Çekileceğiz açıklamalarına rağmen ABD ordusu, Suriye’nin
kuzeydoğusuna askerî ve lojistik yığınak yapmaya devam ediyor. Suriye İnsan
Hakları Gözlemevi (SOHR) verilerine göre, sadece Nisan-Temmuz 2025 arasında
bölgeye en az 280 tır gönderildi. ABD ve Uluslararası Koalisyon, sahayı tahkim
ediyor. Özellikle Haseke, Deyrezor ve Rümeylan üçgenine yoğunlaşan
sevkiyatlarda radar sistemlerinden zırhlı araçlara, mühimmattan yakıta kadar
birçok unsur dikkat çekiyor. SOHR’un aktardığına göre 19 Nisan 2025’te ABD güçleri,
Irak sınırından Suriye’ye geçirdiği 70 tırlık bir sevkiyatı Haseke’deki Harab
el-Cir üssüne ulaştırdı. Konvoyda radar sistemleri, zırhlı araçlar, uzun
menzilli topçu sistemleri, yakıt tankerleri ve mühimmat yer aldı. Sevkiyata iki
askeri helikopterin de hava desteği verdiği bildirildi. Haziran ayında ABD
ordusu, Suriye’nin kuzeydoğusuna üç büyük konvoy sevk etti. 10 Haziran’da 35
tır, 19 Haziran’da 28 tır, 23 Haziran’da ise 30 tırlık askeri ve lojistik
malzeme taşındı. Bu sevkiyatların çoğunlukla Rümeylan ve Tel Baydar çevresine
yapıldığı öğrenildi.
Sadece Temmuz 2025’te, dört ayrı sevkiyatla toplam 117 tır
Suriye’ye sokuldu. 2 Temmuz’da 24 tır, 13 Temmuz’da 36 tır, 19 Temmuz’da 20
tır, 24 Temmuz’da ise 37 tır Suriye'nin kuzeydoğusundaki ABD üslerine ulaştı.
Kamyonların içinde mühimmatın yanı sıra beton bariyerler, devriye araçları ve
haberleşme ekipmanları taşındı. Sevkiyatlar hem güvenlik amaçlı tahkimatı hem
de yerel güçlerin eğitilmesi süreçlerini destekleyecek şekilde organize edildi.
ABD bölgeye yığınak yaptığı gibi aynı zamanda terör örgütü
PYD/SDG ile ortak tatbikatlar yapmaya da devam etti. Şam yönetimiyle görüşmeler
sürerken ABD ile PYD/SDG arasındaki askerî işbirliği hız kesmedi. Verilere
göre, son 6 ayda bölgede en az 5 büyük ortak tatbikat düzenlendi. Tatbikatların
ayrıntıları şöyle:
- Ocak 2025, Haseke, Derik (Tekil Bekil Köyü): ABD ve SDG,
gerçek mühimmat kullanarak geniş kapsamlı tatbikat düzenledi. Tatbikatta, ABD
yapımı Bradley zırhlı araçları ve ağır silahlar kullanıldı. Tatbikatın amacı,
“sınır üçgenindeki güvenliği sağlamak” olarak kaydedildi.
- 11-12 Mart 2025, Haseke kırsalı: 10 Mart’ta Suriye
Hükûmeti ile SDG arasında 8 maddelik mutabakatın imzalanmasının akabinde, ABD
ve SDG/YPG, sahada ortak tatbikat düzenledi.
- 11 Haziran 2025, Kasrak Üssü, Deyrezor: ABD ile SDG
güçleri canlı mühimmatla tatbikat düzenlendi. Koalisyon helikopterleri yoğun
şekilde hava desteği sağladı. Tatbikatın “SDG’nin savaş hazırlığını artırma
amacını taşıdığı” belirtildi.
- 28 Haziran 2025, El-Şeddadi Üssü, Haseke: Tatbikatta hava
indirme operasyonları simüle edildi.
- 9 Temmuz 2025, Haseke kırsalı: ABD ile SDG, Trump’ın
Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Şam’da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile
görüşürken, Haseke kırsalında geniş çaplı bir askeri tatbikat yaptı. Tatbikat
sırasında ABD’ye ait savaş jetleri da operasyona katıldı. Tatbikatta, canlı
mühimmat kullanıldı.
SDG, Süveyda’daki ayrılıkçılar ile koridor açmak istedi.
Suriye'de temmuz ayı hem çatışmalar hem de diplomatik
temaslar açısından kritik gelişmelere sahne oldu. Şam Hükûmeti, ABD destekli
PYD/SDG’nin taleplerine direnmeye devam ederken ülkede gerilim tırmandı. Şam’da
bir kiliseye saldırı düzenlendi, Deyrezor’da Arap aşiretleriyle SDG arasında
çatışmalar patlak verdi. İsrail’in daha önce müdahil olduğu Lazkiye sahil
hattına benzer biçimde, Süveyda’da da gerilim yaşandı. SDG ve İsrail destekli
“Süveyda Askeri Konseyi” ile Suriye ordusu arasında yoğun çatışmalar çıktı.
Çatışmalar sırasında İsrail’in doğrudan devreye girmesi dikkat çekti. Şam’daki
Genelkurmay binası İsrail jetleri tarafından vuruldu. Ülke genelindeki pek çok
askeri nokta hedef alınırken, onlarca asker ve sivil hayatını kaybetti. Yaşanan
gelişmeler Şam yönetiminin direncini zorlarken, ABD’nin diplomatik hamleleri
hız kazandı. Washington yönetimi, Şam’ı hem İsrail hem de SDG ile masaya
oturtmak için baskısını artırdı. Son olarak Paris’te taraflar arasında bakanlar
düzeyinde bir görüşme yapıldı. Tom Barrack’ın arabuluculuk ettiği buluşmada,
İsrail’i Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Suriye’yi ise Dışişleri Bakanı Esad
Şeybani temsil etti.
Şam’a sahadaki baskı artarken PYD/SDG cephesi de dil değiştirdi.
Mart ayında Cumhurbaşkanı Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan ulusal ordu
mutabakatına rağmen SDG, silah bırakmayı reddetti. SDG Sözcüsü Ebcer Davud,
“Suriye Ordusu’na katılım için 30 günlük süre tanındığı” iddialarını yalanladı.
Şarku’l Avsat’a konuşan Davud, “Süveyda’daki saldırılar ortadayken silah
bırakmamız beklenemez.” diyerek, SDG güçlerinin yalnızca “özel statülerini
tanıyan bir anayasal düzenleme” ile orduya katılabileceğini savundu. Öte yandan
Mazlum Abdi ile Tom Barrack’ın Amman’da yaptığı görüşmenin olumlu geçtiği
belirtildi. Tarafların yeni müzakereler planladığı ifade edildi. Bu görüşme,
ikili arasında son bir ay içindeki ikinci temas oldu. İlki, 9 Temmuz’da Şam’da
Fransa’nın Suriye Temsilcisi Jean-François Guillaume’un katılımıyla yapılmıştı.
Şara ise o görüşmede Abdi ile aynı masaya oturmayı reddetmişti. Süveyda
çatışmaları da bu sürecin ardından başladı.
Şam yönetimi, müzakerelerdeki tavrını kamuoyuna net
ifadelerle duyurdu. El-İhbâriyye kanalına konuşan bir hükûmet kaynağı, “Suriye
devleti, ülkenin birliğini hedef alan hiçbir tehdidi ya da ön koşul dayatmasını
kabul etmez.” dedi. Açıklamada, “Silah bırakmama ve askeri blok oluşturma
söylemleri, Başkan Şara ile Mazlum Abdi arasında imzalanan ulusal ordu
mutabakatına aykırıdır. Devlet dışında hiçbir silahlı yapının meşruiyeti
olamaz.” ifadeleri yer aldı.
Yetkili, Süveyda’daki olayların “devletin niyetlerini
sorgulamak” için araçsallaştırıldığını savundu. “Bu girişimler kamuoyunu
yanıltmaya yöneliktir. Devlet, Süveyda’da fitneyi önlemek ve kan dökülmesini
engellemek için yoğun çaba göstermiştir.” denildi.
Ayrıca açıklamada şu vurgular yapıldı: “Suriye kimliği,
bölgesel ya da etnik oluşumlarla değil, anayasa ve egemen kurumlar etrafında
şekillenir. Herhangi bir bağımsız kimlik çağrısı vatandaşlık ilkesine
aykırıdır. Hükümet, bütün vatandaşlarını koruma görevini sürdürmekte ve tüm
taraflarla diyalog kapısını açık tutmaktadır. Kalıcı çözüm, dış projelere bağlı
olmadan, egemenlik ve toprak bütünlüğü temelinde, ön koşulsuz bir ulusal
diyalogla sağlanabilir.”
Milli Savunma Bakanlığı, Suriye Hükûmeti’nin Türkiye'den
resmî düzeyde askerî destek talebinde bulunduğunu duyurdu. Talebin, ülkenin
savunma kapasitesinin artırılması ve başta DEAŞ olmak üzere tüm terör
örgütlerine karşı daha etkili mücadele yürütülmesi amacıyla iletildiği belirtildi.
Hande Fırat’ın aktardığına göre destek, iki ayaktan oluşacak.
İlki askerî danışmanlık: Suriye'deki farklı silahlı
grupların orduya dönüşmesi için konsept, doktrin ve standardizasyon çalışmaları
yürütülecek. İkinci adım ise eğitim desteği. Libya ve Somali’de olduğu gibi
kara, deniz ve hava unsurları için eğitim merkezleri kurulacak. Harp okulları
açılacak, bu okullarda TSK eğitici olarak görev alacak. Eğitimler hem Suriye
sahasında hem Türkiye’de verilecek. Ayrıca İDEF fuarına kalabalık bir heyetle
katılan Suriye tarafının yerli ve millî savunma sanayii ürünlerine yoğun ilgi
gösterdiği belirtildi. Bu kapsamda, savunma sanayii kullanımına ilişkin teknik
eğitimlerin de gündemde olduğu kaydedildi.
Desteğin ikinci boyutu ise Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın girişimiyle
oluşturulan ve DEAŞ’la mücadeleyi hedefleyen bölgesel konsorsiyum. Söz konusu
yapının bir harekât merkezi kuracağı, ABD’ye de bilgilendirme yapıldığı
belirtildi.
Arap basını Paris görüşmeleri öncesi Şam’ın önüne şu
maddelerin koyulduğunu iddia etti:
- Süveyda dosyası ABD’ye devrediliyor: Anlaşmanın
uygulanması ve denetimi tamamen ABD’nin sorumluluğunda olacak.
- Askerî unsurlar çekilecek: Suriye rejimine bağlı güvenlik
güçleri, Dürzi kırsalının sınırlarının dışına çekilecek.
- Güvenlik Dürzi gruplara bırakılacak: Yerel Dürzi unsurlar
köylerde iç güvenlik faaliyetlerini yürütecek. Ne rejim güçlerinin ne de diğer
silahlı unsurların bulunmasına izin verilmeyecek.
- Sivil yerel yönetim kurulacak: Süveyda halkından oluşan
yerel konseyler, Şam yönetiminden bağımsız olarak hizmet verecek.
- İhlal izleme komisyonu oluşturulacak: Bölgedeki ihlalleri
izlemek ve belgelemek için yerel bir komisyon kurulacak. Komisyonun raporları
düzenli olarak ABD’ye sunulacak.
- Dera ve Kuneytra’dan ağır silahlar çıkarılacak: Bu iki
bölgeden ağır silahlar tamamen çekilecek ve yerel güvenlik komiteleri
oluşturulacak. Ağır silah bulundurulması yasaklanacak.
- Rejim kurumlarına giriş yasağı: Şam Hükûmeti’ne bağlı
hiçbir kurum veya kuruluş Süveyda’ya giremeyecek. Sadece Birleşmiş Milletler
kuruluşlarına izin verilecek.
Maddeler, Suriye’nin güneyinde de PYD/SDG’ye benzer bir yapı
kurulmasına araç olarak yorumlandı. En son Süveyda’daki ayrılıkçı grupların
lideri Hikmet el-Hicri, Suriye’nin kuzeydoğusu ile bir koridor açılmasını
istemişti. Bu koridor Türkiye tarafından engellenmişti.
Suriye Hükûmeti ile SDG arasında Paris'te yapılması
planlanan görüşmenin ileri bir tarihe ertelendiği bildirildi. Sözde “Özerk
Yönetim”in Fransa Temsilcisi Kerim Kemer, perşembe günü yaptığı açıklamada,
toplantının, herhangi bir gerekçe gösterilmeden süresiz olarak iptal edildiğini
söyledi. Kemer, söz konusu toplantının SDG heyetinin Paris’e ulaşmadan
ertelendiğini kaydetti. Önceki gün, basında yer edinen bilgilerde Mazlum
Abdi’nin de aralarında bulunduğu heyetinin Paris’te Suriye Hükûmeti
yetkilileriyle bir görüşme gerçekleştireceği belirtilmişti. Görüşmenin
Fransa’nın arabuluculuğunda yapılacağı ve ABD temsilcisi Tom Barrack’ın da
toplantıya katılacağı bilgisine yer verilmişti/aydınlık