ABD’nin başını çektiği batı emperyalizminin Irak’a girmesi,
ardından Arap Baharı adı altında İslam ülkelerinde darbelerin yaşanması, Suriye
Savaşı ve Yemen savaşı ile Batı Asya bölgesindeki Müslüman ülkeler yeniden
dizayn edilmeye çalışırken, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi, Irak, Suriye ve
Yemen’de istenilen tam hedeflere ulaşılmadan Ukrayna savaşının patlak vermesi
ve günümüz dünyasında soykırımın yaşandığı Gazze savaşı adı konulmamış bir
sıcak dünya savaşının yaşandığını göstermekte. Yaşanan bu sıcak savaşların
gölgesinde dünya ülkeleri bir taraftan silahlanma yarışına girerken diğer
taraftan soğuk savaş diyebileceğimiz ekonomik bir savaş yürütmekte.
ABD’nin başını çektiği tek kutuplu dünya düzeninin
hegemonyasına karşı oluşturulan Şanghay İşbirliği Örgütü, NATO’ya karşı askeri
bir oluşumu hayata geçirirken henüz NATO gibi askeri bir teşkilatlanma yapısı
gerçekleştirmemiş ve yaşanan sıcak çatışmalara fiili olarak müdahil
olmamaktadır. Fakat Doğunun NATO’su olarak adlandırılan ŞİÖ ekonomik savaşın
gelecekteki koruyucusu olacağını öngörebilmekteyiz.
Bununla birlikte Dünyada yaşanan ekonomik savaş her ne kadar
sıcak savaş kadar dünya kamuoyunun gündeminin bir numarasında yerini almamış
olsa da savaş envanterlerinin yıkıcı sesi ve hayatını kaybeden insanların
çığlıklarının altında büyük bir hızla ilerlemeye devam etmekte.
Batının elindeki ekonomi silahı olan IMF, Dünya Bankası, G7
gibi kuruluşların dünya ülkeleri üzerinde kurdukları küresel emperyal ekonomi
sisteme karşı bağımsızlıklarını kazanmak isteyen ülkeler ekonomi savaşını
başlatmış durumdalar. Kurumsal anlamda oluşturulan BRICS bu adımın en somut
örneği olarak karşımıza çıkmakta. Son katılımlarla birlikte BRICS, dünya
nüfusunun yüzde 46'sını, dünya ekonomisinin yüzde 31'ini dünyanın en büyük 10
petrol üreticisinden 6'sını, dünyanın en büyük doğal rezervine sahip 10 ülkenin
5'ini, dünya petrol üretiminin yüzde 43'ünü, küresel yabancı yatırımların yüzde
22’sini ve küresel ihracatın yüzde 25'ini temsil eden bir blok oldu. Bu durum
ekonomi savaşının boyutunu ortaya koyması açısından önem arz etmekte.
Bu anlamda Çin’in 2013 yılında duyurmuş olduğu ‘Bir Kuşak
Bir Yol’ projesi küresel ekonomi sistemi karşısında atılan en önemli adımlardan
biridir diyebiliriz. Tarihi İpek Yolu’nu canlandırmayı planlayan kara ayağı ve
"21. Yüzyıl Deniz İpek Yolu" olarak adlandırılan deniz ayağı ile
proje Çin’den başlayıp Vatikan’a kadar ulaşacak bir ağ kurmayı hedeflemekte.
‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesi girişimine 10 yılda 155 ülke katılırken 70'ten
fazla ülkede yürütülen projeler, dünya nüfusunun 3'te 2'sini, küresel gayrisafi
hasılanın yarısını kapsayan coğrafyaya yayıldı. Bu verilere baktığımızda
silahlar kadar ses çıkarmayan ekonomi savaşının dünyanın yarısını kapladığını
söyleyebiliriz.
Rusya ve Çin’in girişimleriyle oluşturulan birliktelikler ve
projelere ilaveten İran ve Rusya’nın öncülüğünde oluşturulan Uluslararası
Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru (INSTC), da ekonomi savaşının bir diğer ayağını
oluşturmakta. Tahran'ın Azerbaycan ve Rusya ile diğer ülkelerle bağlantı
kurmayı planladığı İran limanlarını ve demiryollarını kullanarak Hindistan'daki
Mumbai'den Finlandiya'ya mal taşımayı kolaylaştırmak için tasarlanmış bu
projeye Ermenistan, Azerbaycan, Kazakistan, Belarus, Tacikistan, Türkmenistan,
Ukrayna ve Bulgaristan da dahil oldu. Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma
Koridoru, İran ve Rusya için ABD ambargosunu aşmak ve küresel ekonomik sistem
yaptırımlarını aşmak adına önem arz etmekte ve alternatif bir ağ
oluşturmaktadır.
Kafkasya bölgesinde bir diğer girişim ise Türkiye tarafından
gündeme getirilen ve Türkiye’nin Türki Cumhuriyetlerle bağlantısını kurmayı
hedefleyen Zengezur Koridoru projesidir. Türkiye her ne kadar NATO üyesi ve
küresel ekonomi sisteminin bir unsuru olsa da değişen dünya düzeninde ve
ekonomi savaşında kendi payını almak, rakiplerine ben de bu savaşta varım demek
için girişimlerde bulunmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’nin bir başka girişimi ise
Kalkınma Yolu Projesi’dir. Türkiye, Irak, Katar ve BAE arasında imzalanan
mutabakat zaptı ile hayata geçirilecek olan Kalkınma Yolu Projesi, Irak’ın
Büyük Fav Limanı’ndan Türkiye’ye 1200 km’lik demir ve karayolu bağlantısı
kurarak Türkiye üzerinden Asya ve Avrupa bağlantısı kuracak. 17 milyar dolar
olarak tahmin edilen büyük bir maliyetle hayata geçirilecek proje FAV
Limanı'ndan Londra'ya kadar kara ve demir yolu ile Avrupa'nın her ülkesine
kesintisiz ulaşımı sağlayarak hem Süveyş kanalına hem Çin’in İpek Yolu
projesine bir alternatif oluşturmayı hedeflemekte.
Dünya devletleri yeni yollarla soğuk savaşlarını
sürdürürlerken Yemen Ensarullah Hareketinin Filistin halkına destek vermek
amacıyla Kızıl Denizde işgalci Siyonist İsrail gemilerine ve işgal altındaki
limanlara giden gemilere karşı düzenlediği operasyonlar yeni dünya düzeninde
yollar savaşının gelecekte daha çok ön plana çıkacağını göstermekte./tesnim