‘O iş bitti’ denilmesine karşın, İsrail ile demir çelik
ticaretine dair birçok kez gemi trafiği belgeleri ortaya çıkan Türkiye, iki yıl
sonra Tel Aviv ile ticaretin kesilmesine yönelik ilk ciddi adımını attı. İsrail
bağlantılı gemilere getirilen kısıtlama ile bundan böyle İsrail’e askerî
malzeme taşıyan ve işletmecisi İsrail bağlantılı olan gemiler, Türkiye’deki
limanlara yanaşamayacak.
Kamuoyunda büyük tepkilere yol açan İsrail’le ticarette yeni
kısıtlama getirildi. Bu kapsamda İsrail ile ilişkili yüklerin Türkiye
limanlarında, konteyner aktarmaları dahil, işlemlerine izin verilmeyecek.
Armatörlerden gemilerinin işletmelerinin İsrail ile bağlantılı olmadığı ve
İsrail’e yönlendirilecek yük veya askeri malzeme taşımadıklarına dair
sorumluluk imzası vermelerini talep edilecek.
Acentelerden istenen belgede, geminin askeri yük taşıması
veya işletmecisinin İsrail bağlantılı olması durumunda doğabilecek tüm liman
masrafları ile hukuki sorumluluğun acenteye ait olacağı kaydediliyor. Hükümet
kaynakları Türkiye’den İsrail’e doğrudan ticari gemi trafiği bulunmadığı
iddiasını yineleyerek uygulamanın İsrail’e yük taşıyan yabancı gemilere yönelik
olacağını belirtiyor.
İki yıldır başta Azerbaycan petrolü olmak üzere İsrail'e
sevkiyatı yapılan yükler için Türk limanlarının kullanıldığına ilişkin iddialar
kamuoyunu tatmin edecek şekilde cevaplanamadı. İsrail'in savunma şirketi ZIM’in
de ülkemizin birçok limanından askeri malzeme taşıdığı biliniyor. Yetkililer
ise İsrail’e gidiyor gibi görünen yüklerin aslında Filistin’e yük taşıdıkları
iddiasını tekrarlamayı sürdürüyor.
Gazze’de soykırımın devam ettiği süreçte İsrail ile ticareti
protesto eden ve limanlarımızın bu ülkeye giden gemilere kapatılmasını isteyen
bazı aktivistler tutuklanmıştı.
Türkiye’nin, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana çoluk çocuk demeden
soykırıma devam eden İsrail ile ticareti sürdürmesi vicdanları yaralarken, ‘O
iş bitti’ denilmesine karşın Tel Aviv ile demir çelik ticaretine dair birçok
kez gemi trafiği belgeleri ortaya çıkmıştı. Türkiye 2 yıl sonra İsrail’e
yönelik ilk ciddi adımı attı ve İsrail bağlantılı gemilere kısıtlama getirdi.
Bundan böyle İsrail’e askerî malzeme taşıyan ve işletmecisi İsrail bağlantılı
olan gemiler, Türkiye’deki limanlara yanaşamayacak. Liman başkanlıkları,
İsrail’e giden veya gitme ihtimali olan yabancı gemilerden askeri yük
taşımadıklarını ve işletmecilerinin İsrail ile bağlantılı olmadığını
belgelemelerini isteyecek. Acentelerden istenen belgede, geminin askeri yük
taşıması veya işletmecisinin İsrail bağlantılı olması durumunda doğabilecek tüm
liman masrafları ve hukuki sorumluluğun acenteye ait olacağını bildirilirken,
konuya yakın kaynaklardan edinilen bilgiye göre, İsrail ile ilişkili yüklerin
Türkiye limanlarında, konteyner aktarmaları dahil, işlem görmesine izin
verilmeyecek. Yetkililer, armatörlerden, gemilerinin işletmelerinin İsrail ile
bağlantılı olmadığını ve İsrail’e taşınacak yük veya askeri malzeme
bulunmadığını belirten sorumluluk imzası vermelerini istiyor.
Türkiye’den İsrail’e doğrudan ticari gemi trafiği
bulunmadığı iddia edilirken uygulamanın özellikle İsrail’e yük taşıyan ve
Türkiye limanlarını kullanan yabancı gemilere yönelik olduğunu vurgulanıyor.
Ancak 7 Ekim’den bugüne gündeme gelen gemi trafiği belgeleriyle Türkiye Limanlarının
İsrail’e giden birçok geminin durağı olduğu görülmüştü. Özellikle MÜSİAD üyesi
şirketlerden biri olan İÇDAŞ’ın İsrail’le olan demir çelik ticaretine dair gemi
trafiği belgeleri defalarca kez ortaya çıkarıldı. İsrail’in en köklü firması
olan ZIM gemilerinin ülkemizin birçok limanından sevkiyat gerçekleştirdiği de
gündeme gelmişti. Birleşmiş Milletler Özel Raportörü Francesca Albanese
geçtiğimiz haziran ayında sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bizzat
‘Vela’ isimli geminin ve Mersin Limanı’nın ismi vererek, Türkiye’den İsrail
ordusuna çelik sevkiyatının durdurulmasını istemiş ve bu malzemenin soykırımda
kullanıldığını belirtmişti.
Ayrıca İskenderun’daki Limak Port’tan İsrail’e ticaret
yapıldığını ortaya koyan haberler üzerine, Limak Holding’i protesto etmek
isteyen vatandaşlara, holding binası önünde çevik kuvvet ekipleri müdahale
etmişti. Yine İsrail’e mühimmat taşıdığı için İspanya, Slovenya, Karadağ,
Malta, Angola ve Namibya limanlarına yanaşmasına izin verilmeyen ancak
Haydarpaşa Limanında demirleyen Kathrın gemisi ise Filistin destekçileri
tarafından protesto edilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 29 Kasım’da TRT World
Forum’daki konuşması sırasında, “Gemiler Gazze’ye bomba taşıyor” sloganıyla İsrail’le
ticareti protesto eden dokuz kişi ise gözaltına alınarak tutuklanmıştı. Öte
yandan Azerbeycan petrolünün Mersin Limanı üzerinden İsrail’le sevk edildiği de
hükümet yetkilileri tarafından açıklanmıştı.
İsrail’e gemi trafiğinin durdurulması son olarak Türkiye’nin
imzasını neden ilk anda koymadığına ilişkin tartışmaların odağındaki Bogota
Bildirisi’nde gündeme gelmişti. Türkiye, İsrail’in Gazze’deki eylemlerine karşı
hazırlanan Lahey Grubu’nun Bogota Ortak Bildirisi’ne 25 Temmuz’da katıldığını
Kolombiya’ya iletmiş, bildiride yer alan ‘Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku
Sözleşmesi’ne yapılan atıfların kendi açısından geçerli olmadığını
bildirmişti/karar