Yemen devriminin lideri ve Ensarullah Hareketi’nin başı olan
Abdulmelik Bedreddin el-Husi, çarşamba günü yaptığı açıklamalarda; Siyonist
rejimin özellikle Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına yönelik artan suçlarına
değindi. Husi, yüksek sivil kayıplara dikkat çekerek, İsrail’in sistematik bir
şekilde açlık ve bombardıman yoluyla Gazze halkını ve altyapısını tamamen yok
etmeye çalıştığını söyledi.
“El-Husi,” şu ifadeleri kullandı:
“Bu hafta içinde yaklaşık bin Filistinli Gazze Şeridi’nde şehit oldu veya
yaralandı. Bir aydan fazladır, zalim Siyonistler ABD yapımı ağır bombalarla
sığınmacı çadırlarını ateşe veriyor.”
Gazze'de Açlık, Soykırım Aracı
Ensarullah lideri, Gazze'deki sağlık hizmetlerinin
sistematik olarak yok edildiğini belirterek şöyle devam etti:
“Siyonist düşman, sağlık sistemini tamamen yok etmeye çalışıyor. Dün açıklandı
ki, böbrek hastalarının %40’ı bu koşullar nedeniyle hayatını kaybetti.”
İsrail rejiminin açlığı, soykırımın ve zorunlu göçün bir
aracı olarak kullandığını söyleyen Husi, “50 günü aşkın süredir Gazze
Şeridi tamamen ablukada. Düşman sadece gıda ve ilaç girişini engellemekle
kalmıyor, Gazze içindeki her şeyi de hedef alıyor,” dedi.
Husi, Gazze'deki hizmet altyapısına yönelik saldırıların
devam ettiğini belirterek, “Bu hafta, ateşkes döneminde enkaz kaldırma için
bölgeye giren kurtarma araçları bombalandı,” dedi.
Ayrıca Filistinli esirlerin durumuna da değinen Husi,
“Siyonistler esirlere işkence, baskı, hakaret ve aşağılamada bulunuyor. Bu
hafta bir esir daha şehit oldu ve böylece işgalin başından bu yana şehit düşen
esir sayısı 64’e ulaştı,” açıklamasında bulundu.
Direnişçiler Dimdik Ayakta
Gazze’deki Filistinli savaşçıların kararlılığına övgüde
bulunan Husi, “Direnişçi mücahitler hâlâ güçlü ve kararlı. Düşman, saldırıları
yeniden başlattıktan sonra doğrudan çatışmalardan çekiniyor,” dedi.
“Siyonist düşman yalnızca açık ve savunmasız bölgelerde
ilerliyor. Güçlü askeri imkanlara rağmen mücahitler karşısında korku yaşıyor,”
diye ekledi.
Husi, direnişin bu hafta gerçekleştirdiği askeri
operasyonlara da değinerek, “Kassam Tugayları bu hafta birkaç saldırı ve
ölümcül pusu düzenledi. Bunlardan biri de, Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Hanun’un
doğu sınırında gerçekleştirilen ‘Kılıcı Kırma’ pususuydu. Bu pusuda bazı
Siyonist askerler öldü ya da yaralandı,” dedi.
Gazze’deki doğrudan çatışmaların sınırlı olduğuna dikkat
çeken Husi, “Çünkü düşman bu çatışmalardan korkuyor ve bunun yerine sivilleri
hedef alan bir soykırım yürütüyor,” dedi.
“Düşmanın Gazze'deki direnişçilere doğrudan karşı koymaktan
korkması, direnişin etkinliğinin açık bir göstergesidir,” diyen Husi, İsrail'in
tünel operasyonlarıyla ilgili yalanlarını da eleştirdi: “Askeri
başarısızlıklarını örtmek için yalanlara ve şovlara başvuruyorlar.”
Ensarullah lideri, halkı yok etmenin bir askeri zafer
sayılamayacağını belirterek, “Netanyahu ve suç çetesinin esirler konusuna zerre
kadar değer vermediği artık açıkça görülüyor,” dedi.
Hedef: Filistinlilerin Gazze'den Sürülmesi
Siyonist rejimin gerçek hedefinin, Filistin halkını
Gazze’den zorla göç ettirmek olduğunu belirten Husi, esir değişim
anlaşmalarından vazgeçildiğini ve bunda ABD’nin rolü olduğunu söyledi:
“Özellikle Trump’ın Filistinlilerin zorla göç ettirilmesini açıkça
desteklemesinden sonra, düşman ABD’nin teşvikiyle bu anlaşmalardan çekildi.”
Batı Şeria’nın ilhakına yönelik süreç hakkında da konuşan
Husi, “İsrail rejimi içinde Batı Şeria’nın ilhakı konusunda tartışmalar artıyor
ve bu yönde pratik adımlar da atılıyor,” dedi. Genişleyen yerleşim
faaliyetlerini, uzlaşma sürecinin artık tamamen işe yaramaz hale geldiğinin
kanıtı olarak değerlendirdi.
Cenin ve Batı Şeria’daki diğer bölgelerdeki duruma da
değinen Husi, “İsrail rejimi, evleri ve altyapıları yıkmaya devam ediyor;
mülteci kamplarını yok etmeyi hedefleyen saldırgan ve yıkıcı bir planı var,”
dedi.
Mescid-i Aksa’ya Yönelik Saldırılar
İsrail’in sürekli olarak Mescid-i Aksa’yı hedef aldığını
belirten Husi, “Pesah Bayramı sırasında gerçekleştirilen saldırılar, bugüne
kadarki en büyük baskınlardır,” dedi. Siyonistlerin, Mescid-i Aksa’nın yok
edilip yerine sözde tapınak inşa edilmesini konu alan videolar yayımladığını
söyleyen Husi, “Düşman, soykırımı Arap ve İslam dünyası için normalleştirmeye
çalışıyor,” dedi.
Şaron’un Mescid-i Aksa’ya baskını sırasında başlayan
Filistin İntifadası’nı hatırlatan Husi, Arap ülkelerinin şu anki sessizliğini
sert bir şekilde eleştirdi: “Mescid-i Aksa’ya yönelik bu saldırılara karşı Arap
dünyasının şu anki duruşunun ne bir değeri ne de pratik bir sonucu var.”
Son olarak şunları söyledi: “Siyonist düşmanın saldırgan
hedeflerinin en önemlilerinden biri, Mescid-i Aksa’yı hedef almak. Bu, onların
saldırgan ve Siyonist planlarının temel bir parçasıdır.”
Düşmanın Medya Savaşına Dair Uyarı
Yemen Devrim Lideri, düşmanların İslam ümmetine karşı
yürüttüğü yumuşak savaş politikalarına dair uyarılarda bulunarak,
İsrail'in Yahudiler ve müttefikleriyle birlikte Müslüman halkları, özgün
inançsal ve ahlaki terbiyeden saptırmaya çalıştığını vurguladı.
Husi şöyle konuştu:
"İsrail düşmanı, Arap halklarının bugünkü psikolojisini çok iyi tanımış
durumda; bu psikoloji, sahih inanç terbiyesi yolundan sapmış ve yozlaşmaya
yönelmiştir."
El-Husi, Yahudilerin perde arkasındaki rolüne dikkat çekerek
şunları söyledi:
"Bu yozlaşmış sürecin arkasında, Yahudilerin ve onların uzantılarının
İslam ümmetini yozlaştırmaya yönelik yürüttüğü geniş çaplı bir yumuşak savaş
projesi var."
Ayrıca bu savaşın amacının, İslam ümmetinde insanî vicdanı yok etmek
olduğunu belirterek, "Bu tehlikeli süreç, ABD ve İsrail rejiminin iş
birliğiyle sürdürülüyor," dedi.
Ensarullah lideri uyardı:
"Düşman, İslam ümmetinin gençlerini düşünsel, kültürel ve psikolojik
alanlarda hedef alarak, onları ümmetin önemli meselelerinden uzaklaştırmak
istiyor."
Ayrıca, İsrail yanlısı medya kuruluşlarının, ABD’nin
İsrail’e yaptığı askerî yardımları abartılı şekilde yansıttığını söyleyen Husi,
"İsrail medyası, ABD’nin askerî yardımlarını övünerek anlatıyor;
sürekli silah yüklü hava kervanlarının kendilerine gönderildiğini
söylüyorlar," dedi.
Düşmanın Filistinlileri Birbirine Düşürme Çabası
El-Husi, İsrail rejiminin Gazze’deki Filistinlileri
direnişçilere karşı kışkırtma çabalarına dikkat çekerek,
"İsrail düşmanı ve bazı Arap yayın organları, bu süreçte Gazze’deki
halkı mücahitlere karşı kışkırtmaya çalıştı," dedi.
İslam Ümmetine Yönelik En Büyük İhanet
Bazı Arap hükümetlerin ve yapıların tutumlarından duyduğu
üzüntüyü dile getiren Husi şunları ekledi:
"Bazı Arap rejimleri ve örgütleri, geçmişteki hakikatlerden ve
tecrübelerden ders almadığı gibi, hâlâ direniş ve silahlarına karşı tutum
alıyorlar."
Yemenli lider, bazı Arap ülkelerinin Filistin’e verdiği
destek sebebiyle İran’ı ve Yemen halkını eleştirdiğini belirterek,
"Bazı medya organları, direniş güçlerini hedef alıyor," dedi.
Husi, şu ifadeyle uyardı:
"Direnişe ve silahlarına karşı yürütülen bu kışkırtma, ümmete karşı en
büyük ihanettir. Bu, feci bir hata ve düşmana bedelsiz bir hizmettir."
Ve ekledi:
"Bir halkın lehine olan tek şey, kendini savunmak için caydırıcı bir
güce ulaşması ve tüm güç unsurlarını güçlendirmesidir."
"Filistin halkı her açıdan hedef alınıyor ve her
zamankinden daha fazla güce ve silaha ihtiyaç duyuyor."
Gazze’deki direnişe karşı yapılan kışkırtma planının
başarısız olduğunu belirten Husi:
"Allah’ın lütfuyla ve Gazze halkının yüksek farkındalığı sayesinde
düşmanın bu planı başarısız oldu," dedi.
ABD'nin Filistin Katliamlarındaki Rolü
El-Husi, ABD'nin İsrail’e verdiği desteğe yeniden değinerek,
"Siyonist düşmanın Gazze’ye saldırılarını yeniden başlatması, ABD’nin
açık beyanları, desteği ve günlük hava köprüsüyle gerçekleşti," dedi.
Ve ekledi:
"Filistin halkının yaşadığı tüm acı ve trajik sahneler, Amerikan
bombalarının patlamasının sonucudur."
"Amerika, bu vahşet seviyesinin devamında bir suç ortağı ve baş
aktördür."
Hizbullah’a Karşı Söz Söylemek İsrail’e Hizmettir
El-Husi, İsrail’in Lübnan’a yönelik son saldırılarına
da değinerek şöyle konuştu:
"İsrail düşmanı, bu hafta da hava saldırılarına ve suikast
operasyonlarına devam etti. Her gün şehit haberleri geliyor."
"İsrail, Güney Lübnan’daki prefabrik evleri, altyapıyı ve tarlalarda
çalışan çiftçileri dahi hedef alıyor."
Ensarullah lideri, Hizbullah’ın direnişini överek,
"1982’den 2000’deki kurtuluşa ve 2006 Temmuz savaşına kadar tüm
aşamalarda Hizbullah, İsrail’i bozguna uğrattı," dedi.
Ayrıca, son iki ayda İsrail’in, Lübnan sınır köylerine dahi giremediğini,
tamamen aciz kaldığını belirtti.
"Hizbullah, ateşkes anlaşmasına ulaşır ulaşmaz tüm
taahhütlerine tam anlamıyla bağlı kaldı. Oysa düşman, sadece anlaşmayı ihlal
etmekle kalmadı, çok daha ileri gitti," dedi.
Husi, Lübnan’daki bazı siyasi gruplara da şu uyarıda
bulundu:
"Lübnan’da hiçbir resmi kurum ya da grup, Hizbullah’a karşı
konuşmamalı; çünkü Hizbullah tüm taahhütlerini yerine getirmiştir."
"Lübnan’da kim İsrail düşmanının diliyle Hizbullah’a karşı konuşursa,
Lübnan’a ihanet etmiş ve düşmana hizmet etmiş olur."
İsrail’e Yönelik Küresel Bakış Açısının Değişimi
Yemen Devrim Lideri, Filistin meselesi karşısında dünyada
yaşanan gelişmelere değinerek şöyle konuştu:
“Dünya görüşü öyle değişti ki, artık Amerika ve Avrupa’da bile anlamlı
gelişmeler yaşanıyor ve bu değişimler büyük önem arz ediyor.”
Amerika’daki kamuoyu yoklamalarına atıfta bulunarak, “Artık Amerikalıların
yarısından fazlası Siyonist rejime sempati duymuyor,” dedi.
El-Husi sözlerine şöyle devam etti:
“Siyonist rejime yönelik küresel bakışın değişmesi, bu rejimin artık suç
işleyen, zalim ve soykırımcı bir rejim olarak görülmesi, uluslararası alanda
büyük bir dönüşümdür.”
Ayrıca şu ifadelerde bulundu:
“Bazı Avrupa ülkelerinin tutumları nispeten ilericidir ancak en ileri
tutumlara Latin Amerika’da şahit oluyoruz. Bunlar İslam ümmeti için güç
oluşturabilecek unsurlardır ve bunlardan faydalanmak gerekir.”
Ensarullah lideri sözlerinin sonunda şunları söyledi:
“Bugün dünya kamuoyu her zamankinden daha fazla Filistin halkıyla empati ve
dayanışma içerisindedir. Bu önemli etken azami düzeyde değerlendirilmelidir.”
Hayfa Operasyonu: İşgalci Rejim İçin Büyük Bir Sürpriz
El-Husi konuşmasının başka bir bölümünde, Yemen’in Siyonist
rejim ve onun destekçilerine karşı tutumuna değinerek şöyle dedi:
“Yemen’in tavrı önemli ve dikkat çekici bir örnektir. Bu duruşla kıyamet mi
koptu? Yemen dünya haritasından mı silindi? Sadece güçlü, cesur ve Allah’a
tevekküle dayalı bir tutum sergilediği için mi?”
Şöyle devam etti:
“Bu Yemen duruşundan faydalanılmalıydı çünkü etkili, güçlü, yüce ve kapsamlı
bir duruştur.”
El-Husi, geçtiğimiz hafta boyunca Yemenli güçlerin işgal altındaki Filistin
topraklarına yedi askeri operasyon gerçekleştirdiğini belirterek, bu
operasyonların füze ve insansız hava araçlarıyla yapıldığını açıkladı.
“Bu operasyonlar arasında Hayfa’ya yönelik son saldırı,
düşman için oldukça şaşırtıcıydı. Bu saldırılar, işgal altındaki Filistin
topraklarının derinliklerine ulaşarak, ABD’nin Yemen’e yönelik saldırılarının
başarısızlığını açıkça göstermektedir.” dedi.
23 Amerikan İHA’sının İmha Edilmesi
El-Husi daha sonra, Yemenli güçlerin ABD ordusuyla süregelen
çatışmalarına ve bu ülkenin bölgedeki başarısızlıklarına dikkat çekti:
“Amerikan güçlerine karşı operasyonlarımız devam ediyor. Bu operasyonlar iki
Amerikan uçak gemisini hedef alıp çatışmaları içeriyor.”
Şöyle ekledi:
“Yeni bir uçak gemisinin bölgeye girişi bile Amerika’nın pozisyonunu
güçlendiremedi ve bu ülke hâlâ saldırgan hedeflerine ulaşmaktan aciz.”
Bu hafta boyunca gerçekleştirilen dokuz operasyonla ilgili
olarak, 27 seyir füzesi ve İHA’nın Amerikan deniz güçlerine karşı
kullanıldığını belirten El-Husi, şunları söyledi:
“Bu çatışmalardan birinde, birkaç saat süren bir saldırının ardından, Çinli
bir medya kuruluşunun haberine göre, Amerikan uçak gemisi Arap Denizi’nin
derinliklerine çekilmek zorunda kaldı.”
Ayrıca:
“Yeni gelen uçak gemisi de çatışmalar sırasında yüzlerce mil geri çekildi ve
şu anda çatışma esnasında kaçış eğitimi yapıyor.” ifadelerini kullandı.
Ensarullah lideri şunları da ekledi:
“Kuvvetlerimiz hâlâ Siyonist rejimin ve Amerika’nın deniz trafiğini
engelliyor çünkü Amerika, kendini Siyonist düşmanla birlikte cepheye atmış
durumda.”
“İsrail ve Amerikan gemileri Kızıldeniz, Bab’ül Mendeb Boğazı, Aden Körfezi
ve Arap Denizi’nden tamamen kaybolmuş durumda ve bu bölgelerde onlara ait
herhangi bir deniz faaliyeti yok.” dedi.
El-Husi son olarak Yemen hava savunma sistemlerinin
performansına değinerek:
“Elhamdülillah, hava savunma operasyonlarımızın kabiliyet ve etkinliği
açısından somut sonuçlar elde ettik. Bu hafta San’a ve Hudeyde illerinin
semalarında üç silahlı Amerikan MQ-9 insansız hava aracı düşürüldü.” dedi.
Şöyle devam etti:
“Bu ay içinde yedinci Amerikan İHA’sı da Hacce ilinin semalarında düşürüldü.
Bu, destek operasyonlarının başlangıcından bu yana düşürdüğümüz yirmi ikinci
insansız hava aracı oldu.”
“Yafa’nın İşgal Altında” Denilmesine Netanyahu’nun Öfkesi
Yemen Devrim Lideri, ardından Netanyahu’nun son
açıklamalarına değinerek şöyle konuştu:
“İlginç olan nokta, Netanyahu’nun ‘Yafa İHA’sı’ ve Yemen açıklamalarında
sıkça geçen ‘işgal altındaki Yafa’ ifadesine duyduğu öfkedir. Siyonist düşman,
bizim Filistin şehirlerinin ve bölgelerinin gerçek isimlerine odaklanan medya
dilimizden bile rahatsız oluyor.”
Filistin’in tarihî kimliğini korumanın önemine vurgu yapan
El-Husi, şöyle devam etti:
“Siyonist düşmanın, Filistin şehirlerinin ve bölgelerinin gerçek isimlerine
odaklanılmasından rahatsız olması bize önemli bir ders veriyor; çünkü bu, ona
sürekli olarak işgalci, gaspçı ve suçlu bir varlık olduğunu hatırlatıyor. Yani
geçici bir oluşum olduğunu ve yok olmaya mahkûm olduğunu.”
“Filistin şehir ve köylerinin gerçek adlarıyla anılması
çok büyük bir öneme sahiptir. Hatta ‘Yafa’ isminin bir İHA’ya verilmesi ve
Yemen açıklamalarında ‘işgal altındaki’ ifadesinin tekrarlanması bile düşmanı
öfkelendiriyor.” diye ekledi.
El-Husi, bu durumu Arap ve İslam dünyası için bir medya
uyarısı olarak nitelendirdi ve şunları söyledi:
“Bu öfke, medya alanında kullanılan terimlerin ve isimlerin ne kadar önemli
ve etkili olduğunu gösteriyor.”
Ayrıca Yemen’in Filistin’e yönelik aktif desteğinin
sürdüğünü belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Amerika, Yemen karşısında Siyonist rejimi savunmada başarısız olmuştur.”
ABD’nin Yoğun Saldırılarına ve Sivil Hedeflere Yönelik
Bombardımanına Tepki
Ensarullah lideri sözlerine Amerika’nın ağır saldırılarına
işaret ederek devam etti:
“Bu hafta içerisinde ABD, bombardıman uçakları ve diğer savaş araçlarıyla
sivil hedeflere yönelik 260’tan fazla hava saldırısı gerçekleştirdi. Bunlar
arasında Furva Pazarı’na yapılan saldırı da vardı ki bu açık bir savaş
suçudur.”
Ek olarak:
“Hatta mezarlıklara bile saldırdılar. San’a’daki ‘Macel ed-Demme’ mezarlığı
hedef alındı. Bu suçlar, Amerika’nın başarısızlığını ve çaresizliğini ortaya
koyuyor.”
El-Husi devam etti:
“Halk pazarına yapılan bir saldırı, bizim askerî gücümüzü azaltabilir mi?!”
Amerika’nın saldırıların yeniden başlamasından bu yana Yemen’e yönelik
gerçekleştirdiği 1200’den fazla hava ve deniz saldırısına dikkat çeken El-Husi,
şöyle dedi:
“Tüm bu yoğun saldırılara rağmen Amerika’nın başarısızlığı tamamen
ortadadır.”
“Amerika’nın kendisi de bu başarısızlığı itiraf etmiştir.
Gerçek şu ki, Bab’ül Mendeb Boğazı ve Kızıldeniz, İsrail gemilerine
kapatılmıştır ve bu rejimin denizcilik faaliyetleri durdurulmuştur. Hatta
yüksek askerî kapasiteye sahip Amerikan gemileri bile bu bölgelerden yüzlerce
mil – yani bin kilometreden fazla – uzaklaşmak zorunda kalmıştır.”
Yemen Halkının Direnişi: ABD Saldırılarına Karşı Duran
Bir İrade
Yemen Devrim Lideri sözlerinin son bölümünde, Yemen halkının
ABD saldırılarına karşı direnişine değindi:
“Aziz milletimizin direnişi, kararlı iradesini göstermektedir. Amerika ne
kadar saldırırsa saldırsın, bu halkın iradesini asla kıramayacak ve onları
tutumlarından döndüremeyecektir.”
El-Husi halkın direnişini överek ekledi:
“Allah’ın lütfuyla, milletimizin konumu güçlenmektedir ve Amerika’nın yoğun
saldırılarına rağmen iradesi dimdik ayakta kalmıştır. Amerika bu
saldırganlığında başarısız olmuştur.”
Son olarak şu değerlendirmede bulundu:
“Amerika, artık öyle bir konumda değil ki, bir işaretiyle her şeyi
bitirebilsin ya da herhangi bir saldırının sonucunu kendi lehine çevirebilsin.”
“Amerika saldırılarını ne kadar artırırsa, ülkemizin tutumu daha da
güçleniyor ve bu da Yemen’in askerî kabiliyetlerinin daha da pekişmesini
sağlıyor.”