"Aleviler Yol Erkânı gereği, dünya üzerindeki tüm
canlıların hakkın yansıması olarak görür ve her millete tek nazarla bakmayı
vurgular. Yaşam hakkı inancının temel düsturudur. Bu düstur gereği Alevilerin
barış ve kardeşlik söylemlerine uzak durması ya da destek vermemesi
düşünülemez. 'Barış süreci' veya 'çözüm süreci' fark etmez, adı ne olursa
olsun, barışa giden hiçbir sürecin karşısında yer almaz, aksine destek olur,
güç verir. Ancak, Barış süreci ve kardeşlik bağı denilen yeni dönem Alevilerin
katliam tarihini tarif ederek kurulamaz. Barış ancak Ülkede yaşayan tüm
toplulukların, inançların ortak bir yaşam mutabakatı ile olur.
AKP'nin duayeni ve ülkenin Meclis Başkanının zihninden
dökülen bu cümleler, bir kez daha gösterdi ki; Türk İslam sentezli siyasal
islam anlayışı ve bu anlayışın temsilcilerinin, hücrelerinde beslediği düşmanca
duygu ve ümmetçi, gerici, tekçi bir zihniyet ile yürüyen bu süreç, ülkeyi
kardeşlik bağına ve toplumsal bir barışa götüremez. Suriye'de AKP tarafından
beslenen şeriatçı selefi HTŞ çetelerinin Alevilere uyguladığı soykırım bunun en
net kanıtıdır.
Numan Kurtulmuş'un bu sözleri Aleviler tarafından münferit
bir açıklama olarak görülemez, ülke yönetiminin ikinci sırasında yer alan
Meclis Başkanı, bu açıklama ile AKP anlayışının Alevilere bakışını ortaya
koymuştur. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Alevi toplumu tarafından lanetlenen
Yavuz Sultan Selim'e övgü dizmekle kalmamış, onun tarihteki Alevi soykırımını
itiraf ederek onaylamış ve bu soykırımı kutsamıştır. Bu da yetmemiş Alevilerin
tarih boyunca uğradığı en büyük ihanetlerden biri olan İdris-i Bitlisi'nin
Yavuz ile girdiği suç ortaklığını ve kirli ittifakını da meşru göstermiştir.
Alevilerin katliamını tarif ederek kurulan bu dil ve bu zihniyet, AKP/MHP
iktidarının kötü niyetini ve sürece nasıl baktığının işaretidir. Bu anlayış
herkes tarafından iyi görülmeli ve süreci provoke etmeye yönelik bu tür
çıkışlar engellenmelidir.
Yavuz Sultan Selim, Aleviler'i, Türkmen'leri, Araplar'ı ve
Kürt'leri katliamlardan geçiren eli kanlı bir padişahtır. İdris-i Bitlisi ise
bu katliamların işbirlikçisi bir haindir. Tarihi gerçekler bunlardır. Ancak,
esas olan tarihten ders çıkarmak ve geleceği barış ve demokrasi ile inşa
etmektir. Meclis Başkanı Sayın Kurtulmuş'u kınıyoruz. Numan Kurtulmuş,
Alevilerden derhal özür dilemeli ve bütün görevlerinden istifa etmelidir.
Alevilerin katliamından beslenen bir zihniyet Alevilerin de temsil edildiği bir
Meclis'in Başkanı olamaz. Halkı, kin ve düşmanlığa sevk etmekten dolayı da
yargılanmalıdır. Türkiye'de yaşayan tüm topluluklar ve inanç mensupları
bilmelidir ki; Biz Aleviler, onurlu, kalıcı, samimi ve kapsamlı bir barış
sürecinin yanında olmaya devam edeceğiz. Sorumluluk alacağız. Ancak, bu süreçte
ırkçı, gerici, tekçi, inkarcı, imhacı, asimilasyoncu, soykırımcı anlayış,
siyaset ve zihniyetlerle de mücadele etmeye devam edeceğimizi, bu anlayışın tam
karşısında duracağımızı kamuoyu ile bir kez daha paylaşıyoruz. 72 Millete aynı
nazarda bakmayanı kendimizden saymıyoruz.