İsrail’in en köklü gazetesi Haaretz, Tel Aviv’in İran’a
karşı başlattığı savaşta belirlediği hedeflerin hiçbirine ulaşamadığını yazdı.
Gazete, İsrail'in savaştaki başarısızlığını dört farklı noktada ele alıyor.
Öncelikle Başbakan Binyamin Netanyahu'nun savaşın birinci
hedefini “İran’ın nükleer programını ve ülkeye yönelik varoluşsal tehdidi
ortadan kaldırmak” olarak açıkladığı hatırlatılıyor. Ardından, İsrail'in
saldırılarının Tahran'ın nükleer programına ne ölçüde zarar verdiğinin belirsiz
olduğu vurgulanıyor.
Makale, Avrupa Birliği, Amerikan ve İsrail istihbarat
servislerinin tahminlerine göre İran'ın hâlâ yüzde 60 oranında
zenginleştirilmiş uranyum stokuna sahip olduğunu belirtiyor. “Donald Trump
dışında kimse bu gerçeği inkâr etmiyor.” deniyor.
Batılı kaynaklar, yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş 400 kg
uranyumla on nükleer başlık üretilebileceğini öne sürüyor. Haaretz de
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile aynı fikirde: “Nükleer program
tamamen yok edilmedi, yalnızca birkaç aylık bir gecikme yaşandı.”
Savaşın ikinci hedefinin, Netanyahu'nun yine “varoluşsal
tehdit” olarak tanımladığı İran'ın balistik füze programını yok etmek olduğu
belirtiliyor. Haaretz şöyle devam ediyor:
“İsrailli yetkililer bu hedefe de ulaşılamadığını kabul
etti. Üst düzey bir askeri yetkili, İran’ın balistik füze üretme kapasitesinin
tamamen yok edildiği iddiasının da herhangi bir istihbarat temeli bulunmadığını
itiraf etti.”
Savaş sırasında propagandanın zirveye çıktığı günlerde
Netanyahu, füze rampalarıyla füzelerin üçte ikisinin yok edildiğini iddia
ediyordu. Haaretz, İran'ın hâlâ binlerce balistik füze ve bunların
fırlatılabileceği sistemlere sahip olduğunu vurguluyor.
Makale, Netanyahu’nun savaşın ortasında, İsrail kamuoyundaki
coşku zirveye ulaşmışken İran’ın direniş gruplarına mali desteğini kesmeyi de
hedef olarak açıkladığını anımsatıyor. Ancak mevcut durumda, İran'ın Yemen’deki
Ensarullah, Lübnan’daki Hizbullah, Irak’taki Haşdi Şabi ve Filistin’deki
HAMAS’a finansal destek sağlamasını engelleyen herhangi bir yaptırım veya
kısıtlama bulunmuyor.
Haaretz ayrıca İsrail’in İran saldırılarında uğradığı
kayıpların kamuoyundan gizlendiğini ve medya yoluyla algı yönetimi yapıldığını
belirtiyor. Tel Aviv, savaş sırasında 29 vatandaşının hayatını kaybettiğini
açıkladı. Ülkenin en çok izlenen televizyonlarından Kanal 13 de stratejik tesis
ve üslerde oluşan hasarın “büyük kısmının” henüz kamuoyuna açıklanmadığını
duyurdu. Haber kanalı, “ordu üslerinde ve stratejik tesislerde can kayıplarıyla
yaralanmalar” yaşandığını da bildirdi.
Haaretz gerçek tabloyu şu ifadelerle özetliyor:
“Aslında geri adım atan biz olduk. Trump'ın sürekli iki
tarafın da yıprandığını tekrarlaması boşuna değil.”
ABD Başkanı, hem Tahran hem de Tel Aviv için zafer ilan
etmiş, İsrail'in çok ağır balistik füze darbeleri aldığını kabul etmişti.
Gazeteye göre bahsi geçen nedenlerle savaşın ardından İsrail
içinde “şok ve hayal kırıklığı” gitgide büyüyor. Haaretz’e konuşan, İsrail
askeri istihbaratında görev yapmış emekli bir tümgeneral, “İranlıların
kararlılığı ve direniş gücü karşısında şaşkınlığa uğradığını” söylüyor.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, ABD ile nükleer
müzakerelerin hızlı bir şekilde başlayacağını sanmadığını vurguladı. Pazartesi
günü Amerikan CBS News’e yaptığı açıklamada, masaya dönmek için şu şartı koştu:
“ABD'nin görüşmeler devam ederken yeniden İran'a saldırı
düzenlemeyeceğine dair bir güvence almamız gerek.”
Ayrıca zamana da ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Bakan, yine
de “Diplomasi kapıları asla tamamen kapanmaz.” ifadelerini kullandı.
Amerikan saldırılarının İran’ın nükleer tesislerinde
yarattığı hasara ilişkin soruları da yanıtlayan Irakçi, “Bir ülkenin
zenginleştirme teknolojisini ve nükleer bilgisini bombalarla yok edemezsiniz.”
dedi. İran’ın zarar gören tesisleri hızla onarıp kaybedilen zamanı telafi
edebileceğini belirten diplomat, bunun için siyasi iradenin yeterli olacağını
kaydetti.
Irakçi, nükleer programın geleceğine ilişkin şu
değerlendirmede bulundu:
“İran’ın barışçıl nükleer programı, halkımız için bir onur
ve ulusal gurur kaynağı haline geldi. Dolayısıyla, halkın zenginleştirmeden
kolayca vazgeçmesini beklemek gerçekçi değil.”
Trump’ın, İran’ın uranyum zenginleştirmeye yeniden başlaması
halinde yeni saldırılar düzenleyebileceği yönündeki tehditlerine ise kısa ve
net bir yanıt verdi:
“İran daha fazla saldırıya hazır.”/aydınlık