Yemen Hem ABD Donanmasına Hem de Dünya Güvenlik Yapısına Meydan Okuyor

GİRİŞ: 08.07.2024 18:54      GÜNCELLEME: 08.07.2024 18:54
Rasthaber - Amerikan dergisi The Nation bir raporda şunları yazdı:

“Hem ABD Deniz Kuvvetleri'ne hem de dünya güvenlik yapısına meydan okuyan Yemen silahlı kuvvetleri, kolay kolay yok edilemeyecek birçok yeteneğe sahiptir ve bu sorunun tek çözümü Gazze'ye karşı savaşı durdurmaktır.

Yemenliler hiçbir uzmanın tahmin edemeyeceği bu ağır saldırılarını sürdürmeye devam ederken, ABD ve İngiltere'nin zaman zaman saldırıları da Ensarullah'ın direnişine engel olamadı.

Yemen silahlı kuvvetleri, ABD Donanması'na ve küresel yapıya kafa tutmayı başardı ve bu güçler, kolay kolay yok edilemeyecek kadar gelişmiş yeteneklere sahiptir. Yemen silahlı kuvvetleri, Siyonist rejimin ekonomisi üzerinde ve uçak gemileri de dahil olmak üzere Amerikan savaş gemileri üzerinde büyük etkiler yaratabildi ve bu tehdidi azaltmanın yolu, Gazze'deki soykırımı durdurmaktır.

ABD Donanması, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana en yoğun deniz çatışmasına girdi ve bu, çoğu Amerikalı için sürpriz oldu ve bu kez savaş Atlantik veya Pasifik'te değil, Kızıldeniz'de ve İsrail'in kapsamlı savaşına karşı Gazze'de yaşayan Filistinlileri destekleyen Yemenlilere karşıydı.

Son birkaç ayda Yemenliler Amerika savaş uçaklarının defalarca hava saldırılarıyla karşı karşıya kaldı ve buna farklı şekillerde karşılık verdiler. Bunların arasında ABD uçak gemisine ve kıyılarındaki diğer gemilere yapılan saldırılar ve silahları arasında da füzeler, insansız hava araçları, patlayıcılarla donatılmış küçük tekneler ve ilk kez gemisavar balistik füzeler yer alıyor.

Tarihsel olarak hiçbir şey, fakir, zayıf ve siyahi olmalarına rağmen bir grup Yemenlinin ortaya çıkmasından daha şaşırtıcı olamaz. Genellikle insanları Amerikan kurumlarına görünmez kılan özellikler, dünyanın egemen yapısına meydan okumayı başardı.’

HİZBULLAH’IN AĞIR SALDIRILARI

İşgal altındaki toprakların kuzeyinde, Maron stratejik üssünün de bulunduğu "Cebel el-Cürmük" bölgesi, Lübnan Hizbullah Hareketinin roket saldırılarının hedefi oldu.

Siyonist rejim medyası da Lübnan'dan Maron üssüne doğru 60 füze ve roket fırlatıldığını duyurdu. Bu bağlamda Lübnan Hizbullah Hareketi bir açıklama yaparak şu ifadelerde bulundu: ‘Cebel el Cürmük’teki  Maron üssündeki hava kontrol birimi karargâhı ve hava harekât dairesi karargâhını onlarca Katyuşa füzesiyle bombaladık, atılan füzeler doğrudan hedefi vurdu.

Bu saldırı, Maron üssünün bazı ekipmanlarının tahrip olmasına ve içinde yangın çıkmasına neden oldu. Bu saldırı Filistin'e destek amacıyla ve “Hadi” lakaplı Mücahid Meysem Mustafa el-Attar’ın el-Bekaa bölgesinde şehit edilmesine yanıt olarak gerçekleştirildi. Medya kaynakları da bu üsten dumanların yükseldiği anın fotoğraflarını yayınladı.

El-Rahab Üssündeki casusluk ekipmanları uygun silahlarla hedef alındı.’

Pazar günü Siyonist haber kaynakları, güney Lübnan'dan işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde yer alan Esbe’e el-Celil'deki Siyonist rejimin mevzilerine doğru 40 Katyuşa roketinin ateşlendiğini bildirdi.

Siyonist rejim ordu radyosu, İsrail'in işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki savunmasının etkinleştirildiğini duyurdu.

Güney Lübnan'dan işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki Celil bölgesine gerçekleştirilen roket saldırısının ardından Siyonist medya, Celil'de büyük bir yangın çıktığını bildirdi. Bu kapsamda İbranice yayınlanan Yediot Aharanot gazetesi, Lübnan'ın güneyinden gelen roket saldırısı sonucu çıkan büyük yangını söndürmek için Celile bölgesinde 10 itfaiye ekibi ve 6 helikopterin çalıştığını bildirdi.

Ayrıca Siyonist rejimin radyosu şu açıklamalarda bulundu: ‘El-Celil'in farklı bölgelerinde alarm sesleri duyuldu. Lübnan Hizbullah’ı da Pazar günü bir bildiri yayınlayarak şu açıklamalarda bulundu: ‘İşgal altındaki Filistin'in kuzeyinde Siyonist rejimin ordusunun üslerinden biri onlarca Katyuşa roketiyle hedef alındı.’

Lübnan İslami direnişinin bu doğrultuda yayınlanan açıklamasında şu ifadeler yer aldı: ‘Direnen Filistin halkına ve onun cesur ve asil direnişine destek vermek amacıyla ve Siyonist rejimin Bekaa bölgesindeki suikastlarına tepki olarak İslami direniş savaşçıları Pazar günü onlarca Katyuşa füzesi ile Batı Tiberya'daki “Nimra” üssünü hedef aldı. Bu üs, zaman zaman Lübnan İslami direnişinin misilleme saldırılarına hedef olan İsrail ordusunun işgal altındaki Filistin'in kuzeyindeki ana üslerinden biridir.’

Şunu da belirtmek gerekir ki, Lübnan Hizbullah Hareketi cumartesi günü, ülkenin güneyindeki İslami direniş savaşçılarından Meysem Mustafa el-Attar'ın şehit edildiğini açıkladı.

DÜŞMANIN ELİNDEKİ GÜCÜ TAKİP EDİYORUZ

Hizbullah'ın Lübnan Parlamentosu'ndaki temsilcisi “Muhammed Raad”, Siyonist düşmanın mevzilerini ve elindeki gücü takip ettiklerini ve saldırganların hedeflerini zayıflatmak, mağlup etmek ve devirmek için onlara saldırdıklarını vurguladı. Muhammed Raad şu ifadelerde bulundu: ‘Bu aşamada sadece düşmanla karşı karşıya gelmekle kalmıyoruz, sonraki aşamalar için de mücadelenin temellerini atıyoruz. Çünkü düşmanın istemediği şey budur. Ona yönelik her türlü saldırıya karşı hazırlıklı olmalıyız.’

İSRAİLLİ GENERAL: HİZBULLAH'LA ANLAŞMAYA VARMALIYIZ

İsrail Ordusu Askeri İstihbarat Dairesi eski başkanı (AMAN), bu rejimin Aksa Tufanı operasyonundaki başarısızlığını eleştirerek şunları vurguladı: ‘Hizbullah'la anlaşmaya varmalı ve savaşa girmemeliyiz. İsrail ordusunun (AMAN) askeri istihbarat dairesi eski başkanı Amos Yadlin Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Siyonist yetkililerin Lübnan Hizbullah'ıyla savaşın gerekli olduğu yönündeki iddialarının aksine bir açıklama yaptı ve şunları söyledi: ‘Hizbullah'la anlaşma sağlanmalıyız. Hizbullah'la anlaşmak bu hareketle savaşmaktan daha iyidir. Çünkü her savaş bizi savaşsız da ulaşabileceğimiz bir anlaşmaya götürecektir.

Siyonist rejimin hava savunma teşkilatının eski komutanı Zvika Haymovich de Hizbullah'ın birleşik saldırılar gerçekleştirme yeteneğini itiraf ederek şunları söyledi: ‘Hizbullah'ın elinde çok sayıda füze var ve ateşlediği füzeler kesinlikle bu hareketin fırlatabileceği en az fazla füze sayısı değil.

İsrail'in Gazze'deki hatalı stratejisi ve pervasız davranışı, askeri doktrininin tüm unsurlarını baltaladı. İsrail'in Hamas'ın saldırısına verdiği feci tepki, onun hayatta kalmasına gölge düşürdü.’

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM