Mısır ve Ürdün'ün resmi olarak bir plan üzerinde
çalıştıklarını açıklamasının ardından, Gazze'deki durumun yönetimine ilişkin
Mısır'ın alternatif bir planı olduğuna dair spekülasyonlar arttı, ancak bu planın
detayları henüz açıklanmadı.
BAE'nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe, Dubai 2025 Dünya
Hükümet Forumu'nda, Gazze konusunda ABD'nin mevcut önerisine bir alternatif
görmediğini söyledi. Bu durumda Arap ülkeleri arasında bu konudaki koordinasyonun
ne düzeyde olduğu konusunda soru işaretleri ortaya çıkıyor.
Öte yandan Mısır kaynakları, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah
es-Sisi'nin Washington ziyaretinin, 27 Şubat'ta Kahire'de yapılması planlanan
Arap liderlerinin olağanüstü toplantısının sonrasına ertelendiğini bildirdi. Söz
konusu kaynaklar, bu gecikmenin, Mısır Cumhurbaşkanı'nın Arap ülkelerinin tam
desteğiyle ABD Başkanı Donald Trump'la görüşmeye hazırlanması ve Trump'ın
Filistinlileri Gazze'den göç ettirme planına yanıt vermesi amacıyla yaşandığını
kaydetti.
Mısır'ın sunacağı plan hakkındaki resmi sessizliğe rağmen,
bilgili kaynaklar el-Arabi el-Cedid'e, bu planın esas olarak Hamas'ın katılımı
olmaksızın Filistin Yönetimi'nin gözetiminde Gazze Şeridi'nin yeniden
inşasından sorumlu bir Filistin komitesinin oluşturulmasına dayandığını açıkladı.
Bu plana göre, Mısırlı şirketler diğer şirketlerle birlikte
yeniden inşa projelerinin hayata geçirilmesini üstlenecek, bu şirketlerin
güvenliğini sağlamak için Arap veya uluslararası güçlerin konuşlandırılması söz
konusu olabilecek. Ancak bu planlar, Mısır tarafıyla yapılan müzakerelerde
İsrail’in muhalefetiyle karşı karşıya kaldı. Çünkü Tel Aviv, bölgeye yönelik
güvenlik vizyonuyla tutarlı başka seçenekler üzerinde ısrar ediyor.
Kaynaklara göre, Gazze'de Arap veya uluslararası güçlerin
varlığı hassas ve tartışmalı bir konu. Zira bazı ülkeler bölgeye doğrudan
askeri müdahaleye karşı çıkarken, Gazze'ye girecek herhangi bir güç iç
direnişle karşılaşabilir.
Bununla birlikte, yeniden inşa süreci Filistin direnişine
bağlı tünel ve altyapıya da müdahale edecek ve bu durum silahlı direniş
gruplarıyla siyasi ve güvenlik sorunlarına yol açabilecektir. Ayrıca İsrail,
direnişin kapasitesinin yeniden inşasına yol açacak her türlü projeyi
reddedebilir.
Buna karşın Hamas, Gazze'nin kaderinin Filistinlilerin
elinde olması gerektiği görüşünü her zaman vurgulamış ve Arap ülkelerinden veya
uluslararası örgütlerden gelebilecek her türlü yabancı vesayeti reddetmiştir. Bu
hareket, Gazze'de herhangi bir yabancı gücün (Arap veya uluslararası) varlığını
Filistin'in bağımsızlığına ve ulusal egemenliğine yönelik bir tehdit olarak
görmektedir.
Hamas'ın endişelerinden biri de Gazze'nin yeniden inşa
projelerinin uluslararası denetim veya yabancı ülkeler yerine Filistinli grupların
gözetiminde yürütülmesi konusudur. Bu hareket, bazı yeniden yapılanma
planlarının pratikte direnişi zayıflatmak için bir baskı aracı haline
gelmesinden endişe duymaktadır.
Öte yandan BAE'nin Washington Büyükelçisi Yusuf el-Uteybe’nin,
ABD'nin Gazze planına (ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze halkının yerinden
edilmesine yol açacak olan planı) bir alternatif olmadığı yönündeki
açıklamaları, Arap ülkeleri arasındaki görüş ayrılığını ortaya koyuyor. Bu
ihtilaf, Arap dünyasının Mısır’ın planı konusunda fikir birliğine varma şansını
azaltabilir.
Ayrıca Gazze'nin yeniden inşasında faaliyet gösteren
şirketlerin güvenliğinin sağlanması, tüm taraflarca kabul edilemeyebilecek
karmaşık güvenlik düzenlemeleri gerektirmektedir. Üstelik İsrail'in bu plana
ilk başta karşı çıkması, Kahire'nin Tel Aviv'i, İsrail'in çıkarlarıyla tam
olarak uyuşmayan bir şekilde Gazze'deki durumu yeniden yapılandıracak bir planı
kabul etmeye ikna edip edemeyeceği sorusunu gündeme getiriyor.
Bu bağlamda Filistinli yazar ve siyasi analist Hüsam Şakir,
el-Arabi El-Cedid'e verdiği röportajda şunları söyledi: ‘İlk değerlendirmeler,
Mısır'ın planının Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin bir tür iç göçüne yol
açabileceğini, yani bölgedeki başka bölgelere nakledilmelerini içerebileceğini
gösteriyor.
Ancak asıl soru, Filistinlilerin bu plana nasıl tepki
vereceğidir. Zira herhangi bir Arap planının en azından Filistin direnişi
tarafından kısmen kabul görmesi ve aynı zamanda Filistin Yönetimi tarafından da
kabul edilebilir olması gerekmektedir.
Filistinlilerin iradesi ile sunulan planların çatışması
ihtimali bulunuyor ve Filistinliler kendilerini şu iki seçenek arasında bulabilirler:
Ya Trump planını kabul edecekler ya da daha kabul edilebilir bir plan olan Arap
planını kabul edecekler ve bu, onların ideallerine uymayan bir planı kabul
etmelerine neden olacak bir durumdur.
Dolayısıyla Mısır’ın planı aslında “Ölümü gösterip sıtmaya
razı etmek” atasözünün bir örneği olacaktır ve Gazze direnişinin temel
ilkelerini karşılamadığı sürece başarı şansı da olmayacaktır.
(Farsnews’den tercüme edilmiştir)