TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, ABD’nin İran’da üç nükleer
tesise düzenlediği saldırıların ardından CGTN Türk’e yaptığı değerlendirmede
“ABD ve İsrail’i durdurmak için gereken her şeyi yapacağız” dedi.
“ABD’nin İran’a yönelik doğrudan müdahalesi oyunu bozar”
diyen Okuyan, TKP’nin bu durumda kesintisiz eylemlilik içine gireceğini ilan
ettiği açıklamasına ilişkin de konuştu.
Türkiye’de NATO üyeliği ve Amerikan üslerinin “arada sırada
hatırlanan olgular” olarak görüldüğünü belirten Okuyan “Biz bu sefer bu
kararımızda şunu ilan ediyoruz ki bunları kapatamasak ya da Türkiye’yi NATO’dan
dışarı çıkaramasak bile burada ısrar edenler büyük bedeller öderler. Bu büyük
bir iddia ama bunu yaparız” dedi.
İsrail’in Gazze’deki katliamları, Lübnan’a dönük
saldırıları, Suriye’de Esad iktidarının içinde İsrail, İngiltere, ABD, Türkiye
ve Katar’ın da bulunduğu bir ortak operasyonla düşürülmesinin ardından şimdi de
İran’a yönelik saldırılar olduğunu belirten Okuyan, tüm bunların çok kısa bir süre
içerisinde atılan çok ciddi hamleler olduğunu vurguladı.
İran’ın bir direniş gösterdiğini ancak sonuçta ABD ve diğer
emperyalist ülkelerin “Büyük Ortadoğu Projesi” adını da verdiği planlarının
adım adım hayata geçirilmeye çalışıldığını kaydeden Okuyan “Çok ciddi bir
dönemdeyiz. Bunu bir yerinde durdurmamız gerekiyor. Çünkü bu çorap söküğü gibi
devam ettiği takdirde bu bölgede yaşadığımız felaketlerin ötesinde yeni büyük
dertler açılacak. Ki şu anda İsrail’in saldırganlığının bir dünya savaşına
evrilme olasılığı çok güçlü. Dolayısıyla durdurmak gerekiyor İsrail’i. Elimizde
hangi olanaklar varsa” dedi.
Okuyan “Sonuçta biz bir siyasi partiyiz, kendi olanaklarımız
ölçüsünde bu ABD-İsrail yapımı ortak saldırganlığı durdurmak için her şeyi
yapacağız” diye belirtti.
“Giderek artan küresel gerilimler ve olası bir üçüncü dünya
savaşı göz önüne alındığında Türkiye’yi
ve bölgeyi siyasi, askeri ve ekonomik açıdan nasıl gelişmeler bekliyor?”
sorusuna yanıt veren Okuyan şunları söyledi:
“Birincisi genel olarak daha kapsamlı bir savaş tehdidinden
söz edildiği zaman hep ‘yahu o kadar da kafasız değiller’ türünden bir
değerlendirme oluyor.
Unutulan bir şey var, şu anda bizim kapitalizm dediğimiz
dünya sisteminde akıllı aktörler yok. Mesele sadece Trump değil. Trump’a
baktığınız zaman çok da normal birisini görmüyorsunuz. Ama sadece o değil.
Bütün ülkelere baktığınız zaman ortada akılla hareket eden rasyonel kişiler
görmüyorsunuz.
Dolayısıyla bir dünya savaşının önündeki engel akıl değil.
Akıl yok. Sadece karşılıklı dengeler var. Hesap yapıyorlar. Ama bu hesaplar
nereye kadar dikkatle yapılır, nerede bir hesap hatası yapılır bunu kestirmemiz
çok güç.”
Hep devletlerden söz edildiğini ancak savaşlardan,
işgallerden asıl zarar gören kitlelerin siyasete ağırlığını koymadığını dile
getiren Okuyan bunun çok büyük bir problem olduğunu söyledi.
Okuyan şöyle konuştu:
"Çok büyük bir problemden söz etmek istiyorum. Biz hep
devletlerden söz ediyoruz. İsrail devleti, Amerika Birleşik Devletleri…
İsrail’de Netanyahu’yu görüyoruz, ABD’de Trump’ı görüyoruz ya da başka siyasi
figürler… Halk yok ortada.
Bütün bu dünyadaki denklemde insanlık, yurttaşlar, halk,
kitleler olmadığı sürece işimiz harap. Temel mesele bugün dünya barışının
tehdit altında olması. Daha doğrusu dünyada barış yok. Sürekli savaşlardan konuşmamızın
nedeni insanlığı ayağa kaldıracak olan kuvvet sahne almıyor. O da asıl
kitleler. Yani bu savaşlardan zarar görenler, ekonomik yıkımlardan, işgallerden
zarar gören geniş kitle siyasete ağırlığını koymuyor.
O yüzden biz Trump’ı, Netanyahu’yu izliyoruz. Ve bunlar
hakikaten dünyadaki bir avuç holdingin çıkarları doğrultusunda hareket eden,
kendileri de çok zengin tipler. Bu çok tehlikeli. O yüzden biz Türkiye’de de
diyoruz ki bu mesele jeostratejik analizlerin dışında halkımızın ilgilenmesi ve
el koyması gereken bir mesele. Ne yazık ki bunu henüz becerebilmiş değiliz.
Dolayısıyla asıl tehlike burada.”
Okuyan “Ben gençlik hatta çocukluk yıllarımda hatırlıyorum
Avrupa’daki barış hareketini. ABD Avrupa’ya yeni tipte birtakım silah
sistemleri yerleştirmeye kalktığında milyonlarca kişi sokağa döküldü ve
engelledi. Buna tekrar kavuşmamız gerekiyor” dedi.
ABD'nin kötü şöhretinin arkasına gizlenmiş aktörler:
İngiltere, Almanya...
ABD’nin İsrail’e verdiği koşulsuz desteğin bölgedeki çatışma
ortamını nasıl etkilediği ve ABD’nin bölgedeki askeri varlığının devrimci
mücadele açısından nasıl değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin sorusu üzerine
Okuyan “ABD bizim açımızdan temel bir tehdit. Bunun hiç tartışılacak tarafı
yok, hele Türkiye’dekiler için” dedi.
Okuyan “ABD emperyalizminin önemini ya da dünyadaki bu
kötüye gidişteki rolünü tartışacak değiliz. Ama ABD her şeyi belirlemiyor.
Başka güçler de var. Genellikle de ABD’nin bu kötü şöhretinin arkasına
gizlenmiş, mesela İngiltere, onlar da militarist savaşçı bir ülke, Almanya için
benzer bir şey söyleyebiliriz. Almanya da yavaş yavaş o ürkek dış politikasını
terk ediyor” diye belirtti.
İsrail’in ABD’yi peşinden sürüklediğine ilişkin yorumların
yanlış olduğunu vurgulayan Okuyan “ABD İsrail’e rol veriyor” dedi.
Bunun İran’a saldırılarda da görüldüğünün altını çizen
Okuyan “Bir hafta daha yeni doldu ABD’nin yardımını istiyor İsrail. Baş etmekte
zorlandığı için. ABD’nin elinde ne yazık ki her zaman ileri doğru
ittirebileceği başka ülkeler oldu. Bu çok üzücü. İsrail de böyle. Dolayısıyla
ben İsrail’in ABD’ye rağmen hareket ettiğini düşünmüyorum. Tabii ki bu iki ülke
arasında farklılıklar var, belki çekişmeler vardır. Ama sonuçta İsrail’i bu
saldırganlığa ittiren mekanizmaların içerisindeki ABD’nin rolünü hiç
hafifsememek gerekiyor” diye konuştu.
Okuyan “Netanyahu’ya söz geçiremiyor ABD” iddiasının sahte,
yapay, kurgusal bir şey olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
TKP geçtiğimiz hafta içinde yaptığı açıklamada ABD’nin
İran’a doğrudan saldırısı durumunda emperyalizme karşı kesintisiz eylemlilik
sürecine gireceğini ve NATO’dan çıkılmasını, ülkedeki ABD üslerinin
kapatılmasını öncelikli gündem olarak göreceğini ilan etmişti.
Bu tutumun arkasındaki gerçeklere, Türkiye açısından
doğuracağı siyasal sonuçlara ve mücadelenin hangi toplumsal dinamiklere
dayanarak yürütülmesi gerektiğine dair soruya Okuyan şöyle yanıt verdi:
“Bu laf olsun diye söylediğimiz bir şey değil. Gerçekten de
biz bir plan yapıyoruz. İran Türkiye’nin komşusu, çok köklü bir devlet,
İran’daki rejime dair düşüncelerimiz ayrı, yani savunacak değiliz ama o İran
halkının kendi meselesi. Şu anda İran’a dönük çok kapsamlı bir müdahale var.
ABD İran’a savaş açarsa biz de bu gelişmeyi Türkiye’deki siyasi mücadelemizin
merkezine koyarız. Bir kere açıklamamızın anlamı bu. Başka başlıkları ya
durdururuz ya minimuma çekeriz ve bütün gücümüzle ABD’nin Türkiye’deki
varlığına karşı siyasi bir mücadele örgütleriz. Ve halkın bu mücadeleye
katılımını…”
Okuyan şöyle devam etti:
“Uzun süredir Türkiye’de NATO, NATO üyeliği, Amerikan
üsleri, bütün bunlar arada sırada hatırlanan olgular olarak görüldü. Biz bu
sefer bu kararımızda şunu ilan ediyoruz ki bunları kapatamasak ya da Türkiye’yi
NATO’dan dışarı çıkaramasak bile burada ısrar edenler büyük bedeller öderler.
Bu büyük bir iddia ama bunu yaparız. Kendimize güvendiğimiz için değil. Zaman
zaman hareketsiz gözüken halkımızın zaman zaman da ne kadar solduyulu
-sağduyulu demeyeyim- davrandığını da herhalde görmüştür herkes. Yine aynısı
olur. Dediğim gibi ABD’nin İran’a dönük doğrudan bir müdahalesi oyunu bozar.
Biz bu sefer daha farklı davranacağız. Bunu söyleyebilirim.”/sol