İsrail’in 10 Günlük Stoku Kaldı

GİRİŞ: 19.06.2025 07:17      GÜNCELLEME: 19.06.2025 07:17
Rasthaber -  İran’ın saldırıları, İsrail’in füze savunma mühimmatını hızla tüketiyor. Aşırı yük altındaki pahalı sistemler, Fettah-1 gibi gelişmiş füzeler karşısında etkinliğini giderek kaybediyor. Batı Asya’daki Amerikan askeri varlığı olağanüstü seviyelere yükseliyor.

İsrail'in füze savunma mühimmatı için yolun sonu görünmeye başladı. Washington Post (WP), istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberinde, İran’ın saldırıları mevcut tempoyla sürdürmesi hâlinde İsrail’in yaklaşık 10 ile 12 gün daha önleyici füze fırlatabileceğini yazdı. Gazete ayrıca, önümüzdeki günlerde İsrail’in İran’dan gelen füzelere karşı daha az sayıda önleme yapabileceği uyarısında bulundu. WP’ye konuşan bir istihbarat kaynağı şöyle dedi:

“Kalan mühimmatla neyi vuracaklarına karar vermek zorundalar, sistem aşırı yük altında.”

Wall Street Journal'a konuşan ABD’li bir yetkili, İsrail'in hava savunma füzesi sıkıntısı çektiğini doğruladı. Nitekim İsrail kamu yayıncısı KAN, pazar akşamı Tel Aviv'in yalnızca Washington’dan değil, Londra ve Paris’ten de savunma yardımı talep ettiğini bildirmişti.

SAHADAN GELEN İŞARETLER

Sahadan gelen işaretler de İsrail’in önleyici sistemlerinin doygunluğa yaklaştığını gösteriyor. İran, ilk günlerde daha etkili olduğu çoklu salvo saldırılarında yüzde 25 ile 33 arasında isabet sağlıyordu. Son günlerde ise daha az sayıda füze kullanmasına rağmen bu başarı oranını korumayı sürdürüyor.

Uzmanlara göre salı sabahı fırlatılan 20 füzenin yüzde 25’inin hedefini vurmuş olması, Tel Aviv’i koruyan çok katmanlı savunma sisteminin artık daha rahat aşılmaya başlandığını gösteriyor. Bu oran, İran’ın İsrail hava savunmasını baskı altında tutmayı başardığına işaret ediyor. Güvenlik uzmanları ayrıca, gün ışığında bu tür saldırıların mümkün olmasının, İsrail’in “İran üzerinde hava üstünlüğü sağladığı” yönündeki söylemlerle çeliştiği görüşünde.

PAHALI VE KARMAŞIK OYUNCAKLAR

İsrail savunma sistemlerinin son üç gün içinde üç kez hedef şaşırarak kendi çevresini vurması, sistemin aşırı yük altında ciddi hata riski taşıdığını da gösteriyor.

İsrail’in köklü gazetelerinden Haaretz, yalnızca 10 ile 12 İran füzesinin durdurulmasının maliyetinin yaklaşık 285 milyon dolar olduğunu yazdı.

ABD, İngiltere ve Ürdün’ün aktif katkısıyla oluşturulan bölgesel savunma katmanlarının dışında İsrail, İran’a karşı şu füze önleme sistemlerini kullanıyor: Davut Sapanı, Arrow 3 ve THAAD.

Amerikan üretimi THAAD füzeleri yılda yalnızca 50–75 adet üretilebiliyor; birim maliyetleri 10 ile 15 milyon dolar arasında.

ABD-İsrail ortak yapımı Arrow 3 füzeleri ise yılda 30–40 adet üretiliyor; birim maliyetleri yaklaşık 2–3 milyon dolar.

İsrail menşeli Davut Sapanı füzelerinin yıllık üretim kapasitesi kamuya açık değil ancak sınırlı stoklara sahip olduğu tahmin ediliyor. Birim maliyetleri yaklaşık 1 milyon dolar.

İRAN NEDEN DAHA AZ FÜZE GÖNDERİYOR?

Tüm bu veriler, İran’ın neden son günlerde daha küçük ama ardışık füze dalgalarına yöneldiğini açıklıyor olabilir. Tahran, muhtemelen daha eski ya da daha az gelişmiş füzelerini de kullanarak İsrail’in savunma sistemlerini yıpratmayı hedefliyor; ardından da -resmî açıklamalarda vurgulandığı gibi- “esas” silahlarına alan açmayı planlıyor. Bu sürecin bir yıpratma savaşı mantığıyla yürütüldüğünü unutmamak gerek.

Çoğu durumda İran’dan fırlatılan küçük çaplı üç ile beş balistik füzelik bir dalga, İsrail’in yaklaşık 10 ila 15 yüksek maliyetli önleyici füzeyle karşılık vermesine neden oluyor.

BİR FETTAH'A 12 ÖNLEYİCİ

Buna karşılık, çarşamba gecesi ilk kez kullanılan İran’ın en gelişmiş hipersonik füzesi Fettah-1’in üretim maliyeti yalnızca 200 bin dolar. Sosyal medyada paylaşılan bir videoda, bu füze karşısında 12 önleyici fırlatıldığı görülüyor. Standart prosedür gereği, bir saldırı füzesine karşı en az iki önleyici ateşleniyor. Bu tablo, maliyetleri katlayarak savunmayı ekonomik açıdan sürdürülemez hâle getiriyor.

ABD'SİZ SENARYO

Ancak bu tür değerlendirmeler, ABD’den taze mühimmat tedariki ya da Amerikan ordusunun doğrudan müdahale etme olasılıklarını dışarıda bırakıyor. Nitekim, askerî açıdan bakıldığında, ABD’nin aktif biçimde müdahil olmadığı bir senaryoda İsrail’in, yaklaşık iki hafta içinde İran’ın daha büyük ve yıkıcı katı yakıtlı balistik füzelerine karşı savunmasız kalabileceği öngörülüyor.

WASHINGTON'IN BATI ASYA'DAKİ HAMLELERİ

Washington’ın doğrudan çatışmaya girip girmeyeceği belirsizliğini koruyor. Ancak Batı Asya’daki ABD askerî hareketliliği dikkat çekici biçimde artmış durumda.

Bahreyn’deki NSA deniz üssünde konuşlu tüm Amerikan donanması gemileri limandan ayrıldı. En az bir kıyı muharebe gemisi (LCS), dört mayın karşı önlem gemisi (MCM) ve özel harekât üssü olarak kullanılan M/V Ocean Trader’ın, ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) görev sahasına doğru hareket ettiği bildirildi. İsrail Kanal 9, bu gemilerin Basra Körfezi’ne giriş yaptığını öne sürdü.

USS Carl Vinson uçak gemisi saldırı grubu hâlihazırda bölgedeyken, USS Nimitz ve beraberindeki savaş gemileri Asya-Pasifik'ten Orta Doğu'ya doğru geliyor.

UÇAK YAĞIYOR

ABD’ye ait F-35, F-22 ve F-16 savaş uçaklarının, Avrupa’dan havalanan KC-46 yakıt ikmal uçakları eşliğinde Suudi Arabistan’daki hava üslerine konuşlandırıldığı bildirildi. Aynı gün ABD’den Avrupa’ya yedi adet C-17 nakliye uçağı ve üç KC-135 tanker uçağı gönderildi.

Dört F-35A tarafından eşlik edilen bir KC-135 uçağının da İngiltere’deki Lakenheath hava üssünden kalktığı ve “gizli modda” olmadığı gözlendi. Bu uçağın kanat uçlarında AIM-9 Sidewinder füzeleri taşıdığı kaydedildi.

40 BİN ASKER

Pentagon, başta Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün ve Suudi Arabistan olmak üzere Batı Asya’daki üslerini yüksek teyakkuz seviyesine geçirdi. Hâlihazırda bölgede konuşlu yaklaşık 40 bin Amerikan askeri bulunuyor.

DIEGO GARCIA YİNE GÜNDEMDE

Öte yandan Hint Okyanusu’ndaki Diego Garcia hava üssünde en az dört

'TARAFSIZ KALINACAK ZAMANDA DEĞİLİZ'

B-52 stratejik bombardıman uçağı ve altı KC-135 tanker uçağı görevde. Daha önce Yemen’e yönelik operasyonlarda kullanılan B-2 hayalet bombardıman uçaklarının ise şu anda ABD'deki daimi üslerine çekildiği bildiriliyor.

Tüm bu hareketlilik, ABD’nin henüz angajman kararını vermemiş olsa da bölgede askerî varlığını yoğunlaştırarak hem İran'a baskı uygulamaya hem de olası senaryolara hazırlık yapmaya çalıştığını gösteriyor.

PEKİN'DEN ÜÇ KARGO UÇAĞI

Çin, İsrail’in saldırılarının ardından İran’a nakliye uçakları gönderdiği iddialarıyla gündemde. Son olarak İngiliz The Telegraph gazetesi, geçen cuma, cumartesi ve pazartesi günleri Çin’den kargo uçaklarının havalandığını yazdı.

Uçuş verilerine göre bu kargo uçakları önce kuzeye, ardından batıya yöneldi. Kazakistan’ı geçip Özbekistan ve Türkmenistan üzerinden İran’a yaklaştıkları noktada ise radar ekranlarından kayboldular. Uçuş planında Lüksemburg son varış noktası olarak belirtilmişti ancak uçaklar Avrupa hava sahasına hiç yaklaşmadı.

Havacılık uzmanlarına göre kullanılan Boeing 747 tipi uçaklar genellikle askerî teçhizat ve silah taşımak için kullanılıyor.

‘Pis işlerimizi İsrail yapıyor’

Alman Şansölyesi Friedrich Merz, Kanada’da düzenlenen G7 zirvesinde Tel Aviv’e Kiev muamelesi yaptı. İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına güçlü destek vererek şunları söyledi:

“İsrail hepimiz adına bu kirli işi yapıyor. Biz de bu rejimin kurbanlarıyız. Bu molla rejimi dünyaya ölüm ve yıkım getirdi.”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pazartesi akşamı İsrail’in “tüm dünya için ayakta durduğunu” iddia etmişti. Dışişleri Bakanı Gideon Saar da aynı gün İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının Avrupa’nın güvenliğine katkıda bulunduğunu ileri sürmüştü.

Nükleer silah var mı, yok mu?

Wall Street Journal’a göre, İran operasyonu başlamadan önce İsrail, ABD’ye Tahran’ın nükleer silah geliştirmeye yönelik yeni süreç ve araştırmalar yürüttüğüne dair “bulgular” sundu. ABD ise bunun nükleer silah geliştirme yönünde bir ilerleme olmadığını, İran’ın 2003’e kadar yürüttüğü programda yaptığı benzer araştırmalarla kıyaslanabileceğini söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump, salı günü bir muhabirin Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard'ın mart ayında İran'ın nükleer silahlardan uzak olduğunu söylediğini hatırlatması üzerine, “Onun ne dediği umurumda değil, İran nükleer silaha sahip olmaya çok yakın.” diye yanıt verdi.

'Ölüm Yıldızı' operasyonu

Çok sayıda İsrail basın kaynağı, eğer ABD yerin metrelerce altındaki Fordo nükleer tesisini bombalamazsa, İsrail'in bunu kendi başına yapmayı deneyeceğini yazıyor. İddialara göre İsrail Hava Kuvvetleri, tesisin hava şaftına, “Yıldız Savaşları filmindeki Ölüm Yıldızı’na yapıldığı gibi” hassas bir şekilde bomba atmayı planlıyor.

İsrail’in nükleer tesislere yönelik saldırıları devam ederken, İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Yer altı nükleer tesislerimiz faaliyette ve bilim adamlarımız her zamankinden daha motive.” dedi.

Petrol fiyatları Yükselişte

İsrail ile İran arasında devam eden askeri gerginlik ve Trump’ın Tahran’dan koşulsuz teslim olmasını talep etmesi üzerine küresel petrol fiyatları Salı günü neredeyse yüzde 5 arttı.

Brent ham petrol fiyatları varil başına 76,45 dolara yükseldi; İsrail’in geçen hafta İran’a saldırmasından bu yana yüzde 10’un üzerinde artış kaydetti

'Tel Aviv ve Hayfa’yı terk edin'

İran Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Abdülrahim Musevi, salı günü ilk kez kameralar karşısına çıkarak şunları söyledi:

“Şimdiye dek yaptığımız tüm operasyonlar sınırlıydı; uyarı ve caydırıcılık amacı taşıyordu. Gerçek ve belirleyici cezalandırma eylemi, Allah’ın izniyle çok yakında Siyonist rejime karşı düzenlenecek. Tüm yerleşimciler (İsrailliler) Tel Aviv ve Hayfa’yı derhal terk etmelidir.”/aydınlık

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM