Laricani, devlet televizyonunda katıldığı programda konuştu.
İsrail'in hedefinin sadece siyasi ve askeri yapıyı değil,
doğrudan ülke lideri İmam Hamanei’yi de tehdit ederek devlet yapısını hızla
parçalamak olduğunu söyleyen Laricani, "Düşman bir liderlik toplantısı
sırasında üst düzey İran yetkililerini hedef alarak devlet yapısını hızla
parçalayabileceğini hesapladı. Sonraki adımları ise doğrudan İslam İnkılabı
Rehberi’ni tehdit etmekti." dedi.
İsrail ve ABD'nin, çatışma ortamında İran halkının hükümeti
terk edeceği yönündeki varsayımlarının hatalı olduğunun anlaşıldığını dile
getiren Laricani, "Ancak halkın güçlü birliği ve direnişi, İsrail'i
hedeflerini yeniden gözden geçirmeye zorladı." ifadelerini kullandı.
Laricani'ye göre, 21 Haziran itibarıyla İsrail'in hedeflerine
ulaşamayacağı anlaşılınca devreye üçüncü taraf aracılar girdi.
İsrail'in, saldırıların ilk günü bazı İranlı siyasi, askeri
ve güvenlik yetkilisine tehdit mesajları gönderdiğini belirten Laricani,
şunları kaydetti:
"Ben de Tahran'dan ayrılmam için 12 saatim olduğunu
söyleyen bir mesaj aldım. Aksi takdirde merhum komutan Gulamali Reşid ve
Tümgeneral Muhammed Bakıri ile aynı kaderi paylaşacağımı söylediler ancak
onlara Netanyahu gibi birine yakışır bir cevap verdim."
Laricani, savaşın gidişatını değiştiren en önemli unsurun
İran'ın gelişmiş füze kabiliyeti ve halkın sarsılmaz desteği olduğunu
vurgulayarak, "Netanyahu'nun tüm çabası İran halkını teslim etmeye
odaklanmıştı. Ancak İran'ın füze gücünün netleşmesi savaşın seyri üzerinde
belirleyici oldu." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin Katar'daki hava üssüne saldırıyla ilgili ise
Laricani, Amerikalı yetkililerin açıkladığının aksine her biri 400 kilogram
savaş başlığı taşıyan 6 füzenin, ABD üssüne isabet ettiğini belirterek,
"Ne olduğunu biliyoruz ama bırakın Trump hayalleriyle mutlu olsun."
dedi.