İsrail, 1967 Haziran Savaşı sırasında Kuneytra şehrini işgal
etmiş ve 1974'te bu bölgeden çekilmeden önce şehri tamamen yok etmiştir.
Coğrafi Konum Kuneytra eyaleti, Suriye'nin
güneybatısında yer alır ve kuzeyde Şam, doğuda ise Dera eyaleti ile sınırdır.
Eyaletin bir kısmı, Golan Tepeleri tarafından işgal edilmiştir. Kuneytra şehri,
Şam'dan 67 kilometre uzaklıktadır.
Kuneytra'nın adı, Arapçada "köprü" veya
"geçit" anlamına gelen "Qantara" kelimesinin kısaltmasıdır.
Tarihçiler, bu ismin, Kuneytra'nın Ürdün Nehri üzerindeki stratejik konumundan
kaynaklandığını ve bölgedeki önemli ticaret yollarından biri üzerinde yer
aldığını söylerler.
Kuneytra'da, Sünni Araplardan Dürziler, Şarkişiler ve
Türkmenlere kadar birçok farklı kabile yaşamaktadır. Bölgedeki en bilinen Arap
kabileleri arasında el-Selaviye, el-Fazıl ve el-Naîm yer alır.
1967'deki İsrail işgalinin ardından, bölgedeki yerel halk
büyük ölçüde bölgeyi terk etmiş ve Şam, Dera gibi diğer illere göç etmiştir. Bu
göç nedeniyle Kuneytra'nın nüfusu önemli ölçüde azalmış ve yaklaşık 100.000
kişiye düşmüştür.
Ekonomik Durum Kuneytra, verimli toprakları sayesinde
tarım açısından önemli bir bölgedir, özellikle buğday üretimi yapılmaktadır.
Ayrıca, zeytinyağı üretimi, halı ve kumaş dokuma, kırmızı tuğla, çimento ve kum
gibi inşaat malzemelerinin üretimi ile tanınır. Ancak, İsrail'in işgali
nedeniyle bu eyalet büyük ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmıştır, bu
durum işsizlik oranlarını artırmış ve yaşam koşullarını zorlaştırmıştır.
Özellikle altı kişilik ailelerde yaşam koşulları ağırlaşmıştır.
Savaş ve Askeri Hareketlilik Kuneytra, 2011'de
başlayan Suriye iç savaşında hareketliliğin görüldüğü illerden biri olmuştur.
Ancak, bu eyaletteki silahlı grupların faaliyetleri, diğer illere kıyasla daha
sınırlı olmuştur. 2014-2017 yılları arasında yaşanan sınırlı askeri
hareketlilik, İsrail'in bölgedeki çıkarlarını korumak amacıyla gerçekleştirdiği
provokasyonlarla ilgilidir.
2024'ün Aralık ayında Şam'ın düşmesinin ardından, İsrail,
1974'te Suriye ile imzalanan ateşkes anlaşmasını tek taraflı olarak ihlal etmiş
ve Kuneytra eyaletinin stratejik noktalarını işgal etmeye başlamıştır. Bu
durum, Suriye'deki yeni yönetimlerin halkın tepkilerine duyarsız kalmasının
ardından, İsrail'in sivillere karşı şiddet kullanmasına ve bazı köyleri
kuşatmasına yol açmıştır.
İsrail'in Stratejik Hedefleri Kuneytra, Suriye'nin en
yeşil ve su açısından en zengin bölgelerinden biri olarak bilinir. Bu nedenle,
İsrail'in bu eyaletteki en önemli hedeflerinden biri, bölgenin su kaynaklarını
ele geçirmektir. Son günlerde İsrail, Kuneytra'nın banliyölerinde bulunan El-Muntara
Barajı'nı işgal etmiştir. Bu baraj, Kuneytra ve çevresindeki en önemli su
kaynağını sağlayan ve Dera eyaletine de su temin eden büyük bir yapıdır.
İsrail'in bu bölgedeki su kaynaklarını kontrol altına alması, bölgedeki
stratejik su mülkiyeti üzerinde daha geniş bir kontrol kurma çabasıdır.
İsrail, suyu, ulusal güvenliğinin bir parçası olarak görüyor
ve bu nedenle su zengini bölgelerde genişlemeyi hedefliyor. Bu durum, İsrail'in
su kaynaklarıyla ilgili tarihsel taleplerini de güçlendirmektedir. Ayrıca,
"Büyük İsrail" ideolojisi, Nil Nehri ile Fırat Nehri arasında bir
bölgeyi kapsayan iddialara dayanmaktadır.
Kuneytra ve Dera Eyaletlerinde İsrail'in İlerleyişi
Son dönemde İsrail, Kuneytra ve Dera eyaletlerinde, Golan Tepeleri'ni ve Şeyh
Dağları'nı işgal etmiştir. Bu bölgeler, stratejik açıdan büyük öneme sahiptir.
İsrail'in kontrolündeki şehirler ve köyler, bölgede askeri varlıklarını
güçlendirmekte ve yerleşim alanları oluşturmakta, ayrıca Suriye ordusunun
askeri üslerine de el koymaktadır.
Sonuç ve Tehditler İsrail, Suriye'nin güneyinde
yaklaşık 500 kilometrekarelik bir alanı işgal etmiş durumdadır ve bu işgaller
halen devam etmektedir. Bu durum sadece Suriye'nin toprak bütünlüğüne tehdit
oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda komşu ülkelerin toprak bütünlüğü açısından da
büyük bir risk teşkil etmektedir.
Kuneytra'daki mevcut işgaller, İsrail'in bölgedeki stratejik
hedeflerine ulaşmak adına attığı adımların bir parçasıdır ve Suriye'nin
güneyinin tamamen işgal edilmesi, sadece Suriye için değil, tüm bölge için
ciddi sonuçlar doğurabilir.