ABD Derin Devletinin Yeni Ortadoğu Dizaynı

GİRİŞ: 16.08.2025 08:49      GÜNCELLEME: 16.08.2025 08:49
Rasthaber -  ‘Gölge CIA’ olarak anılan RAND Corporation’ın Direktörü, Suriye’de ‘İsviçre tarzı federal yönetimi’ savunuyor. Erdoğan’ın fedaral modele karşı çıkmasından endişeli olan RAND Corporation Direktörü’nün Irak için de hayalleri var: Kerkük Boru Hattı, ortak işletilirse Ceyhan boru hattına rakip olabilir!

Merkezi ABD'de bulunan ve “gölge CIA” olarak tanımlanan düşünce kuruluşu RAND Corporation'da Küresel Riskler ve Güvenlik Merkezi'nin direktörü olan Andrew Parasiliti, Al Monitor’da düzenli olarak yayınladığı “Week in Review(Haftaya Bakış)” köşesindeki yazısında ABD’nin Lübnan, Suriye, Irak ve Gazze’ye yönelik politikalarını ele aldı. Parasiliti, “Lübnan, Orta Doğu’da Trump’ın dönüş planının kilidini elinde tutuyor” başlıklı yazısında, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Lübnan temaslarına da değindi ve İbrahim Anlaşmaları’nı övdü. Parasiliti, “Trump’ın bu anlaşmalar sayesinde bölgede, ticari boyutu da öne çıkan, eşi benzeri görülmemiş tarihi bir birlik sağladığını” ifade ederek, bölgedeki gelişmelere dair düşüncelerini şöyle sıraladı:

AVN HÜKÛMETİNE FON KAPILARI AÇILIYOR

“Öncelik Lübnan’da. Trump yönetimi, Lübnan hükûmetine yıl sonuna kadar Hizbullah’ı silahsızlandırarak ülkenin egemenliğini ve silah tekelini geri kazanmasına imkân tanıyan bir teklif sundu. Bu planın eşlik eden unsurları arasında İsrail’in ateşkesi ve güney Lübnan’daki mevzilerinden çekilmesi bulunuyor. Trump’ın vizyonu, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın diplomasisi ve Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile Lübnan hükûmetinin kararlılığı sayesinde bu paket, ‘hayatta bir kez ele geçecek’ türden bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Geçen hafta Bakanlar Kurulu, ABD teklifinin ‘hedeflerini’ kabul etti ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’ne Hizbullah’ın silahsızlandırılması için ağustos sonuna kadar hazır olacak bir plan hazırlaması talimatı verdi.

“Lübnan, Trump’ın bölgesel stratejisinde öncü ve kilit bir rol üstlenecek. Lübnan’ın dostları, Arap Körfezi ülkeleri ve Avrupa da Hizbullah’ın silahsızlanması durumunda ekonomik yardım ve yatırım ile bir anlaşmayı desteklemeye hazır görünüyor. Bu gelişme, Lübnan’ın Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu nezdindeki konumunu da güçlendirecek.”

RAND direktörü analizinin devamında özellikle Körfez ülkelerinin Lübnan’daki ılımlı siyaseti desteklemede aktif rol üstlenmesi gerektiğini vurguluyor ve Lübnan için güvenilir bir dost olarak Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani’yi öneriyor. Direktör, Katar’ın cömert malî yardımlarının yanı sıra Lübnan’daki merkezci ve ılımlı siyasi eğilimlere desteğinin, önümüzdeki dört ay sürecek zorlu silahsızlanma aşamasında hükûmete yarar sağlayacağını belirtiyor. Ayrıca direktöre göre “Katar, kanıtlanmış diplomasisi sayesinde İran’ın Lübnan ve bölgedeki politikalarının niyet ve sonuçlarını netleştirme konusunda uygun bir konumda bulunuyor; bu da Washington ve Tahran ile güvenilir bir arabulucu olarak rolünü pekiştiriyor.”

SDG ANLAŞMAK İÇİN ACELE ETMİYOR

Suriye’deki geçiş sürecinin Lübnan’a kıyasla çok daha karmaşık olduğunu da ifade eden RAND direktörü, SDG’nin Şam ile anlaşmak için acele etmediğini aktardı. Haseke’de yapılan toplantının yüzlerce katılımcıyla çoğulcu bir nitelik taşıdığını belirten direktör, bu toplantının Suriye’nin sözde Cumhurbaşkanı terör örgüt HTŞ lideri Ahmed Şara’yı öfkelendirdiğini kaydetti. Geçen hafta salı günü SDG’nin Şam’a giderek müzakerelerin yeniden başladığını hatırlatan direktör, görüşmelerde “hiçbir ilerleme sağlanamadığını” ifade etti. Amman’da yapılan toplantıya ve SDG ile yürütülen müzakerelere değinen direktör, bu görüşmeleri “sürecin son kilometresi değil, daha çok başlangıcın başlangıcı” olarak nitelendirdi. RAND direktörüne göre, Suriye’de süreci canlandırabilecek unsur, “çoğulculuk temelinde yeni bir siyasi yönetim” üzerinde uzlaşmak.

Gazze planı

RAND direktörü Gazze’de bilinçlerin kökten değişmesi gerektiğini de savunarak ABD’nin Filistin planı için şunları aktardı: “Nihaî hedef, Trump yönetiminin stratejisine uygun olarak, HAMAS’ın rol almadığı, ticaretin hakim olduğu bir bölgede, İsrail ve gelecekteki bir Filistin devleti için ortak bir vizyonun oluşmasıdır.”

 ‘Yeni boru hattı Ankara’ya rakip olabilir’

RAND Direktörü Andrew Parasiliti, Trump’on bölgesel stratejisinde eksik parçanın Irak olduğunu söyledi. Direktör, “Irak, doğru koşullar oluştuğunda hem Suriye’de hem Lübnan’da geçişleri destekleyebilir. 42 milyonu aşan nüfusu ve büyük enerji kaynaklarıyla Irak, bölgesel büyümenin ve bütünleşmenin motoru olabilir; aynı zamanda Levant ile Körfez arasında köprü işlevi görebilir.” dedi. Direktör, sözlerine şöyle devam etti: “Irak, devlet içinde özerk bir Kürt bölgesini entegre etme deneyimiyle, doğru koşullar sağlandığında hem federal bir Suriye’nin hem de SDG kontrolündeki Suriyeli Kürtler ile Şam arasında bir düzenlemenin garantörü olarak Türkiye’nin yanında yer alabilir. Irak, Suriye ile geniş bir sınıra ve Fırat Nehri dahil doğal bir bağa sahip. Doğru koşullarda Irak, Suriye’ye hayati enerji ve ekonomik can damarı sağlayabilir. Bu hafta Bağdat’ta Suriye Enerji Bakanı Muhammed el-Beşir, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile onlarca yıldır kapalı olan Kerkük-Baniyas boru hattının yeniden açılmasını görüştü. Boru hattı, SDG kontrolündeki bölgelerden geçiyor ve Irak Kürdistanı üzerinden petrol boru hatlarına bağlanarak gelir paylaşımı ve ortak denetim modeliyle işletilebilir. Yeniden faaliyete geçtiğinde, günde 1,4 milyon varilden fazla petrol ihraç edebilir ve varil başına 6 dolarlık taşıma ücretiyle 3 milyar dolardan fazla gelir sağlayabilir. Bu rakam, hattı zamanla Akdeniz’e en verimli çıkış yolu olarak Irak-Türkiye-Ceyhan boru hattına rakip hale getirebilir.

“Ağırlıklı olarak Şii nüfusa sahip bir ülke olan Irak, uygun koşullar oluştuğunda, tümü Sünni olan diğer bölgesel aktörlerin rolünü tamamlayacak şekilde güney Lübnan’ın da garantörü olabilir. Ancak bunun için gerekli koşullar henüz oluşmuş değil. Potansiyel var, fakat Irak hâlâ ABD’nin bölgesel stratejisinde kenarda kalan bir aktör.”

RAND direktörü, Irak’ın Trump’ın Orta Doğu stratejisindeki eksik parça olmaya devam ettiğini belirterek, kasım ayında yapılacak seçimlerin Irak’ın İran’dan uzaklaşıp ABD’ye yönelmesi için en iyi fırsatı sunacağını kaydetti. Bu durumun, “Suriye, Lübnan ve bölge için memnuniyet verici bir gelişme” olduğunu kaydetti/aydınlık

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM