Gazze’yi toptan işgal planını devreye sokan Netanyahu’da
oyun bitmiyor. Şehrin askeri olarak ele geçirilmesi için nihai onayı vereceğini
açıklayan Netanyahu aynı zamanda Hamas’ın kabul ettiği ateşkes ve esir takası
görüşmelerine de başlayacağını duyurdu. İsrail’in insani yardım girişini
kısıtladığı Gazze Şeridi’nde bu yıl 206 kişi açlıktan hayatını kaybederken, BM
Gazze’de ilk kez resmi olarak kıtlık ilan etti.
M ve yardım kuruluşlarıyla çalışan ana küresel açlık izleme
kuruluşu Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) verilerine göre,
Gazze’nin bazı bölgelerinde ilk kez resmi olarak kıtlık ilan edildi. Verilere
göre nüfusun neredeyse dörtte biri açlıkla karşı karşıya. Kıtlığın eylül sonuna
kadar Deyr el Balah ve Han Yunus bölgelerine yayılması bekleniyor. BM, 500 bin
Gazzeli’nin ‘felaket’ düzeyde açlıkla karşı karşıya kaldığını söyleyerek “Açlık
bir savaş suçudur ve bundan kaynaklı ölümler ‘kasıtlı öldürme’ olarak
değerlendirilmelidir” açıklaması yaptı.
Soykırımcı Netanyahu, hem uluslararası hem de iç
kamuoyundaki itirazlara rağmen Gazze şehir merkezine yönelik ‘yoğun saldırı ve
zorunlu göç’ planını onayladığını duyurdu. Ateşkes müzakerelerini başlatma
talimatı verdiğini söyleyen Netanyahu, Hamas’ın esir takası anlaşmasını kabul
etse dahi Gazze’nin tamamının İsrail’in kontrolüne gireceğini vurguladı.
Savunma Bakanı Katz, “yoğun ateş açma ve 1 milyon Filistinlinin sürgününü”
içeren işgal planı için “Cehennemin kapıları yakında açılacak” ifadesini
kullandı.
Gazze’deki açlık krizi, özellikle çocuklar için büyük bir
tehdit oluşturuyor. Yardım kuruluşları, takviyeli süt ve besleyici macun gibi
kritik malzeme stoklarının tükenmek üzere olduğunu belirtiyor. Açlık ablukası
ve bombardıman altındaki Filistinliler “Evimizde ölmek ya da evimizi terk edip
başka bir yerde ölmek gibi acı, çok acı bir durumla karşı karşıyayız. Bu savaş
devam ettiği sürece hayatta kalma ihtimalimiz belirsiz” diyor.
Gazze’de toptan işgali için harekete geçen ve Hamas’ın,
Mısır ile Katar’ın arabuluculuğunda sunulan öneriyi kabul etmesine rağmen
tutumunda bir değişiklik olmayan Netanyahu, Hamas ateşkes anlaşmasını kabul
etse bile Gazze’yi işgal edeceklerini söyledi. Netanyahu, Sky News Australia
televizyonuna verdiği röportajda “Hamas’ın bir anlaşmayı kabul etmesi halinde
İsrail’in Gazze’yi işgal planından vazgeçip vazgeçmeyeceği” yönündeki soruya
“Bunu her halükârda yapacağız. Hamas’ı orada bırakmayacağımız konusunda hiçbir
zaman soru işareti olmadı” yanıtını verdi.
Gazze Şeridi’ne 22 aydır sürdürdükleri şiddetli saldırıları
ancak 50 İsrailli esirin serbest bırakılması ve Hamas’ın silah bırakması
şartıyla sona erdireceklerini söyleyen Netanyahu “Amacımız bu. Tüm esirleri
kurtarmak, Hamas’ı silahsızlandırmak, Gazze’yi silahsızlandırmak” dedi. İsrail
Güvenlik Kabinesi’nin işgal kararı almasından önce Gazze Şeridi’nin tamamını
‘kontrol altına almayı hedefledikleri’ yönündeki açıklamasının aksine
Netanyahu, bu kez Gazze Şeridi’ni işgal etmeyi amaçlamadıklarını ileri sürdü.
Yedi cephede savaş verdiklerini öne süren Netanyahu, İran ve bölgedeki vekil
güçlerine karşı verdikleri söz konusu ‘savaşı’ tamamlamak üzere olduklarını da
ileri sürdü.
İsrail Kabinesi ise önceki gün Gazze Şehri’ni işgal planını
tamamen onaylamış, Savunma Bakanı Yisrael Katz, planın “Yoğun ateş açma ve
sakinlerin tahliyesini” içerdiğini söylemişti. Hamas silah bırakmaz ve
rehineleri serbest bırakmazsa, İsrail’in Gazze Şehrini yok edeceğini
açıklayarak “Cehennemin kapıları yakında açılacak” tehdidinde bulunmuştu.
İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin de önceki akşam ordunun, işgale hazırlandığı
Gazze kenti çevresindeki saldırılarına başladığını duyurmuş, Gazze kentini
işgal saldırılarına ‘Gideon’un Savaş Arabaları II’ adı verildiği söylemişti.
Bölgede yaşayan Filistinliler, yeni bir savaş korkusuyla şehirden kaçmaya
başlarken, İsrail’in yeni işgal operasyonunun yaklaşık 1 milyon Filistinliyi
bir kez daha yerinden etmesi bekleniyor.
İsrail’in insani yardım girişini kısıtladığı Gazze
Şeridi’nde insani kriz derinleşirken, BM Entegre Gıda Güvenliği Aşama
Sınıflandırması (IPC) bölgedeki gıda krizine ilişkin son raporunda, Gazze şehri
ve çevresini kapsayan Gazze Valiliği’ndeki gıda krizini en kötü seviye olan ve
‘kıtlık/felaket’ anlamına gelen 5’inci aşamaya yükseltti. Raporda Gazze
genelinde şu anda 500 binden fazla kişinin 5’inci aşamada, ‘kıtlık’ şartlarında
yaşadığı ifade edildi. Gazze nüfusunun yüzde 54’üne denk gelen 1.7 milyon
kişinin ise ‘acil durum’ anlamına gelen 4’üncü aşamada, nüfusun yüzde 20’sine
tekabül eden 396 bin kişinin ise ‘kriz’ seviyesindeki 3’üncü aşamada olduğu
belirtildi. Ayrıca Eylül ayı sonuna kadar Gazze Şeridi’nin merkezindeki Deir
el-Balah ve güneydeki Han Yunus’ta da ‘kıtlık’ ilan edilebileceği ifade edildi.
Gazze’deki kıtlığın “Herkesi rahatsız etmesi gerektiğini”
belirten BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Tom Fletcher
“İzin verilseydi önleyebileceğimiz bir kıtlık, ancak İsrail’in sistematik
engellemeleri nedeniyle yiyecekler sınır kapılarında birikti” dedi. BM İnsan
Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk de Gazze’deki kıtlığın “İsrail hükümetinin
eylemlerinin doğrudan sonucu” olduğunu belirterek açlıktan kaynaklanan
ölümlerin savaş suçu teşkil edebileceğini söyledi. Reuters’a konuşan 67
yaşındaki Rabah Ebu Elias “Evimizde ölmek ya da evimizi terk edip başka bir
yerde ölmek gibi acı, çok acı bir durumla karşı karşıyayız. Bu savaş devam
ettiği müddetçe hayatta kalma ihtimalimiz belirsiz” diye konuştu. Bölgede ‘resmen
kıtlık’ ilan edilmesine karşın İsrail Dışişleri Bakanlığından gelen akıl almaz
açıklamada ise yapılan açıklamada kıtlık olmadığı iddia edilerek, sonuçların
“Hamas’ın yalanlarına” dayandığı öne sürüldü.
İsrail ordusu istihbaratının gizli verileri, İsrail’in
Gazze’ye düzenlediği saldırılarda ölenlerin yüzde 83’ünün sivil olduğunu ortaya
çıkardı. İsrail ordusunun gizli veri tabanından elde edilen veriler, İsrail
güçlerinin Gazze’de öldürdüğü insanların yüzde 83’ünün yani her altı kişiden
beşinin sivil olduğunu gösterdi. The Guardian gazetesi, Tel Aviv merkezli
‘+972’ isimli internet sitesi ve Local Call yayın organıyla yaptığı ortak
çalışmayla İsrail askeri istihbaratının gizli veri tabanına ulaştı. Verilere
göre İsrail güçlerince Gazze’de öldürülen her 6 Filistinliden 5’i sivil.
Dünya Sağlık Örgütü Filistin Temsilcisi Rik Peeperkorn,
yalnızca 2025’te yetersiz beslenmenin etkileri nedeniyle 206 kişinin hayatını
kaybettiğini belirterek “Bu, insan yapımı bir kriz ve tersine çevrilmeli”
uyarısında bulundu. Peeperkorn ayrıca “Haziran 2026 itibarıyla, IPC analizine
göre 5 yaş altındaki en az 132 bin çocuk, akut yetersiz beslenme nedeniyle ölüm
riski altında. Bu sayı, Mayıs 2025’te bildirilen IPC tahminlerine kıyasla iki
katına çıktı” bilgisini paylaştı. Gazzelilere kitlesel yardım akışının engelsiz
şekilde sağlanması gerektiğini vurguladı. İsrail devlet televizyonu KAN’ın
haberine göre ise hükümet, Gazze Şeridi’nin kuzeyinden Filistinlileri göç
ettirmek için kuzey bölgesine verilen suyu azaltmayı ve Gazze Şeridi’nin
güneyine iki yeni su hattı döşemeyi planlıyor. Ocak 2025’ten bu yana İsrail,
Gazze Şeridi’ni besleyen son su kaynağı Mikrot şirketinin su hatlarını da
kesti. Mart 2025’te ise Deyr el-Belah’ın güneyindeki merkezi su arıtma
tesisinin son elektrik hattı da devre dışı bırakıldı/karar