Brüksel Zirvesi’nde kabul edilen plana göre; 2030 yılına
kadar silahlanma için askeri yatırımların artırılmasında kullanılacak 800
milyar avroluk bir bütçe belirlendi. Üye devletler savunma harcamalarını yüzde
1,5 daha artırarak toplam 650 milyarlık silah üretimi yapacak ve ayrıca satın
alımları gerçekleştirilecek. Geri kalan 150 milyar avro, Komisyon'un
piyasalardan borçlanmasına ve üye devletlere borç vermesine olanak tanıyan yeni
bir savunma aracından gelecek.
27 Mayıs Salı günü Konsey, üye devletlerin yeniden
silahlanmalarını hızlandırmalarını sağlayacak 150 milyar avroluk “SAFE” (Avrupa
için Güvenlik Eylemi) fonunu oluşturan yönetmeliği kabul ederek ilk adımı attı.
Birleşik Krallık gibi bazı üçüncü ülkeler de belirli koşullar altında programa
katılabilecek. SAFE'nin amacı, üretim kapasitesini artırmak, savunma
ekipmanlarının ihtiyaç duyulduğunda hazır mevcut olmasını sağlamak ve mevcut
kapasite eksikliklerini gidermek.
Fransa’nın bastırmasıyla ülkeler sadece Avrupa'da üretilen
ve bileşenlerinin yüzde 65'i kıtadan gelen ekipmanları satın alabilecek.
Bununla birlikte yönetmelik, halihazırda Avrupa'da bulunmayan bazı ekipmanlar
için muafiyetler öngörüyor. Avrupa savunma alanında hâlâ ABD’ye bağımlı.
SAFE programı, Ukrayna'nın savunma sanayisini başından
itibaren bu araca dahil ederek bu ülkelere daha fazla destek sağlamayı
planlıyor. SAFE, katılımcı ülkeler, aday ülkeler ve Birleşik Krallık gibi AB
ile güvenlik ve savunma ortaklığı imzalayan ülkelerin ortak kamu ihalelerine
katılmalarına da olanak tanıyacak. SAFE programı, Avrupa Birliği Resmî
Gazetesi'nde yayınlandıktan sonra 29 Mayıs 2025 tarihinden itibaren yürürlüğe
girdi.
Avrupa Birliği (AB)’ne üye 27 devlet ve hükûmet başkanı, 6
Mart 2025 tarihinde Brüksel’de olağanüstü toplanarak, Avrupa Komisyonu Başkanı
Ursula von der Leyen’nin sunduğu “ReArm Europe” (Avrupa’nın yeniden
silahlanması) planını onaylamıştı.
22 Mayıs Perşembe günü Avrupa Savunma Komiseri Andrius
Kubilius, Avrupa silah ve havacılık endüstrisi temsilcileri önünde yaptığı
konuşmada, üye ülkelere verilecek kredi takvimini açıkladı. Üye devletler
temmuz ayına kadar bildirimde bulunacak, ardından kasım ayına kadar “kesin
başvuru” yapacak. Euractiv'in gördüğü SAFE programı anlaşmasının nihai metnine
göre, Avrupa Komisyonu başvuruları iki ay içinde inceleyecek. Bu takvime
uyulursa, ilk finansman sonbaharda, hatta yıl sonundan önce serbest
bırakılabilir.
Komisyon bu kararı alırken Avrupa Parlamentosu (AP)’nu
sürecin dışında tuttu. AB’nin askeri kapasiteyi artırmak için giriştiği bu
aceleci tavır Parlamento’yu rahatsız etti; programla ilgili müzakerelerde
kendisini devre dışı bıraktığı için Konsey’i mahkemeye vermekle tehdit etti.
Bazı AB ülkeleri borçlanmayı artıracağı içi Komisyon’un
sübvansiyonlar yerine krediyi tercih etmesinden rahatsız. Bilindiği gibi başta
Fransa, İtalya gibi ülkeler ağır borç altında ve AB’nin dayattığı yüzde 3 bütçe
açığını aşmış durumdalar. Avrupa Komisyonu, üye ülkelerin askeri amaçlar için
daha fazla borç alabilmelerini sağlamak üzere avronun istikrarını sağlamak için
tasarlanan bütçe disiplini kurallarını gevşetmeyi gündeme getirdi. Yani silah
yatırımı için yapılacak harcamalar, AB ülkelerinin kamu borcunun GSYH'nin yüzde
60'ını ve bütçe açığının GSYH'nin yüzde 3'ünü aşmasını yasaklayan İstikrar ve
Büyüme Paktı’nın dışında tutulacak. Böylece ülkeler mali ihlaller durumunda
Avrupa yaptırım prosedürünü tetikleme korkusu olmadan askeri harcamaları
artırmalarına olanak sağlayacaktır.
Komisyon böylece İstikrar ve Büyüme Paktı'ndaki kuralı
kaldırarak savunma harcamalarını bu kriterin dışında tutma kararı aldı. Böylece
ülkeler bütçe kısıtlamalarının dışına çıkma riski olmadan, dört yıl boyunca
GSYH’nin yüzde 1,5'ine kadar silahlanma harcaması yapmalarına olanak tanıyan
ulusal istisna maddesini etkinleştirebilirler.
Bu bağlamda Komisyon, Avrupa’nın yeniden silahlanması için
650 milyar avronun serbest bırakılabileceğini hesaplamış. Ortada böyle bir para
olmadığı gibi gerçekte bu miktara ulaşılması da pek olası görülmüyor. Belçika,
Danimarka, Estonya, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Letonya,
Litvanya, Polonya, Portekiz, Slovakya, Slovenya, Bulgaristan ve Çek Cumhuriyeti
olmak üzere sadece on beş üye devlet ulusal koruma maddesini etkinleştirmek
istediklerini beyan etmiş olup Hırvatistan da yakında bu ülkelere
katılabileceğini beyan etmiştir.
Yani Almanya dışında Avrupa'nın en büyük ekonomileri eksik:
Avrupa’nın silahlanmasını en ateşli bir şekilde savunan Fransa’nın yanında
İtalya, İspanya ve Belçika. Kamu borçları milli gelirinin yüzde 100'ünü aşan
ilk üç ülke, piyasaları endişelendirip faiz oranlarının yükseldiğini görme
riskini göze alamıyor. Borcun ve bütçe açığının bir egemenlik meselesi olduğunu
belirten Fransa Maliye Bakanlığı buna rağmen “Bu durum Fransa'nın halihazırda
önemli miktarda savunma harcaması yapmasını ve gelecekte bunu artırmasını
engellemez.” açıklamasında bulunuyor.
Macron seçildiği 2017’den bu yana Fransa’nın savunma
harcamalarını 403 milyar ile ikiye katlama planı yaptı. 2 yıl sonra görevi sona
eriyor. Almanya Başbakanı Friedrich Merz ise göreve yeni başladı. Daha hırslı
ve silahlanma için “ne gerekiyorsa” diyen Merz 1 trilyon avro gibi bir paradan
söz ediyor. Bununla “iki özel fon” oluşturulacak ve “ülkenin yeniden
silahlanması finanse edilecek ve altyapısı yenilenecek.” Dolayısıyla gelecekte
savaş hazırlıkları için sınırsız harcama yapmak mümkün olacak. Silahlanma için
serbest bırakılan bu devasa meblağlar ile tüm endüstrisini askeri endüstri
etrafında yeniden yapılandırması için kullanacaklar.
Roma'da Giorgia Meloni Hükûmeti de savunma harcamaları
hedefini GSYH'nin yüzde 2'sinden yüzde 5'ine yükseltebilecek olan 24 ve 25
Haziran'daki NATO zirvesini beklemek istediğini söylüyor. Ancak yeniden
silahlanma çabalarında zaten geride kalan İtalya, iktidardaki koalisyonun bir
parçası olan Milliyetçi Liga Partisi’nin Rusya yanlısı hassasiyetlerini de
dikkate almak zorunda kalacak. İtalyanların büyük çoğunluğu ülkelerinin ve
Avrupa'nın yeniden silahlanmasına karşı çıkıyor. 20 Mart 2025’de Le Grand Continent
dergisinde yayınlanan bir ankete katılan İtalyanların yüzde 62'si savunma
harcamalarından daha acil kamu harcamaları olduğunu düşünüyor.
İspanya'da koalisyon ortağı olduğu radikal, anti-militarist
solun baskısı altındaki hükümetin başkanı sosyalist Pedro Sanchez, savunma
harcamalarındaki artışı nasıl finanse edeceğini henüz açıklamadı. Ancak sol
seçmenlere güven vermek için bunu “sosyal ya da çevresel harcamaların tek bir
kuruşuna dokunmadan” yapacağını taahhüt etti. Manevra alanı sınırlı, zira
Parlamento'da yeterli çoğunluğa sahip olmadığı için son iki yıldır bir bütçe
geçiremedi.
Borç yükü altında ezilen, ülke bütçesini oluşturmada
zorlanan bir Fransa ve yüksek enerji maliyetiyle sanayisi sarsılan ve otomobil
sektörü büyük yara alan, Çin karşısında rekabet gücünü yitiren bir Almanya.
Rusya’ya karşı Ukrayna’yı silahlandıran; silah stoklarını tüketen ve bir
savunma zafiyeti yaşayan bu ülkeler, sözüm ona bir Rusya tehdidine karşı
çılgınca silahlanma planları yapıyorlar.
Peki Avrupa bu silahlanmaya nasıl bir kaynak yaratacak? Borç
almak mı? Harcamaları kısmak mı? Vergileri arttırmak mı? Bir de buna ABD'nin
Avrupa’dan geri çekilmesi eklenince tam bir telaş içindeler. Daha çok
borçlanma, vergileri artırma, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler gibi kamusal
harcamaların artırılması ve kemer sıkma programlarıyla ancak savunma
harcamalarını artırabilirler.
Trump ve Putin’in Ukrayna’da savaşı bitirme ve barış
görüşmelerinin yapıldığı bir dönemden geçiyoruz. Rusya’nın Avrupa’ya
saldırmasının söz konusu olmadığı açıkça ortada. Peki kime karşı
silahlanıyorlar? Asıl planları; küreselci neoliberal sistemlerini korumak için
ülke sanayisini silah sektörü çerçevesinde canlandırmaya çalışmak. Ve aynı
zamanda ülkelerinde yükselen milliyetçi dalga ve krize karşı yükselme olasılığı
yüksek halk hareketlerini bastırmaya yönelik bir hazırlık olduğu da çok
açık/aydınlık/alirızataşdelen