Yemen, ABD ile çatışmayı
tırmandırmak için coğrafi sınırlarının ötesinde asimetrik, öngörülemez ve çok
katmanlı nitelikli araçlara sahiptir. Ensarullah, savaşı Kızıldeniz'den
uluslararası sulara kadar genişletebilir, hassas enerji ve küresel ticaret
yollarını sürekli tehdit alanı haline getirebilir ama tabi bu, maceranın sadece
bir boyutudur. Yemen aynı zamanda direniş eksenindeki gizli kapasiteleri
harekete geçirme, unutulmuş cepheleri canlandırma, hatta ABD'nin bugüne kadar
güvenli olduğu bölgelerde başka dolaylı cepheler açma yeteneğine de sahipler. Washington'un
müttefiklerinin hayati varlıklarını hedef almak bile denklemi öyle bir şekilde
değiştirebilir ki, Washington askeri üstünlüğe sahipken kendini aşındırıcı bir
bataklığın içinde bulabilir. Yemen için çatışma düzeyini yükseltmek, düşmanı
klasik güç dengelerinin anlamsız olduğu, zaferin savaşçı sayısıyla değil,
şaşırtma ve rakibin hesaplarını aşındırma yoluyla elde edildiği bir sahaya
sürüklemek anlamına geliyor.
Yemen Ensarullah Hareketi'nin
siyasi ofisi şu açıklamalarda bulundu: ‘ABD, Hudeyde'nin Ras İsa limanını
bombalayarak bu ülke halkı üzerindeki baskıyı artırmayı amaçlıyor. Ras İsa
limanının hedef alınmasının amacı, Yemen halkına gıda ve tıbbi yardım ulaştırılmasını
engellemektir.
Bu savaş suçu, düşman ABD’nin yenilgisinin
boyutunun bir göstergesidir. ABD'nin saldırıları Yemen'in mazlum Filistin
halkına verdiği destek nedeniyle gerçekleştiriliyor ve kesinlikle bu saldırılar
etkisiz kalacaktır. Bu saldırılar cevapsız kalmayacak ve biz düşman ABD ile en
üst düzeyde çatışmaya girmeye hazırız.’ ABD'nin bu limana yönelik vahşi saldırılarında
yaklaşık 250 kişi şehit oldu ve yaralandı.
ABD'nin Hudeyde şehrindeki Ras İsa
petrol limanında işçilere ve yardım görevlilerine yönelik saldırısı,
uluslararası insani hukukun açık bir ihlalidir. Bu saldırı Batı'nın ve
uluslararası toplumun yalan beyanlarını açığa çıkarmaktadır. Amerika'nın bu vahşeti,
Gazze'de Amerika’nın tüm vahşeti ve küstahlığı ve katılımıyla işlenen kitlesel
katliam suçlarıyla aynı doğrultudadır. Ras İsa limanının hedef alınmasının
amacı, Yemen halkının işini zorlaştırmak ve onlara gıda ve ilaç ulaştırılmasını
engellemektir. ABD'nin Yemen halkına ve kaynaklarına yönelik saldırılarının
artması, Yemen'in Gazze ve Filistin meselesine yönelik istikrarlı desteğinden
kaynaklanmaktadır.
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları
İzleme Örgütü de bu saldırılarla ilgili olarak şunları söyledi: ‘ABD'nin Ras
İsa limanına yönelik saldırısı, derhal soruşturulması gereken yasadışı bir güç
kullanımıdır.’ Bu gözlemevi, hedef alınan yerin niteliği ve saldırıda yaşanan
ağır insani kayıpların, uluslararası hukuka göre savaş suçu işlendiği konusunda
ciddi şüpheler uyandırdığını belirten bir açıklama yayınladı.
Irak İslam Direnişi de ABD'nin Ras
İsa petrol tesisinde Yemenli sivillere karşı işlediği ve 250'den fazla kişinin
şehit olması ve yaralanmasıyla sonuçlanan vahşi suçu kınadı. Irak Hizbullah
Tugayları yaptığı açıklamada şu ifadelerde bulundu: ‘ABD'nin Yemen'de Ras İsa
limanına yönelik saldırısı, bu ülkenin bölgedeki bazı ülkelere karşı devam eden
saldırıları kapsamında işlediği suçların sonuncusuydu ve bu ülkenin Filistin'de
bölgesel bir savaşı soykırım düzeyinde yöneterek, milletlere yönelik sürekli
saldırı ve katliamlarla istikrarsızlık yaratmadaki kötü niyetli rolünü bir kez
daha ortaya koydu.
Bir diğer haber ise, bilgili bir
kaynağa göre, Yemen Direniş Cephesi tarafından 2023 sonundan bu yana düşürülen
Amerikan Reaper insansız hava aracı sayısı 20'ye ulaştı. Fox News muhabiri Liz
Frieden, Yemen silahlı kuvvetlerinin Amerika’nın teçhizat ve tesislerine
yönelik saldırılarını sürdürdüğünü belirterek, 3 Mart 2025'ten bu yana altıncı “9-MQ”
Reaper insansız hava aracının Yemen silahlı kuvvetleri tarafından düşürüldüğünü
bildirdi. Bu, 2023 yılında Gazze'ye destek amacıyla başlatılan “Vaad Edilen Fetih ve Kutsal Cihad” Harekatı'nın
başlangıcından bu yana Yemen ordusu tarafından düşürülen yirminci Amerikan
insansız hava aracı oldu.
Öte yandan haber kaynakları
ABD'nin Yemen'e yönelik hava saldırılarının sürdüğünü ve bu ülkedeki altyapının
yanı sıra sivillerin de hedef alındığını bildirdi. Yemen'in El-Mesire
televizyonu, ABD'nin cuma günü Yemen'in başkenti San’a'ya saldırdığını
bildirdi. ABD, saldırılarında San’a'nın merkezindeki El-Sa'bin ilçesine bağlı
El-Haffa bölgesini hedef aldı.
Bu şartlar altında gözden
geçirilmesi gereken bir diğer husus ise, Ensarullah'ın Yemen'e yönelik herhangi
bir kara saldırısının yalnızca Suudi Arabistan ve BAE'nin vekil güçleri ve
paralı askerleri tarafından gerçekleştirileceği konusundaki ısrarının sadece
bir propaganda ya da düşmanı aşağılama anlamına gelmediği, aksine, algılar
alanında akıllı bir oyun için hesaplanmış bir plan olduğudur. Ensarullah bu
söylem tarzıyla fiili olarak, Suudi Arabistan ve BAE’nin, kendilerinin de
arkasında olduğu, ancak doğrudan sahneye girmeye cesaret edemediği bir savaşın
maliyetini ödemekten muaf olmadığını vurgulamaktadır. Onlar Suudi Arabistan ve
Abu Dabi'nin yıllardır bombaladıkları topraklarda bile askeri operasyonlar için
kiralık kuklaların arkasına saklanmak zorunda kaldığını göstermek istiyor. Bu
mesaj sadece Yemen kamuoyuna değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası
gözlemcilere de iletilmekte ve karşıt eksenin zaten kaybettiği bir savaşa
doğrudan girme iradesi ve yeteneğinden yoksun olduğunu kanıtlamaktadır.
Ancak daha derin bir düzeyde, bu
tutum aynı zamanda vekil güçler için psikolojik bir tuzaktır ve bu güçlerin artık
bilmeleri gereken şu ki, eğer ön cepheye gönderilirlerse, Riyad ve Abu
Dabi'deki asıl sahiplerinin kaçtığı bir savaşta sadece canlı kalkan olmakla
kalmayacak, aynı zamanda ne uzlaşmaya, ne teslim olmaya, ne de savaş meydanında
merhamet göstermeye yanaşmayan bir güçle karşı karşıya kalacaklardır. Bu açıdan
bakıldığında, Ensarullah'ın saldırgan güçlerin paralı askerler olduğuna vurgu
yapması, bir hakaretten ziyade kamuoyunu yönlendirme, düşmanın moralini bozma
ve olası bir operasyonun psikolojik boyutlarını etkisiz hale getirme amaçlı bir
tür önlem çabası ve bir saldırının başlaması halinde bu saldırının Yemen
topraklarına ulaşmadan önce kırılacağını ve aynı zamanda düşmanların bu savaşa resmen
girmeseler bile bir bedel ödeyeceklerini hatırlatan bir taktiktir.