Bakanlık, Birleşmiş Milletler'in (BM) desteklediği Entegre
Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması'nın (IPC) Gazze’de kıtlığı ilan etme
kararına ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
Söz konusu kararın "geç de olsa" memnuniyetle
karşılandığı belirtilen açıklamada, "Ölen yüzlerce hayat kurtarılabilirdi
ve binlercesi tehlike altında. Uluslararası toplum gerçek bir sınavla karşı
karşıya, artık zaman açıklama değil eyleme geçme zamanı." ifadelerine yer
verildi.
Açıklamada, soykırımcı İsrail tarafından uygulanan
sistematik açlığın yalnızca kıtlık yaratmakla kalmadığı kaydedilerek, sağlık
sektörü ve altyapıların tahribatı, kitlesel ölümler ve nesillerin hedef
alındığı bir soykırımın parçası olduğu vurgulandı.
Birleşmiş Milletler'in (BM) desteklediği Entegre Gıda
Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) yayımladığı raporda, "15 Ağustos
2025 itibarıyla Gazze kentindeki kıtlığın felaket seviyesi olarak bilinen 5.
seviyede olduğunun kanıtlarla doğrulandığını" bildirmişti.
IPC'nin raporunda, "22 ay süren acımasız çatışmaların
ardından Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan açlık, yoksulluk ve ölümle
karakterize felaket koşullarıyla karşı karşıya." tespitine yer verilmişti.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Siyonist İsrail'in
saldırıları ve ablukası nedeniyle kıtlık yaşanan Gazze Şeridi'nde açlıktan şehit
olanların sayısı 114'ü çocuk, 281'e çıktı.
Siyonist İsrail'in saldırıları ve insani yardım girişini
kısıtlayan sıkı ablukası altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç,
tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.
Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi'nde açlık nedeniyle
ölümler artıyor. Yerel ve uluslararası çevreler, İsrail'in "açlığı ve
susuzluğu silah olarak" kullandığını belirtiyor.
Sivil altyapıyı da tahrip ederek Gazze'nin yüzde 88'ini
yıkan katil İsrail ordusu, sürgün emirleriyle yerinden ettiği Filistinlileri
sık sık barındıkları bölgelerde hedef alıyor.
Nüfusu yaklaşık 2,3 milyon olan Gazze'de İsrail saldırıları
ve sürgün emirleriyle yerinden edilenlerin sayısının 2 milyona ulaştığı, çok
sayıda kişinin defalarca yerinden edildiği belirtiliyor.
Temel malzemelerden yoksun şekilde yerinden edilen
Filistinliler, derme çatma çadırlarda veya aşırı kalabalıklar içinde hijyen
malzemelerinin eksikliğinde lavaboların bile yetersiz olduğu, bulaşıcı
hastalıkların yayıldığı okullarda hayatta kalmaya çalışıyor.
Soykırımcı İsrail ordusu ise günlük düzenlediği saldırılarla
yerinden edilenlerin çadırlarını ve barındığı sivil noktaları bombalıyor.