Venezuela’dan Nobel Barış Ödülü sahibi olan Maria Corina Machado, bir kez daha ülkesine Amerika tarafından askeri saldırı düzenlenmesi çağrısında bulundu!
Son günlerde Amerika’nın Venezuela’ya yakın bir zamanda yapacağı askeri saldırı ile ilgili haberler dünyanın pek çok medya organında manşetlere taşındı. Daha dün ABD medyası, bilgili kaynaklardan aktardıkları haberlerde Trump yönetiminde Venezuela’ya saldırı kararının alındığını ve artık sadece zamanın söz konusu olduğunu, saldırının birkaç saat veya birkaç gün içinde gerçekleşebileceğini yazıyordu. Foreign Affairs dergisi, Venezuela’ya saldırı ihtimaline işaret eden bir haberinde şöyle yazdı: “Eylül ayının başlarında Amerika’nın Karayip Denizi’nde Venezuela’dan uyuşturucu taşıdığını iddia ettiği teknelere yönelik hava saldırılarıyla başlayan şey, şimdi Nicolas Maduro’yu devirmeye yönelik bir kampanyaya dönüşmüş görünüyor.” Bu habere göre, Donald Trump hükümeti iki ay içinde bölgeye 10 bin asker göndermiş, en az sekiz savaş gemisi ve bir denizaltıyı Güney Amerika’nın kuzey sahillerine konuşlandırmış, B-52 ve B-1 bombardıman uçaklarını Venezuela kıyı hattına yakın uçurmuş ve ABD donanmasının “dünyanın en yetenekli, en esnek ve en ölümcül savaş gemisi” olarak nitelediği Gerald R. Ford uçak gemisi saldırı grubunu ABD Güney Komutanlığı’nın sorumluluk sahasına yönlendirmiştir. Ancak Foreign Affairs’in ifadesine göre Venezuela’da ister gizli ister açık rejim değişikliği için yapılacak her türlü girişim büyük zorluklarla karşılaşacaktır. Gizli yöntemler çoğu zaman başarısız olur ve saldırı tehditleri ya da hava operasyonları büyük ihtimalle Maduro’yu iktidarı bırakmaya zorlamayacaktır. Hatta Washington’un Maduro’yu devirmeyi başarması durumunda bile, uzun vadeli rejim değişikliği oyunu yine riskli olacaktır ve tarihsel olarak bu tür girişimler çoğunlukla karmaşa ve şiddetle sonuçlanmıştır.
Barışın mı Yoksa Savaşın mı Kadını?
Ancak Amerika’nın Venezuela’ya yakın zamanda bir saldırı düzenlemesi ile ilgili haberlerin ortasında üzücü olan nokta şu ki; bu yılın Nobel Barış Ödülü sahibi ve kendisi de Venezuela’lı olan kişi, ülkesine saldırılmasını en fazla isteyen kişidir ve hatta ABD yetkililerinden bile daha fazla ısrarcılık göstermektedir. “Maria Corina Machado” defalarca Amerika’nın ülkesine daha fazla yaptırım uygulamasını istemiştir, çünkü ona göre “Venezuela’nın özgürlüğü, Amerika Birleşik Devletleri’nin güvenliğidir.” Amerikan savaş gemileri Venezuela kıyılarında konuşlandırılmışken ve Amerika’nın Venezuela’ya askeri saldırısı her an mümkünken, o şöyle demiştir: “Nicolas Maduro (Venezuela Cumhurbaşkanı) bir suç çetesinin lideridir ve Donald Trump bunu biliyor. Rejimi devirmek için uluslararası desteğe ihtiyacımız var; her ne kadar bu iç bir mesele olsa da, biz bu ittifakları güçlendiriyoruz, Amerika kanunu uygulayacaktır.” Machado, birçok kez ve açıkça Venezuela hükümetini yenmek için ABD’nin Karayip’teki askeri varlığını desteklediğini açıklamıştır.
Bu kan dökmeye susamış kadın, ABD medyası Bloomberg’e verdiği son röportajda bir kez daha Venezuela’ya saldırılması ve Maduro hükümetinin devrilmesi çağrısında bulundu. “Machado” bu röportajda şöyle dedi: “Amerika’nın askeri saldırısı, Maduro’yu görevden uzaklaştırmanın tek yoludur.” Machado ayrıca “bu, milyonlarca insanın hayatını kurtarmak içindir” iddiasında bulundu. Trump ve Netanyahu ile çok yakın ilişkileri bulunan ve bu iki suçluyu defalarca övmüş olan Machado, “Artan baskı, Maduro’nun ayrılma zamanının geldiğini anlamasını sağlamak için tek yoldur” dedi. Machado ayrıca Maduro hükümetinin nihai çöküşünün ardından ilk 100 saat için bir planı olduğunu söyledi.
Nobel ödülünün sahibi bu kadın ayrıca, ABD’nin şimdiye kadar 60’tan fazla ölüme yol açmış olan Karayip Denizi’nde balıkçı teknelerine yönelik saldırılarını desteklediğini söyledi ve “Bu saldıırların sorumlusu Maduro’dur” dedi. Machado, Bloomberg’e verdiği röportajda, “uyuşturucu kaçakçılığı yapan teknelere yönelik saldırılardan doğan ölümler haklı mıydı değil miydi” şeklindeki bir soruya şöyle yanıt verdi: “Mesele insan hayatlarını kurtarmaktır. Nicolas Maduro tamamen farkındadır ve ona ne yapmaması gerektiği konusunda uyarı yapılmıştır.” O, ABD’nin saldırılarının doğrudan rolünden hiç bahsetmeksizin bu ölümlerin sorumluluğunu Nicolas Maduro’ya yükledi ve şu ifadelerde bulundu: “Maduro ve Venezuela’daki iktidardaki diğer uyuşturucu kartelleri, daha fazla ölümden kaçınmak için bu faaliyetleri durdurmalıdır.” Onun Venezuela ve Maduro’nun uyuşturucu kaçakçılığı çeteleriyle bağlantılı olduğu iddiası, daha önce ABD medyası tarafından defalarca yalanlanmasına ve uyuşturucu konusunun yalnızca Venezuela’da rejim değişikliği için bir bahane olduğu belirtilmiş olmasına rağmen gündeme getirilmektedir.
Trump’ın Yeni İddiası
Ancak Amerika’nın askeri kapasitesinin %10’undan fazlası Venezuela sınırlarına yakın bir bölgede konuşlandırılmışken Trump son açıklamalarında Venezuela’ya askeri saldırının gündemde olmadığını iddia etti.
ABD Başkanı Cuma günü hafta sonu tatili için başkanlık uçağıyla seyahat ederken gazetecilerle yaptığı açıklamada, “Venezuela’ya saldırı yakın mı?” sorusuna yanıt olarak, “Hayır” dedi ve bu konuda daha fazla açıklama yapmadı. Trump’ın açıklamaları bu yöndeydi ancak daha önce de İran’la nükleer müzakereler devam ederken Trump ve Netanyahu İran’a saldırmıştı. ABD gazetesi Miami Herald isimlerinin açıklanmasını istemeyen bilgi sahibi kaynaklardan naklen Cuma akşamı şöyle yazmıştı: “Amerika, Venezuela içinde bazı hedeflere saldırı düzenlemeye karar verdi ve bu saldırıların planlaması tamamlandı, saldırılar birkaç gün hatta birkaç saat içinde başlayabilir. Amerika’nın Ulusal İstihbarat Direktörü “Tulsi Gabbard” da açıklamalarında Amerika’nın önceki “rejim değişikliği ya da ulus inşası” stratejisinin Donald Trump başkanlığı döneminde sona erdiğini iddia etmiştir.
Keyhan Gazetesinden tercüme edilmiştir
