Yeniden Refah Partisi Genel
Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin Antalya 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı
konuşmada, başörtüsü yasağının kaldırılmasını memnuniyetle karşıladıklarını
ifade etti. Ancak askeri vesayetin kaldırılmasının ardından, devletin tüm
kurumlarının Beştepe vesayeti altında çalıştığını belirten Erbakan, adaletin
kişilere ve partilere göre işlediğini savundu.
Erbakan, ''Evet başörtüsü
yasağını, inanç özgürlüğü önündeki yasakları kaldırdılar, bunu kim yaparsa
yapsın teşekkür ederiz. Askeri vesayeti kaldırdılar ama askeri vesayetin yerine
Beştepe vesayetini koydular. Şimdi artık bütün kurumlar ve yargısı da, yasaması
da, yürütmesi de, YSK’sı da, TÜİK’i de Beştepe vesayetinin altında çalışmak
zorunda kalıyor'' dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel
Başkanı Dr. Fatih Erbakan, partisinin Antalya 3. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı
konuşmada, şunları kaydetti:
''Evet başörtüsü yasağını, inanç
özgürlüğü önündeki yasakları kaldırdılar, bunu kim yaparsa yapsın teşekkür
ederiz. Askeri vesayeti kaldırdılar ama askeri vesayetin yerine Beştepe
vesayetini koydular. Şimdi artık bütün kurumlar ve yargısı da yasaması da
yürütmesi de YSK’sı da TÜİK’i de Beştepe vesayetinin altında çalışmak zorunda
kalıyor. Başka yasaklar getirdiler. Muhaliflere göz dahi açtırmıyorlar. İşte
bugün gazeteciler, siyasetçiler, genel başkanlar hapisteler. İşte bu gerçekleri
ortaya koyduğumuz zaman; yoksulluğu da yolsuzluğu da yasakları da ortadan
kaldıramadıklarını açık bir şekilde görüyoruz.
Bakın yoksulluktan bahsediyoruz.
İktidara gelirken kaldıracaklarını söylediklerini 3Y’nin yoksulluk kısmından
bahsediyoruz. Bütün bunlar neden oldu? Bizim ortaya koyduğumuz mutabakat
metnindeki Milli Görüş’ün ekonomi modeline uymadıkları için oldu. Aynı tas aynı
hamam, borç-faiz-zam-vergi ekonomisine devam ettikleri için oldu. Bunun en
büyük ceremesini de milletimiz çekiyor. Bizi dinleselerdi, yanlışlardan
dönselerdi bugün Türkiye bu halde olmazdı. Ama maalesef onlar 20 senelik
yanlışlarına devam etmeyi tercih ettiler. Öyle olunca biz ise 'Biz kimsenin
iktidarda kalması için kurulmuş bir parti değiliz, eğer bu prensipler
uygulanmıyorsa, Milli Görüş’ün adil ekonomik düzen modeli uygulanmıyorsa
kimseye destek olamayız' dedik ve Cumhur İttifakı'ndan dışarı çıktık. Bu
yanlışları kabullenmemiz ve bu politikaların, yanlışlarından yanında olmamız
elbette mümkün değildi.''
''Adaletin partilere ve şahıslara
göre işletildiğini'' kaydeden Erbakan, ''Türkiye’de maalesef adamına göre
adalet işliyor. CHP’liye ayrı, DEM Partili’ye ayrı, AK Partili’ye ayrı hukuk…
Böyle olunca da AK Parti dönemine ilişkin usulsüzlüklere ve yolsuzluklara dair
dosyaların hiçbirinin kapağı açılmıyor'' dedi.
İktidarın ekonomi politikalarına
da eleştiri getiren Erbakan, ''Bugün Asgari ücret 22 bin 100 bin TL, Emekli
maaşı 14 bin 460 TL. Açlık Sınırı 23 bin TL’ye dayandı, yoksulluk sınırı 80 bin
TL’ye dayandı'' ifadelerini kullandı.
Erbakan, halkın yüzde 45’inin
açlık, yüzde 80’inin ise yoksulluk sınırının altında yaşadığını belirterek,
''Neden aç kalmıyor? Sadaka, sosyal yardım, zekat var. Ama normal olarak,
matematik olarak baktığınızda elde ettiği gelir karnını doyurmaya dahi yetecek
kadar değil'' dedi.
Çocuk yoksulluğuna da dikkati çeken Erbakan, ''OECD Raporuna göre, Türkiye’de 6 milyon çocuk yoksul. Türkiye’deki çocukların 3’te 2’sinin makarna ve ekmekle beslendiğini ve bu nedenle zihinsel gelişimlerinin olumsuz etkilendiğini ortaya koyuyor'' diye konuştu.
Erbakan, lüks, şatafat ve bazı
holdinglere sağlanan vergi muafiyetleri hakkında eleştirilerde bulunarak
şunları söyledi:
“Peki biz ne yapacağız? Kamuda
israfı önleyeceğiz, birinci yapılacak olan budur. Makam uçakları, makam araçları,
protokol masrafları, yurtdışı seyahatleri, saraylar, 5 maaşlı bürokratlar… Lüks
ve şatafat almış başını gitmiş. Bunlara tasarruf deyince memurun yemeğinden,
lojmanından tasarruf ediyor, okulların temizliğinden tasarruf ediyor,
belediyelerin hizmetlerin tasarruf ediyor. Milletin yemesinden içmesinden,
millete yapılan hizmetten, çocukların okuluna yapılan temizlikten tasarruf
yapacağına makam araçlarından, uçaklarından, protokol masraflarından tasarruf
yapılacak.
Bir diğer yapacağımız şey ise
imtiyazlı holdinglere haksız kaynak aktarımının engellenmesi. Bakın 485 milyar
liralık cevher olan madeni 3,5 milyar liraya ihale ediyor. Aradaki 480 milyar
milletin parası. Bu ihale ettiği firmaya bir de 'Sen zahmet edip ayrıca vergi
de ödeme' diyor. 5 tane holdinge 10 senede 128 kez vergi muafiyeti
çıkartılıyor. Bu 5 holding, dünyada en fazla kamu ihalesi alan holding. Çin’in
holdingleri bile bunların önüne geçemiyor. Ve ayrıca dünyada en fazla vergi
muafiyetine muhatap olan holding bunlar. İsmi lazım değil, çok meşhur bir
holdingin bir kalemde bir milyar dolar vergi borcunu Resmi Gazete’de
yayınlayıp, sildiler. Hayır olmaz. Biz paylaşımda adaleti sağlayacağız. 85
milyonun tek bir kuruşunu babamın oğlu dahi olsa yedirmeyeceğiz. Bu sene
bütçeden 2.1 trilyon lira gelir ve kurumlar vergisi sileceğim diyor, devlet
bütçesinden. Bu 2.1 trilyon liranın nereden baksanız bir trilyon lirası iki
elin parmaklarını geçmeyen imtiyazlı holdinglerin vergi borcunun silinmesine
gidecek. Hayır! Vatandaşa gelince vergi borcunu faiziyle, gecikmesiyle, son
kuruşuna kadar boğazına yapışıp alıyorsun ama imtiyazlılara gelince almıyorsun.
Böyle şey olmaz.''
Yeniden Refah Partisi Genel
Başkanı Fatih Erbakan, ''Politikalarımız yerli ve milli hale getireceğiz. LGBT
propagandasına asla izin vermeyeceğiz, LGBT derneklerini iktidarımızda derhal
kapatacağız'' dedi/karar