Mayıs ayının son günlerinde, Harry S. Truman uçak gemisinin
yaklaşık sekiz aylık görevinden sonra, üssüne dönmek üzere yola çıktığı haberi
geldi. Son birkaç ayda Kızıldeniz'de görev yapan gemi, "Sert Savaşçı"
(Rough Rider) operasyonunda merkezi bir rol oynamıştı. Bu operasyonun, Yemen
silahlı kuvvetlerinin ticaret ve askeri gemilere saldırılarını zayıflatma
amacını taşıdığı söylenmişti; ancak sonuç olarak başarısız oldu. ABD Başkanı
Donald Trump, geçtiğimiz ay ortasında Yemenlilerin iradesine teslim olduktan
sonra bu operasyonu durdurdu. Şimdi, Amerika'nın askeri-uzman sitesi Stars and
Stripes (Yıldızlar ve Çizgiler) raporuna göre, USS Harry S. Truman uçak gemisi
Kızıldeniz’deki şiddetli çatışmaların ardından ülkesine döndü. Geminin sağ
kanadında büyük çatlaklar oluşmuş, bu da Kızıldeniz’deki saldırılarla gemiye ve
mürettebatına yönelik bir tehdit olduğunu gösteriyor. İlginç olan, Amerika'nın
Orta Doğu Komutanlığı'nın (CENTCOM), geminin Kızıldeniz'deki olayları hakkında
yorum yapmayı reddetmesi ve araştırmaların hala sürdüğünü iddia etmesidir.
Stars and Stripes'ın pazartesi günü yayımladığı rapora göre, Harry S. Truman
uçak gemisinin grup komutanı Sean Bailey, Kızıldeniz'deki deneyimlerinin en
önemli dersinin, sürekli olarak hem kendi grubundan hem de Amerikan
donanmasından öğrenmek olduğunu söyledi: "Kızıldeniz'de karşılaştığımız
tüm benzersiz koşullar, gelecekteki savaşlarımızı şekillendirecek."
Diğer taraftan, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Harry S.
Truman hakkında yeni detaylar paylaştı. Pentagon, uçak gemisindeki savaş
uçaklarının Yemen'e karşı yapılan saldırılarda 13.000'den fazla sorti
gerçekleştirdiğini açıkladı. USS Harry S. Truman (USS Harry S. Truman) 1998
yılında hizmete girdi ve 70'ten fazla savaş uçağı, helikopter ve uçak
taşıyabilme kapasitesine sahip, nükleer tahrikli motoru sayesinde aylarca yakıt
ikmali yapmadan denizde kalabiliyor. Ancak bu özelliklerin hiçbiri,
Yemenlilerin deneyimi ve iradesi karşısında onu güvence altına almadı! İlginç
bir şekilde, bu uçak gemisi, özellikle Batı Asya ve Akdeniz'deki uluslararası
sularda ABD'nin askeri gücünü gösteren ana araçlardan biridir.
Yemen Savunma Bakanlığı'na bağlı bir kaynağın,
"Saba" haber ajansına yaptığı açıklamada, işgal altındaki topraklarda
faaliyet gösteren yabancı yatırımcılara, bu bölgeleri derhal terk etmeleri
gerektiği uyarısı yapıldı. Çünkü bölgenin artık güvenli olmadığı ve çıkış
yapmaları için en iyi zamanın geldiği belirtilmişti. Şimdi ise Yemen Yüksek
Siyasi Konsey Başkanı Mehdi el-Meşat, İsrail'deki tüm yabancı yatırımcılara
ciddi ve eşi benzeri görülmemiş bir uyarı yaparak, Yemen güçlerinin
tehditlerini dikkate almalarını istedi. Yemenli yetkililerin, işgal altındaki
topraklardaki yabancı yatırımcılara yönelik son tehditleri yalnızca medya
uyarıları değil, somut ve operasyonel bir geçmişe dayalı, fiilen uygulama
aşamasında olan tehditlerdir ve dikkatle değerlendirilmelidir.
2023 yılı sonlarından itibaren, Yemen silahlı kuvvetleri
Kızıldeniz, Aden Körfezi ve hatta işgal altındaki topraklarda İsrail
hedeflerine karşı birçok operasyon gerçekleştirdi. Bu operasyonlardan birçoğu
Batılı ve İsrailli medya organları ve istihbarat birimleri tarafından
doğrulanmıştır. Örneğin, 19 Kasım 2023 tarihinde Yemen, balistik füzeler ve
intihar insansız hava araçları (İHA) kullanarak, işgal altındaki Filistin'in
güneyindeki Eilat limanına ilk kez saldırı düzenledi. Bu saldırı, İsrail ordusu
ve Times of Israel ile Reuters gibi medya organları tarafından doğrulandı ve
Yemen'in Gazze savaşıyla resmi olarak tanışmasının bir dönüm noktasıydı. 9 Ocak
2024 tarihinde Yemen direnişi, Kızıldeniz'deki Amerikan deniz kuvvetlerine
karşı kıtalararası füzelerle saldırarak, yalnızca İsrail'in müttefiklerine
yönelik saldırılarını genişletmekle kalmadı, aynı zamanda Amerika'nın savunma
sistemlerini de zorladı. Pentagon bu saldırıyı doğruladı ve CNN ile New York
Times'ta haber yapıldı. 6 Nisan 2024 tarihinde Yemen, ilk kez hipersonik bir
füze ile işgal altındaki Aşkalan şehrine saldırdı. İsrail ordusuna göre, bu
füzeyi mevcut savunma sistemleriyle tespit ve izlemek imkansızdı. Ayrıca, UK
Maritime Trade Operations (UKMTO) gibi deniz güvenliği kuruluşları, 2023 Aralık
ayından 2024 Mayıs ayına kadar Kızıldeniz ve Bab'ul Mendeb Boğazı'ndaki 60'tan
fazla gemi saldırısını veya doğrudan tehdidi rapor etti. Bu durum, büyük
denizcilik şirketlerinden 20'den fazla firmanın rotalarını değiştirmelerine
neden oldu.
Sonuç olarak, Yemen direnişinin operasyonel geçmişi sadece
tehditlerin gerçek olduğunu değil, aynı zamanda son aylarda yaşanan kayıplar,
aksaklıklar ve ekonomik maliyetlerin net bir göstergesi olduğunu ortaya
koymaktadır. Yemen artık sadece uyarıda bulunmuyor, aynı zamanda harekete
geçiyor. Bu nedenle, Mehdi el-Meşat'ın resmi uyarısı yalnızca ciddiye
alınmalıdır, aynı zamanda göz ardı edilmesi, İsrail'deki yabancı yatırımcılar
için telafi edilemez sonuçlar doğurabilir.