Netanyahu İtiraf Etti: İsrail Gazze'de Bir Suç Çetesini Silahlandırıyor

GİRİŞ: 08.06.2025 20:51      GÜNCELLEME: 08.06.2025 20:51
Rasthaber -  Siyonist İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski bir bakanın İsrail'in silahları Hamas karşıtı bir silahlı çeteye transfer ettiği yönündeki iddialarının ardından, İsrail'in Gazze'de bu çeteyi desteklediğini itiraf etti.

Siyonist İsrail ve Filistin medyası, İsrail'in birlikte çalıştığı grubun Yaser Ebu Şebab liderliğindeki Tarabin adlı yerel bir Bedevi kabilesinin parçası olduğunu bildirdi.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (EFCR), Ebu Şebab'ı "yardım kamyonlarını yağmalamakla yaygın olarak suçlanan, Refah bölgesinde faaliyet gösteren bir suç çetesinin" lideri olarak tanımlıyor.

Knesset üyesi ve eski savunma bakanı Avigdor Lieberman, kamu yayıncısı Kan'a, hükümetin Netanyahu'nun talimatıyla "bir grup suçluya ve suçluya silah verdiğini" öne sürmüştü.

Netanyahu, geçtiğimiz perşembe günü sosyal medyada paylaştığı bir videoda, "Lieberman ne sızdırdı? Güvenlik görevlilerinin tavsiyesi üzerine, Gazze'de Hamas'a karşı çıkan aşiretleri harekete geçirdik. Bunda kötü olan ne? Bu gayet iyi bir durum, İsrail askerlerinin hayatlarını kurtarıyor" dedi.

'Her türlü suç faaliyeti, uyuşturucu kaçakçılığı var'

Tel Aviv'deki Moshe Dayan Merkezi'nde Filistin işleri uzmanı olan Michael Milştein, AFP'ye Ebu Şebab grubunun Gazze ile Mısır'ın Sina yarımadası arasındaki sınır boyunca uzanan bir Bedevi kabilesinin parçası olduğunu aktardı.

Milştein, kabile üyelerinden bazılarının "her türlü suç faaliyeti, uyuşturucu kaçakçılığı ve benzeri şeylerle" uğraştığını söyledi.

İsrail ordusu sözcüsü Tuğgeneral Effie Defrin de, önceki gün ordunun Gazze'deki yerel milislerin silahlandırılmasını desteklediğini doğruladı ancak ayrıntılar konusunda ağzını sıkı tuttu.

Defrin, konuyla ilgili bir televizyon basın toplantısında kendisine soru sorulduğunda, daha fazla ayrıntı vermeden "Hamas yönetimine karşı çeşitli şekillerde faaliyet gösterdiğimizi söyleyebilirim" dedi.

'İsrail işbirlikçisi bir gangster'

Milştein, Ebu Şebab'ın Gazze'de hapis yattığını ve aşiret şeflerinin yakın zamanda kendisini bir İsrail "işbirlikçisi ve gangster" olarak suçladığını ifade etti.

Milştein, "Görünüşe göre Şabak (İsrail güvenlik teşkilatı) veya ordu bu milisleri, aslında çeteyi, onlara silah, para ve ordu operasyonlarından korunma sağlamak için bir vekil haline getirmenin harika bir fikir olduğunu düşünüyor" dedi.

Filistin işleri uzmanı, Hamas'ın birkaç gün önce çetenin dört üyesini öldürdüğünü de sözlerine ekledi.

ECFR, Ebu Şebab'ın daha önce Hamas tarafından uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle hapse atıldığını bildirdi. Kurum, "Kardeşinin, grubun BM yardım konvoylarına yönelik saldırılarına karşı düzenlenen bir operasyon sırasında Hamas tarafından öldürüldüğü söyleniyor" ifadelerini kullandı.

Hamas'tan sivillere karşı çıkma çağrısı

Hamas, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, çetenin "ihanet ve hırsızlık yolunu seçtiğini" vurguladı ve sivilleri onlara karşı çıkmaya çağırdı.

Gazze'yi yaklaşık yirmi yıldır yöneten Hamas, "Bu yağmacı çeteler, işbirlikçiler ve düşman ordusunun kendisi arasında, yardımların yağmalanması ve Filistinlilerin acılarını derinleştiren insani krizlerin yaratılmasında açık bir koordinasyon olduğuna dair bir kanıttır" dedi.

Netanyahu Ebu Şebab için 'aşiret' diyor, ama bu doğru değil

İsrail'in savaş sonrası Gazze'de Hamas ve Filistin Yönetimi yerine aşiretlerden oluşan bir yerel yönetim kurma planı olduğu biliniyor. 

Netanyahu da, son açıklamasında Ebu Şebab'ın grubu için "aşiret" ifadesini kullandı. Ancak bu doğru değil. 

Ebu Şebab'ın çetesi ne bir "aşiret" ne de Gazze'deki Filistin halkının temsilcisi. Bununla birlikte, Mart 2024'te, Gazze Şeridi'nin güney bölgelerindeki "aileler ve aşiretlerden oluşan bir koalisyon", zaten sadece Filistin Yönetimi'nin kaynağı altında hareket eden, yani Mahmud Abbas'ın Filistin Kurtuluş Örgütü ile bağlantılı uluslararası kurumlarla görüşmeye istekli olduğunu açık ve net bir şekilde ifade etmişti.

İsrail, iddia ettiğinin aksine aşiretlerden veya önde gelen Filistinli ailelerden oluşan bir kurumdan ziyade, çetesini "Terörle Mücadele Servisi" olarak taçlandıran Ebu Şebab'ı silahlandırıyor. İnsani yardım konvoylarını yağmalayan biri, bugün "İsrail adına insani yardım konvoylarını korumakla" görevlendiriliyor. 

Haaretz: İsrail sadık bir müttefik olacağına inanıyor ama geçmiş tersini söylüyor

İsrailli gazete Haaretz'de konuya ilişkin yayımlanan bir değerlendirme yazısında, İsrail'in bu suç çetelerinin kendisine sadık kalacağına inandığı, ancak geçmiş deneyimlerin bunun aksini gösterdiğine işaret ediliyor.

Yazıda, konuya ilişkin şu değerlendirmeler yer alıyor:

"Gazze'deki (ve ötesindeki) acı deneyim, bu tür milislerin kendi dinamiklerinin olduğunu ve itaatin bunun bir parçası olmadığını öğretiyor. Örneğin, ikinci intifadadan sonra Gazze'de ortaya çıkan halk komiteleri, sadakatlerini Filistin Yönetimi, Hamas ve Filistin İslami Cihadı arasında değiştirdiler. Onlar gibi, Gazze'deki büyük aileler de her zaman tüm örgütlerle iyi ilişkiler sürdürmek ve her birine kendi saflarından temsilciler atamak için çaba sarf ettiler.

Hamas, daha küçük örgütlerin çoğunun direnişini, ya zorla ya da onları mekanizmalarına entegre ederek kırmayı başardı ve esas olarak Filistin Yönetimi temsilcilerinin faaliyetlerini acımasızca etkisiz hale getirdi. Şeridin baskın askeri, ekonomik ve politik gücü olarak, aynı zamanda İsrail desteğinden de yararlanan, ideolojisine karşı çıkan ancak geçimleri ve işlerinin sürdürülmesi için ona bağımlı olan sivil örgütlerden bile işbirliği aldı. Şimdi, bu varlıklar için Hamas'ın yerine geçme veya en azından örgütün sivil ve askeri alanlarda boşalttığı alan için rekabet etme fırsatı doğmuş gibi görünüyor. Bu rekabette, Gazze'de sosyal medyada Ebu Şebab olarak adlandırılan 'İsrail ajanı', kendisini diğer çeteler, örgütler, halk komiteleri üyeleri, büyük ve küçük aileler ve tabii ki Hamas üyeleriyle şiddetli çatışmaların içinde bulabilir. Bu genellikle kanlı bir iç savaşın gelişebileceği aşamadır, kurbanlar un çuvalları ve yemeklik yağ kutuları değil, masum sivillerdir ve bunun sorumluluğu İsrail'e düşecektir."

IŞİD'le bağlantılı iddiası

1990'ların başında Refah'ta doğan Ebu Şebab, daha önce hırsızlık ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi iddialarla Hamas tarafından hapse atılmıştı. Gazze'de süren savaş sırasında kaçan Ebu Şebab'ın ağı, Hamas'ın Güney Gazze'den çekilmesiyle oluşan güç boşluğunda genişledi. 

Bazı kaynaklara göre, İsrail desteğine sahip olmasının yanı sıra, Ebu Şebab'ın milislerinin çoğunluğunu işe almak için Filistin Yönetimi'nden yardım aldığına inanılıyor. Ancak Ebu Şebab, bir yandan da sosyal medyada Filistin Yönetimi'ni ve Hamas'ı eleştiriyor. Hükümetlerinin gruba yardım etmesine karşı çıkan bazı İsrailliler, özellikle eski savunma bakanı Avigdor Lieberman, milislerin IŞİD'le bağlantılı olmasından endişe duyduklarını ifade ettiler. 

Ebu Şebab'ın çetesinin ortaya çıktığı Tarabin kabilesinin bazı üyelerinin kaçakçılık operasyonlarında IŞİD ile işbirliği yapmış olduğu biliniyor. 

Bununla birlikte, Netanyahu'nun Ebu Şebab'ı silahlandırdığını doğrulamasının ardından Wikipedia, İsrail'le IŞİD'i Gazze'deki katliamda müttefik olarak listeledi. 

 sol

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM