dolar civarında olmasının beklendiğini açıkladı. Sadece binalar ve sivil altyapıda oluşan hasarın 3 milyar dolar olduğu, bu rakamın işletmelere ödenecek tazminatlarla birlikte 5 milyar dolara ulaşabileceği belirtiliyor.

İsrail basın kaynaklarına göre, kritik sivil tesislerdeki en büyük hasar Hayfa’daki Weizmann Enstitüsü ve Bazan Rafinerisi’nde yaşandı. Enstitünün zararı 500 milyon doları aştı. Araştırma verileri ve örneklerin tamamı yedeklenmeden kayboldu.

DRAMATİK VERİLER

Füze saldırıları nedeniyle 11 binden fazla İsrailli evsiz kaldı. 35 bin konut, iş yeri ve araç ya hasar gördü ya da kullanılamaz hale geldi. Bugüne kadar 38 binden fazla sigorta ve tazminat başvurusu yapıldı. Bu sayının 50 bine ulaşması bekleniyor.

Tahminlere göre, İran çatışmalar boyunca 590 ila 630 arasında balistik ve seyir füzesi ile binden fazla İHA fırlattı. Bu füzelerin yaklaşık 500'ü İsrail hava sahasına girdi. Diğerleri ABD, Fransa ve Ürdün tarafından oluşturulan savunma katmanlarında engellendi. II. Abdullah rejimi İran füzelerini düşürürken, üç Ürdün vatandaşı da yaralandı.

SİRENLER 19 BİN KEZ ÇALDI

Çatışma sürecinde İsrail'e ulaşan füzelerin isabet oranı yüzde 10'lardan yüzde 50'lere kadar yükseldi. Toplamda 19 bin 434 kez füze alarmı verildi. Okullar kapatıldı, işletmeler ise sadece zorunlu hizmetler için açık kaldı. İsrail'in yüzde 50'sinden fazlası 12 günün büyük kısmını sığınakta geçirdi/aydınlık

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM