Katliamlarını sürdürürken sürekli rehine kriziyle boğuşmak
zorunda kalan soykırım rejimi, Gazze’yi bütünüyle işgal etmek için gerekirse
kendi askerini ve vatandaşını öldürmeyi öngören Hannibal protokolünü devreye
almış oldu. Bu yolla ‘rehine engeli’ aşılarak kısa sürede topyekun katliam
gerçekleştirilecek.
Gazze’yi ilhak kararı sonrası bölgeye asker ve teçhizat
yığınağına başlandı. İsrail’in savaşın başladığı 7 Ekim’e kadar Gazze kentini
tamamen boşaltmayı amaçladığı kaydedildi.
Açlık ablukası altındaki Gazze’de 5 aylık Filistinli bebek
Ammar, ağır yetersiz beslenme ile mücadele ediyor.
Kudüs, Tel Aviv, Hayfa ve Necef’te sokaklara dökülen
yüzlerce gösterici İsrailli esirlerin fotoğraflarını taşıyarak, soykırımcı
Netanyahu’yu aldığı karar nedeniyle protesto etti. “Bu kararla İsrail hükümeti
rehineleri ölüme mahkum etti” dedi.
Trump’tan aldığı destekle dünyaya meydan okuyan Netanyahu
hükümetinin ‘tamamen işgal’ planı, güvenlik kabinesinde onaylandı. Soykırımın
ikinci aşamasında yaklaşık bir milyon Filistinli’yi yerinden etmeye hazırlanan
İsrail, Hamas’ın elindeki rehineleri de gözardı ediyor. İsrail basınına göre;
bu durum ‘Hannibal Protokolü’ne dönüş anlamına geliyor. Yani daha fazla katliam
yapılacak.
Soykırımcı İsrail, en büyük destekçisi ABD’den aldığı
cesaretle, dünyadan yükselen itirazlara rağmen Gazze’de gerçekleştirdiği
soykırımda yeni aşamaya geçti. Netanyahu hükümetinin Gazze’yi ‘tamamen işgal’
planı, İsrail güvenlik kabinesinde onaylandı. İsrail Başbakanlık Ofisi, 10 saat
süren toplantının ardından sosyal medyadan kararı duyururken, Amerikan NBC News
kanalının aktardığına göre uydu görüntüleri, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin
Gazze sınırına birliklerini yığmaya başladığını gösterdi. Güvenlik Kabinesi
toplantısında yasal sorumluluklar nedeniyle ‘işgal’ kelimesi yerine ‘kontrol’
ifadesi tercih edilirken, mevcut durumda Gazze Şeridi’nin yüzde 75’ini işgal
eden ve 7 Ekim 2023’ten bu yana 61 binden fazla Filistinlinin ölümünden sorumlu
olan İsrail ordusu, bu planla kalan toprakları da işgal ederek tüm bölgeyi
kontrolüne alacak. Yaklaşık 1 milyon Filistinli yurdundan olacak.
Başbakanlık Ofisi’nin açıklamasında, Gazze’de işgalin sona
erdirilmesi için 5 şart öne sürüldü. Bu şartlar; Hamas’ın silahsızlandırılması,
20’si hayatta olduğu düşünülen 50 rehinenin iade edilmesi, Gazze Şeridi’nin
tamamen silahsız hale getirilmesi, İsrail’in Gazze Şeridi’nin tamamını kontrol
etmesi ile Hamas ve Filistin yönetimine alternatif olacak sivil bir yönetimin
kurulması olarak sıralandı. Açıklamaya göre Gazze Şehri’ndeki sivillerin
tahliyesi 7 Ekim’e kadar tamamlanacak. Dolayısıyla saldırıların 7 Ekim’de
başlaması bekleniyor. Bu da Hamas’ın 2023 yılının 7 Ekim günü İsrail’e
düzenlediği ‘Aksa Tufanı Operasyonu’ nedeniyle sembolik bir tarih. İşgal
operasyonunun 4-5 ay sürmesinin beklendiği belirtilirken, toplantı öncesi ABD
Basınından Fox News’e konuşan Netanyahu ise Gazze’de soykırım yapmadıklarını
iddia ederek “İsteseydik tüm Gazzelileri öldürebilirdik” ifadesini kullandı.
İsrail basınına göre ise kabine toplantısında Genelkurmay
Başkanı ile bakanlar tartıştı. İsrail ordusunun Netanyahu hükümetinin aksine,
tamamen işgal planına, rehinelerin hayatını tehlikeye atacağı için en başından
beri karşı çıktığı öne sürülüyordu. Jerusalem Post’un aktardığına göre
Genelkurmay Başjkanı Eyal Zamir, toplantıda “Nakledilecek bir milyon kişi için
insani yardım müdahalesi söz konusu değil. Her şey karmaşık olacak, rehinelerin
geri dönüşünü askeri hedeflerden çıkarmanızı öneririm” dedi. Zamir’e karşı
çıkan aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise “Zaferden bahsediyoruz.
Geçici bir anlaşma yaparsak bu yenilgi olur. Hamas yaptığının bedelini ödemeli”
ifadelerini kullandı. Ayrıca Zamir toplantı sonrası, işgal planının
uygulanabilmesi için yaklaşık 200 bin yedek askere ihtiyaç olduğunu söyledi.
İsrail’de muhalefet lideri Yair Lapid ise güvenlik kabinesinin kararını “Daha
çok felakete öncülük edecek bir felaket” olarak tanımlarken, İsrailli Rehine ve
Kayıp Aileleri Forumu da “Bu gece, İsrail hükümeti hayatta kalan rehineleri
ölüme, yaşamını yitiren rehineleri ise ortadan kaybolmaya mahkûm etti. Karar
askeri kademenin tekrar tekrar yaptığı uyarıları ve İsrail halkının çoğunluğunun
açık isteğini tamamen göz ardı etmektedir” dedi.
İsrail merkezli Kanal 12 televizyonu, kararın İsrail
ordusunun daha önce ‘rehinelere zarar verme korkusuyla’ uzak durduğu bölgelere
operasyon başlatmasına imkân tanıdığını duyurdu. Bu adım, Hannibal Protokolü’ne
dönüş olarak değerlendirildi. Hannibal Protokolü 7 Ekim 2023’te Hamas’ın
saldırısında da gündeme gelmiş, İsrailli savaş pilotu Yarbay Nof Erez, İsrailli
sivillerin esir olarak Gazze’ye götürülmelerini önlemek için ordunun, esirleri
de öldürmeyi öngören ‘Hannibal Protokolü’nü uyguladığını söylemişti. Yarbay Nof
Erez, bahsedilen Hannibal Protokolü’nün, İsrail ordusunda, 30 yıl önce
Lübnan’daki olaylara dayanarak planlandığını ifade etmişti.
Hamas, İsrail hükümetinin Gazze’yi işgal planını
onaylamasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Siyonist bakanlar kurulunun Gazze
kentini işgal etme ve sakinlerini tahliye etme planlarını onaylaması, işgal
ordusunun kent ve yaklaşık bir milyon sakinine karşı işlemeyi planladığı yeni
bir savaş suçudur” ifadeleri kullanıldı. İsrail’in kurmaya çalıştığı bu
‘komplonun’ kendilerine ‘ağır bedeller’ ödeteceği savunulan açıklamada,
İsrail’in işlediği suçlardan ABD yönetimi sorumlu tutuldu. Kararın “İsrail’in
soykırım politikalarının, zorunlu sürgünlerin ve Filistin halkına yönelik etnik
temizliğe varan acımasız uygulamaların devamı” olduğu vurgulandı. Netanyahu ve
hükümetinin “Esirlerin akıbetine aldırmadığı, saldırının genişlemesinin onları
feda etmek anlamına geldiğinin farkında olduğu” belirtilen açıklamada, söz
konusu kararın işgalcilerin son müzakere turundan ani çekilişinin nedenini
açıkça ortaya koyduğu kaydedildi.
Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in Gazze’deki askeri harekâtını
genişletme kararını ‘uluslararası barış ve güvenliğe ağır darbe’ olarak
nitelendirerek kınadı. Açıklamada “İsrail’in bölgedeki yayılmacı ve soykırımcı
politikasının yeni bir aşamasını teşkil eden, Gazze’deki askeri harekâtını
genişletme yönündeki kararını en güçlü biçimde kınıyoruz. Fundamentalist
Netanyahu hükümetinin Filistinlilere karşı uyguladığı soykırımı sürdürmek ve
işgali genişletmek için attığı her adım, uluslararası barış ve güvenliğe ağır
darbe vurmakta; bölgesel istikrarsızlığı artırmakta ve insani krizi daha da
derinleştirmektedir. Bölgemizde kalıcı barışın tesisi ancak uluslararası
hukukun üstünlüğü, diplomasinin önceliği ve temel insan haklarının korunmasıyla
mümkün olacaktır. İşgalci İsrail, savaş planlarını derhal durdurmalı, Gazze’de
ateşkesi kabul etmeli ve iki devletli çözüm doğrultusunda müzakerelere
başlamalıdır. BM Güvenlik Konseyi’ni İsrail’in uluslararası hukuka ve insani
değerlere aykırı eylemlerini önleyecek bağlayıcı kararlar almaya çağırıyoruz”
denildi/karar